İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ev sahipliğinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Üst Düzey Yetkililer 4. Toplantısı, İstanbul'da tematik panel oturumlarıyla devam etti.
Öğleden sonra gerçekleştirilen "Türk Dünyasında Kamu Diplomasisinin Yükselen Gücü: Dizi-Film Sektörü" başlıklı oturumda, Türk dünyasından oyuncu ve yönetmenler sunum yaptı.
Oturumda konuşan İletişim Başkanlığı Kamu Diplomasisi Dairesi Başkanı Oğuz Güner, Türk dünyasının uluslararası siyasette her geçen gün daha fazla ilgi görmeye başladığını söyledi.
Güner, şöyle konuştu:
"Sadece bölgesel hususlar değil küresel hususlar ve meselelerde de Türk dünyasının artık sesinin duyulduğunu, görünürlüğünün arttığını görüyoruz. Türk dünyasının rolü, bu bağlamda artık küresel bir tartışma konusu olmuş durumda. Artık bölgesel düzlemden çıkmış ve küresel bir zeminde tartışılır olmuştur. Tabii bu mesele uluslararası arenada daha fazla görünür olmaya başladı. Bu bizim için mutluluk verici bir gelişme. Bu bağlamda Türk dünyasının görünürlüğünün artması, uluslararası arenada daha bilinir olması için dizi ve film sektörüne özel bir ehemmiyet atfediyoruz."
Kırgızistanlı senaryo yazarı ve yönetmen Shirin Aitmatova, Türk dünyasının diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılıp anlaşılmadığının konuşulması gerektiğini söyledi.
Kendi filmlerinden kesitler izleten Aitmatova, şöyle devam etti:
"İnsanların bilgi paylaşmaya ihtiyacı vardır. Bir biçimde bilgiyi aktarmaya ihtiyacımız var ki içinde yaşadığımız dünyayı değiştirmemiz mümkün olsun. Hepimizin içinde bir hikaye anlatıcısı yaşar. Hayat bizi o kadar şaşırtıcı ve zor çıkmazlara sokar ki içinde yaşadığımız bu dünyayı anlamanın tek yolu insan deneyimini paylaşmaktır. Burada tartışacağımız asıl konu aslında şu: Dünya bizi anlıyor mu, yeterince anlaşılıyor muyuz? Türk dünyası küresel hiyerarşide bir yere sahip mi? Biz hikayelerimizin nasıl ve hangi amaçla duyulmasını istiyoruz? İnsanlık tarihinin dokusuna baktığımızda birçok hikayeden oluştuğunu görüyoruz. Çözgüsü ve atkısı olan birçok hikayeden oluştuğunu söyleyebiliriz. Artık hangi ipi hangi amaçla çekmemiz gerektiğine karar vermenin zamanı geldi."
- "Bizler yakınız ama birbirimizi o kadar da iyi tanımıyoruz"
Azerbaycanlı film yönetmeni Rufat Hasanov da Türk Cumhuriyetlerinin din, dil ve ortak medeniyete sahip olduklarını söyledi.
Hasanov, şunları kaydetti:
"Mesela Azerbaycan filmleri Orta Asya ve Özbekistan'da çok popüler. Bugün bu etkinliğin açılışında bir müzik işittik ve onunla gurur duyduk. Çünkü bu bizim ortak kodlarımızı taşıyor. Dede Korkut, Nasrettin Hoca gibi ortak hafıza kodlarımız bulunuyor. Bu yüzyılda televizyon dizileri ve filmler aracılığıyla tarihimiz dünyaya anlatılabiliyor. Türkiye büyük bir sektöre sahip. Tarihimizi televizyondan izleyip öğrenebiliriz. Fakat yakın tarihimizi çok iyi bilmiyoruz hatta birbirimizi daha iyi tanımıyoruz. Bizler yakınız ama birbirimizi o kadar da iyi tanımıyoruz."
Türk devletlerinin ortak bir dizi platformu kurması düşüncesine nasıl baktığının sorulması üzerine Hasanov, "Film ve dizi platformları artık hayatımıza çok entegre oldu. Bu açıdan 300 milyonluk Türk dünyasının bir platformunun olması güzel bir fikir olur. Kendi filmlerim açısından büyük memnuniyet duyarım." yanıtını verdi.
Özbekistanlı oyuncu Yulduz Rajabova da Türk dizilerini farklı ülkelerdeki insanların severek izlediklerini dile getirdi.
Özbekistan'da da Türk dizilerinin beğeniyle takip edildiğini aktaran Rajabova, "Türk yapımcı Mehmet Bozdağ ve Özbekistan Cumhurbaşkanlığının ortak yapımıyla 'Bozkır Arslanı Celaleddin' çekiliyor. Bu dizide yer alıyoruz. Dizide, 1200'lü yılların en büyük hükümdarlarından, Türk-İslam dünyası için önemli bir isim olan Celaleddin Harzemşah'ı anlatıyoruz. İkinci sezonunu çekmeye başladık. Bu proje sadece Özbekistan-Türkiye ortak kültürünü anlatmıyor, Türk devletlerinin kardeşliğinin pekişmesi ve beraber olması düşüncesiyle yola çıkıldı." ifadelerini kullandı.
Kaynak: