Son Dakika Haberler

Erdoğan Nesimioğlu

Erdoğan Nesimioğlu

​Ben de şekere takanlara taktım!..

09 Friday 2015

Bir önceki yazımda İngiltere’nin Londra kentinde düzenlenen bir konferansta pancar şekerinin masumiyetinin tescillendiğini yazmıştım.

Yazımda, pancar şekeri üzerine oynanan oyunları dile getirmiş ve doğal pancar şekerinin obezite vesaire gibi hastalıklara yol açmadığını, aksine NBŞ kökenli tatlandırıcıların insan sağlığını tehdit ettiğini yazmış ve obezite, kanser gibi hastalıkların da NBŞ kökenli tatlandırıcılardan kaynaklandığını bilimsel verilere dayanarak ifade etmiştim.

Hatta, dünyada pancar şekeri üretiminin düşmesine rağmen obizete de büyük bir artış olduğunu da örnekleriyle vurgulamıştım.

Ancak, tüm bunlara rağmen hala bazıları tarafından pancar şekerinin insan sağlığına zararlı olduğu dile getiriliyor ve ünlü-şanlı proflar bile bizim kendi öz değerimiz olan ve doğallığı tartışılmayan pancar şekerimize olan saldırılarını devam ettiriyor.

Bizim üreticilerimizin alın teri olan doğal pancar şekerine yapılan bu haksızlığın karşısında, özellikle de sağlığından endişe duyanların da bu insanların karşısına dikilmesi gerekiyor.

Adı üstünde doğal pancar şekeri diyoruz.

Doğal olmayan ve çeşitli aşamalardan geçirilerek ortaya çıkarılan şekeri ise Nişasta Bazlı Şeker(NBŞ) diye adlandırıyoruz.

Mısır şurubu da bunlardan birisi.

Yani ticari amaçlı olarak mısırdan üretilen glikoz.

Siz hiç mısırı kaynatıp suyunu içtiniz mi?

Tadında hiç şekere benzeyen bir yanı var mı?

Mısırı kaynatıp suyunu içtiğiniz zaman ağzınızda bir nişasta tadı olacaktır.

Ya peki!

Üreticilerimizin ekmek kapısı olan ve geçimini sağladığı pancarı kaynatıp suyunu içtiniz mi?

Veya, ninelerimizin, dedelerimizin yaptığı gibi pancarı fırında pişirip yediniz mi?

İşte gerçek şeker tadı ve şeker budur.

Benim anlamadığım ve gerçekten de anlamakta zorluk çektiğim konuların başında pancar şekerine olan saldırının altında neyin yattığıdır.

Dünyada rekabet ettiğimiz tarım ürünlerinin başında yer alan şeker pancarına olan bu kinin altında yatan nedir?

Bu insanlar kime, neye, niçin hizmet ettiklerini iyi biliyorlar mı?

Yoksa, bilimini, ilmini ve aklını satmış olmanın gereklerini mi yerine getiriyorlar?

Herhalde son söylediğimi yapıyorlardır diye düşünüyorum.

Şu aralar Milli Gazete de Sadettin İnan adlı arkadaşımızın hazırladığı bir yazı dizisi var.

Ben, işim ve konumum gereği yazı dizisini ilgiyle takip ediyorum ve sizlerin de takip etmesini temenni ediyorum.

Gerçekten de önemli bilgiler içeriyor dosya.

Ülkemizin yıllık ekonomisine 2.5-3 milyar dolar yerli katma değer sağlayan, doğrudan ve dolaylı yoldan 10 milyon insanımızın gelir kapısı olan şeker pancarına yapılan saldırıların gerçek nedenlerini bu yazı dizisinde okuyabilirsiniz.

Ben de, tıpkı Sadettin İnan kardeşim gibi bizim doğal şeker pancarımıza takanlara taktım.

Değerli okuyucularım, lütfen şeker pancarı deyip geçmeyelim. Ülkemiz ve bizim insanımız için çok önemli bir değeri var şeker pancarının.

Saldırılar öyle boşuna yapılmış saldırılar değil. İşin içinde rant var, pazar var. Kavgamız bu yüzdendir.

Tıpkı, tütünde olduğu gibi şeker pancarını da ülkemizde ektirmeyecekler ve kendilerinin büyük gelirler sağladığı NBŞ’li ürünleri ise bize satacaklar.

Bunların tek derdi odur.

Bakın, şeker pancarından elde edilen doğal şekeri kullanmayıp, mısır şurubu gibi NBŞ’li tatlandırıcıları kullandığımız zaman ülkemizin yıllık kaybı nedir hiç düşündünüz mü?

Bu konuda uzman olan gazeteci arkadaşımız Sadettin İnan bakın gazetesinde ne yazmış?

“…Türkiye son 12 yılda NBŞ’ye tanıdığı yüksek kotadan dolayı 2.5 milyon ton şeker üretiminden, 320 bin hektar alanda pancar tarımından vazgeçerek, 4.4 milyar dolarlık katma değerden oldu. 80 bin tarım işçisi işini kaybetti, 6.3 milyon ton küspenin ve 840 bin ton melasın üretilememesi sonucu ise 210 bin ton et açığı ortaya çıktı…”

Sadettin kardeşim bununla da kalmamış ve şeker pancarı üretmediğimiz veya NBŞ’lere tanınan yüksek kotalar yüzünden oluşan kayıplarımızı da dile getirmiş;

“…NBŞ kotasının her yıl yüzde 50 oranında artırılması pancar şekeri üretimi üzerinde 120 bin tonluk daralmaya neden oluyor. Diğer bir anlamda bu durum 210 bin dekar alanda pancar tarımının yapılamaması ve 300 bin ton besi hammaddesi olan küspenin ve kozmetik, ilaç, alkol gibi sektörlerde kullanılan 50 bin ton melasın yok olması anlamına geliyor...”

İşin ilginç olanı nedir biliyormusunuz dostlarım.

Kendi doğal pancar şekerimiz varken, dünya hızla doğal şekere dönüş yaparken biz hala Avrupa’nın 4 katı Nişasta Bazlı Şeker üretiyoruz.

Bunu bizim insanımız tüketiyor ve milyonlarca dolar dövizimizi de böylelikle ülke dışına taşımış oluyoruz.

Tokluk hissi vermeyen ve kanserden kalp hastalıklarına, karaciğer yetmezliğine kadar birçok kronik hastalığa yol açtığı belirtilen bu ciddi tartışmalardan sonra ülkemizde NBŞ’ye tanınan yüksek kota dikkat çekici değil mi?

Size daha ilginç bir bilgi de vereyim.

480 milyon nüfuslu Avrupa Birliği ülkelerinde, 2010 yılında yaklaşık 690 bin 440 ton NBŞ üretimi gerçekleştirilirken, 70 milyon nüfusa sahip ülkemizde yine aynı dönemde 406 bin 350 ton NBŞ üretimi yapılmış.

Neredeyse 25 Avrupa ülkesinin ürettiği NBŞ’nin yarıdan fazlasını bizim ülkemiz üretmiş.

Daha bitmedi, işin daha ilginci ise NBŞ kullanımında.

25 ülkeli Avrupa Birliği’nde kişi başına düşen NBŞ miktarı 1.5 kilo civarında olurken, Türkiye’de kişi başına düşen NBŞ miktarı ise 6 kilo.

Bu rakamsal veriler bile ülkemizde üretilen doğal pancar şekerine olan saldırıların ve ihanetin gerçek nedeni olmaya yeter de artar bile.

-ŞEKERLE İLGİLİ BİR GERÇEK DAHA

Bakınız birkaç gün önce yerel ve ulusal basınla internet sitelerinin haberlerinde, dünyanın en gelişmiş ülkesi olarak kabul edilen Amerika’da bile doğal şekere dönüşün başladığı yazılıyordu.

İsterseniz habere bir göz atalım;

Amerikan haber ajansı Associated Press (AP), diyabetten kansere, hipertansiyondan obeziteye çok sayıda hastalığın sorumlusu olarak gösterilen mısır şurubu hakkında bir dosya hazırlamış.

Haber ajansının hazırladığı dosyada, özellikle çikolata ve şekerleme sektöründe büyük pay sahibi olan şirketlerin, ürünlerinde mısır şurubu kullanımından hızlıca uzaklaştıkları vurgulanmış.

Hatta AP haber ajansı, mısır şurubu ile ilgili dosyasında 1905 yılından bu yana “Hershey’s” markalı üretim yapan Amerikalı bir şirketin ürünlerinde tüketicilerden gelen yoğun talep üzerine yüksek dozlu mısır şurubundan vazgeçerek doğal şekere yöneldiğini dile getirmiş.

Hatta, bu ülkede Yüksek früktozlu mısır şurubundan vazgeçip ürünlerinde şeker kullanan markalar arasında Gatorade enerji içecekleri ve Yoplait yoğurtlarının da yer aldığı belirtilmiş.

Hershey Ar-Ge Grup Başkanı Will Papa, AP’ye yaptığı açıklamada ise, “Şirketimiz ürünlerinde yüksek früktozlu mısır şurubu ve şeker karşımı kullanıyordu. Fakat bu karışımda daha çok şekere doğru yöneliyoruz. Biz, tüketicilerin ne istediğini dikkate aldık ve onlar da, bu ikili içinden şekeri tercih ettiler” demiş.

Sanırım bu açıklama bile ne demek istediğimizi anlatmaya yetmiştir.

Pankobirlik Genel Başkanımız Sayın Recep Konuk,  “hedef”le ilgili konuşmalarında sık sık “Uzaya ilk astronot gönderen Ruslardı, ama aya ilk ayak basan Amerikalı Armstrong oldu. Amerika ayı fethetmeyi hedeflemeseydi, Armstrong aya ilk ayak basan insan olabilir miydi?...” diye örnek verir.

Ben de diyorum ki; NBŞ kökenli tatlandırıcılar iyi olsaydı, insan sağlığını tehdit etmeseydi, obezite ve kanser gibi hastalıklara yol açtığı ortaya çıkmasaydı, elin gâvuru bundan vazgeçer miydi?

Sağlıkla kalın, siz siz olun doğal şekerinizden vazgeçmeyin.

 

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
  • İSMAİL FİDAN

    TEŞEKKÜR EDERİM. ELİNE KALEMİNE SAĞLIK.BU HABERLERİ ULUSAL BASINA TAŞIMAK VE HÜKÜMETİ UYARMAK ŞART.BİLDİKLERİNİ VE YAPTIKLARINI BİLİYORUM DA KAMUOYU VE GÜNDEM BASKISI OLUŞTUTUP PANCAR EKİMİNİ ARTIRMAK VE DOĞAL pancar şekerine dönmeyi gündeme getirmek lazım. Bir de ŞEKER TV KURMAKTA GEÇ KALINMADI MI? bAŞARILARININ DEVAMINI DİLER SELAM SAYGI VE SEVGİLERİMİ SUNARIM

    • Cevapla
    • Begen (0)
    • Begenme (0)
  • erhan gündüz

    Özellikle çukurova bölgesinde yapılan pamuk üretimine vurulan darbenin aynısı şekere de yapılmak isteniyor. ülkemiz topraklarında gayet kaliteli ve verimli pamuk yetişirken şu an pamuk ihtiyacımızın büyük bölümünü teksasın pamuk tarlalarından karşılıyoruz. şekerde de aynısı yapılmak isteniyor. insanları şeker üretiminden soğutup şeker ithalatını arttırmak ve bundan birilerinin rant sağlamasını sağlamak. konya şeker kesinlikle bununla baş edebilecek güçtedir ve elinden geleni yapacaktır.

    • Cevapla
    • Begen (0)
    • Begenme (0)
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English