YALOVA (AA) - Yalova'da organ nakli sırasında bekleyen 3 çocuk babası Faruk Kolin ile ve annesinin verdiği böbrekle yeniden hayata bağlanan Seher Uygun (53), yaşadıklarını anlattı.
Yaklaşık 3 yıl önce başlayan rahatsızlığı nedeniyle 2 senedir haftada 3 gün diyalize giren 43 yaşındaki Kolin, AA muhabirine, bu sürecin kendisine çok ağır geldiğini söyledi.
Hastalık nedeniyle işinden olduğunu ve yaşam kalitesinin çok düştüğünü, sınırlı yiyip içebildiğini, en zorunun ise susuzluk olduğunu aktaran Kolin, şöyle konuştu:
"Bu hastalıktan kurtulmak için organ nakli sırasına yazıldım ama çok da umutlu değilim. Çünkü insanlar bu konuda çok da duyarlı değil. İnsanlardan isteğimiz, ricamız daha duyarlı olmaları. İnsanın başına geldiği zaman anlıyor ne kadar önemli olduğunu. Böbreklerim tekrar çalışmaya başlarsa yapacağım ilk iş organ bağışı yapmak olacak. Çünkü bunun zorluğunu yaşıyorum ve bir hasta için ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Bu şekilde kimse bizi işe almaz. Bir gün nakil olursam ilk başta bir litre soğuk suyu içerim. Çünkü bizim su içmemiz kısıtlı. Beni en çok zorlayan su."
Babasının hastalığını öğrendiğinde çok üzüldüğünü belirten 8. sınıf öğrencisi Rümeysa Kolin de babası kendini iyi hissettiğinde mutlu olduğunu dile getirdi.
En büyük isteğinin babasını sağlıklı görebilmek olduğunu ifade eden Kolin, "Babamla birkaç defa hastaneye gittim ve gördüm. Organ bağışı konusunda çok daha duyarlı olunması lazım. Nakiller çok az oluyor. Her gün dua eden insanlar görüyorum. İnşallah herkesin gönlünce olur nakiller. Daha duyarlı olunur bu konuda diye ümit ediyorum." ifadesini kullandı.
- Böbreğini veren annesi sayesinde sağlığına kavuştu
Protez ameliyatı sırasında yaşanan olay nedeniyle 2014'te iki böbreğini birden kaybeden Seher Uygun da 75 yaşındaki annesi Nüşuriya Aktaş'ın bağışladığı böbreği sayesinde yaşama tekrar tutunduğunu dile getirdi.
Uygun, kendisine ikinci kez hayat veren annesi ve süreçle ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Allah annemden razı olsun. Annem bana böbrek vermeseydi nakil sırası ne zaman gelirdi bilmiyorum. Diyalize başladığımda bir yıl tuvalete gidemedim. Böbreği olmayan birinin tuvalete gitmediğini bilmiyordum. Yoğurt, su, çorba hep kısıtlı tüketebiliyordum. Fazla yediğim zaman diyalizde fazla sıvı çekiliyordu. Bu defa da halsiz, yorgun oluyordum. Nakil olduktan sonra hepsini yiyebiliyorum. Lütfen herkes bağış yapsın, hayat kurtarsınlar. Başına gelmeyen bilmiyor. Benim annem vardı, verdi. Diyalize giren o kadar çok hasta var ki onlara böbrek verecek biri çıkar. Bütün insanlar duyarlı olmalı, bağışçı olmalı. Herkes bağışçı olsun, onlar da kurtulsun benim gibi."
Kaynak: