TBMM (AA) - HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "İktidarın küçük ortağı bugün yine kapatma tehditlerini dolamış ağzına. Herhalde kendilerinin yolunu açmak için tek çarelerinin olduğunu biliyorlar. O da bizi kapatmak ama söylüyoruz tekrar; bizi kapatma çabası, onları daha da küçültecek, bizleri daha da büyültecektir. Korkmaya devam etsinler." dedi.
Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yazar Yaşar Kemal'i vefatının 6'ıncı yılı dolayısıyla andı.
Ana dilin bir halkın varlığı ve onuru olduğunu belirten Sancar, "Bugünlerde bir kampanya yürümektedir. Bu kampanyanın başlangıcını Diyarbakır'da 9 Kürt siyasi partisiyle birlikte çeşitli girişimler, platformlar ve STK'lerle birlikte verdik. İstediğimiz şudur: Kürtçe, resmi dil olarak kabul edilsin. Kürtçe, eğitim dili olarak kabul edilsin." diye konuştu.
2 Mart'ın Türkiye siyaset hayatında ve demokrasi tarihinde çok önemli bir kırılmanın yıl dönümü olduğunu ifade eden Sancar, 2 Mart 1994'te DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığını ve Meclis'ten zorla çıkarılarak tutuklandıklarını söyledi. Sancar, "2 Mart, demokratik Kürt siyasetine ve Kürt sorununa demokrasi içinde, parlamento zemininde başlatılan çözüm arayışlarına bir darbeydi." değerlendirmesinde bulundu.
Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün de HDP şahsında Kürt halkının iradesini ve bütün ezilenlerin sözünü boğmak isteyenlere cevabımız şudur: Dönün tarihe iyi bakın. Tarihin aynasına bakmayı bilenler bizlerin bu saldırı dalgasından, istibdat karanlığından daha da güçlü çıkacağımızı çok iyi göreceklerdir. İktidarın küçük ortağı bugün yine kapatma tehditlerini dolamış ağzına. Herhalde kendilerinin yolunu açmak için tek çarelerinin olduğunu biliyorlar. O da bizi kapatmak ama söylüyoruz tekrar; bizi kapatma çabası, onları daha da küçültecek, bizleri daha da büyültecektir. Korkmaya devam etsinler. HDP, umutla, inançla, kararlılıkla yürüyor, büyüyerek bu yolu yürümeye devam edecek ve eninde sonunda çok geç olmadan bu ülkenin yönetimine ortak olacaktır. Bunu böyle bilsinler."
İktidarın, o zamanki zalim uygulamaların ve o uygulamaların arkasındaki zihniyetin temsilciliğini daha da karanlık bir şekilde yürüttüğünü savunan Sancar, "Bugünkü iktidar, 2 Mart darbesini yapan iktidardan hiçbir konuda farklı değildir, onlardan daha da kötülük dolu anlayış ve siyasetle yönetmeye çalışıyor." dedi
Bu sabah Erzurum Karaçoban Belediyesine polis baskınıyla uyandıklarını dile getiren Sancar, "Biliyoruz bu baskından sonra neler geliyor. Kayyum hazırlığı. 28 Şubat'ın yıl dönümünde darbelerle hesaplaştığını iddia eden, darbenin mağduru olduğunu söyleyen iktidar, 28 Şubat iktidarından, zihniyetinden daha da zalim pratiklere imza atıyor. O nedenle, 28 Şubat'ın akıbeti ne olduysa bu iktidarın da akıbeti o olacaktır. Bundan da hiç kimse şüphe duymasın." görüşünü savundu.
Darbeyle hesaplaşmanın kolay ve herkesin becerebileceği bir şey olmadığını söyleyen Sancar, şunları kaydetti:
"Bunun için önce adil hafızayı savunmak sonra geçmişe vicdanla bakmayı becermek lazım. Bu iktidarda bunların hiçbiri yok. Tam tersine hafızayı çarpıtmak ve kendine göre yeniden kurgulamak için her yolu mubah gören bir anlayışa sahiptir. Ayrıca vicdan bu iktidarın sahiplerinin yanından, yakınından geçmiyor."
Zulmün en kötüsünü, bir zamanlar zulme maruz kalanların yaptığı zulmün oluşturduğunu dile getiren Sancar, "Hatta maruz kaldıkları zulümden daha kötüsüne yol açtıklarını da eklememiz lazım. Kötü, karanlık bir zihniyet, zaliminden öğrendiklerini gücü eline geçirdiği anda başkalarına zulüm için kullanan zihniyettir. Bu iktidar işte böyle bir iktidardır." sözlerini sarf etti.
HDP'ye karşı saldırıların çok yönlü sürdürüldüğünü ileri süren Sancar, "HDP'yi siyasetin dışına itmeye, demokratik siyaset kanallarını tıkamaya çalışıyorlar. Biz bu politikaların gayesini gayet iyi biliyoruz. Oyunlarını görüyoruz. HDP'siz bir Türkiye, siyaset, Kürtlerin kendi kimlikleriyle temsil edilmediği bir yaşam ve mazlumların sesinin çıkmadığı bir düzen. Hedef budur. Çünkü, HDP, onların siyasi oyun planlarının önünde bir kale suru gibi engel olmaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Sancar, HDP'ye karşı "kara propaganda merkezinin" devrede olduğunu ve her gün birbirinden sakil mesajlar, videolar yayınladığını iddia ederek, "Neredeyse kesintisiz faaliyet yürütüyor. Bu işi o kadar kontrolden kaçırdılar ki artık partiyi değil partiye oy veren seçmeni bile tehdit eder hale geldiler. Bir AKP yöneticisi çıkıp, 'lanet olsun onların oylarına. Onların oylarının Allah belasını versin' diyor. Sonra tepkiler üzerine 'ifadelerim aşırıya gitmiş olabilir' diyor. Özrü kabahatinden büyük." şeklinde konuştu.
"Onlar ne yaparsa yapsın, saldırılarına devam etsinler, kapatma tehditleri savursunlar, fezlekeleri tartışsınlar bizim gündemimiz halktır." diyen Sancar, gündemlerinin halkın yaşadığı temel sorunlar olduğunu vurguladı.
Bütün bu saldırıların sadece HDP'ye yönelik olmadığını ısrarla söylediklerini ve bazen bu sözlerinin yanlış anlaşıldığını, "imdat çağrısı" diye yorumlandığını belirten Sancar, şöyle devam etti:
"Öyle değil. Özellikle demokrasi güçlerine, muhalefet partilerine buradan bunu bir kez daha dostça hatırlatmak isterim. Bizim arayışımız, 'bizim imdadımıza yetişin' çağrısı değildir. Biz, direnmeyi de biliriz, bedel ödemeyi de zaten bu yola çıkarken göze aldık. Bizim meselemiz bu ülkenin geleceğidir, bu ülkede hakça, adilce, onurluca, özgürce bir yaşam kurma mücadelesidir. HDP'ye saldırılar işte bu umuda, hedefe yönelik saldırılardır. O nedenle birlikte olalım diyoruz; adaletten, demokrasiden yana derdi olan herkese, her imkanda sesleniyoruz. Bir araya gelmek için herkes ortak paydalarda çaba harcamayı sürdürsün. Biz hazırız."
En geniş demokrasi bloğunu oluşturmanın temel hedeflerinden olduğunu dile getiren Sancar, "Eğer gerçekten biraz önce söylediğim gibi onurlu bir gelecek, demokratik bir ülke, özgür bir toplum isteğiniz varsa o zaman bunların hepsini ayaklar altına almış iktidarın dilini kullanmaktan vazgeçin. Hiç kimse, iktidarın dilini kullanarak HDP'ye yönelmesin. Çünkü böyle bir tavır sadece iktidarı güçlendirir. Bu dili kullananların bu hedeflerde samimi bir iradeye sahip olmadıkları şüphesini büyütür." görüşünü savundu.
Sancar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiği günden bu yana buğday ununun yüzde 214, mercimeğin yüzde 184, fasulyenin yüzde 149, tuzun yüzde 104, makarna ve sütün yüzde 100, elektriğin yüzde 71,5, doğal gazın yüzde 64 oranında zamlandığını kaydetti.
Kovid-19 kısıtlamalarının kademeli olarak kaldırılacağının dün açıklandığını anımsatan Sancar, "Tablonun hangi ölçütlere göre oluştuğunu da bilmiyoruz. Kademeli geçişin nasıl olacağına dair doyurucu bir açıklama da yok. Gerekçelerde doğru dürüst açıklanmıyor ama sonuçta bir kademeli yumuşama planı ortaya kondu. Sadece bu kadar. Başka hiçbir açıklama yok. Vatandaş, işsiz, esnaf ne yapacak? Bunlarla ilgili bir satır, sözcük yok. Böyle tedbir mi olur? İşte bunları konuşturmamak, bunların öne çıkmasını önlemek için bizlere saldırıyorlar. Toplumu buradan kutuplaştırmaya çalışıyorlar." dedi.
Kaynak: