RİZE (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yarın öbür gün uzaya kendi aracımızı, bilim insanımızı gönderdiğimizde 'dünyaya mı sığmadınız' diyeceklerini şimdiden duyar gibiyim." dedi.
Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Ek Binası ile Çayeli Eğitim Fakültesi Ek Binasının açılış programında konuştu.
Türkiye'nin ilk İmam Hatip Lisesi Müdürü Mahmut Celaleddin Ökten'in "Asrın ihtiyaçlarını müdrik, Doğu'yu ve Batı'yı bilen münevver, dindar görüneceğim diye mutaassıp olmayan, tavizsiz fakat müsamahakar bir gençlik." sözlerini hatırlatarak konuşmasına başlayan Erdoğan, buna ihtiyacın büyük olduğunu belirtti.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi yöneticilerini, hocalarını, misafirleri, hemşehrilerini bu anlayış ve idrak içinde gördüğünü dile getiren Erdoğan, onları alkışladığını söyledi.
Erdoğan, yaklaşık 6 aylık bir aranın ardından bugün bir kez daha ana-baba ocağı, ata yurdu Rize'de olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa bir süre önce bir televizyon programında 76'dan 207'ye yükseltilen üniversitelerin sayılarıyla adeta dalga geçilirken, "Bugün profesörü olmayan üniversiteler var, bunlarla mı övünüyorlar?" denildiğini aktardı. "Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'ndeki profesör sayısını rektörümüzden duyunca, bu kulakları olup da duymayanlar inşallah duymuşlardır diye temenni ediyorum." diyen Erdoğan, üniversitede 100'ün üzerinde profesörün bulunduğunu, bundan daha fazla doçentin görev yaptığını söyledi.
Rize'ye dün gece geldiklerini kaydeden Erdoğan, "Mutluyuz, hafta sonunu zor çektim. Dedim ki ne zaman perşembe olacak da Rize'ye gideceğiz? Cuma, cumartesi, pazar, pazartesi ondan sonra da Trabzon'a geçip daha sonra Ankara'ya döneceğiz." dedi.
Ankara'da da Yunus Emre Haftası vesilesiyle kongre merkezinde muhteşem bir geceye katılacaklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"İnşallah salı sabahına kadar buradayız. Cuma namazını, açılışını da gerçekleştirdiğimiz Ahmet Erdoğan Camisi'nde kıldık. Yaptıranlardan Allah razı olsun. Fatih Erdoğan, Asuman Erdoğan kardeşime teşekkür ediyorum. Rabb'im ecirlerini ziyade etsin. Yarın tabii çok daha farklı, denizin üzerinde inşa ettiğimiz Rize-Artvin Havalimanı'mızın inşaatını şöyle bir yerinde görelim istiyorum. Buradan havalimanı 25 dakika olacak. Rize merkez 20 dakika olacak. Tabii bu şimdi Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin, havalimanından buraya ulaşımının nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından çok önemli. Aynı zamanda Artvin'e olan mesafenin de artık, Cankurtaran Tüneli'ni de düşündüğümüz zaman ne kadar kısaldığını düşünelim. Çünkü biz yolları kısalttık. Çünkü 'yol medeniyettir' dedik, bu adımları attık, atmaya da devam ediyoruz."
Erdoğan, fırsat bulabilirse, hava şartları da uygun düşerse Ayder Yaylası'ndaki çalışmaları da yerinde göreceğini belirterek, dağlara delerek düz ettikleri Ovit Tüneli'ndeki son durumu da yerinde görmek istediğini kaydetti.
- "İftihar ettiğimiz düzeye geldi"
Yakında gövde betonu bitecek olan Yusufeli Barajı inşaatını da yakından takip ettiklerini aktaran Erdoğan, bu barajla enerjide, sulamada devasa bir adımın atılmış olacağını söyledi.
Erdoğan, pazartesi günü Rize'de, salı günü Trabzon'da il kongrelerinin olduğunu, bunlara katıldıktan sonra Ankara'ya döneceğini ifade etti.
"Rize'ye kadar gelmişken, adımızı taşıyan üniversitemizi ziyaret etmemek ve buradaki gelişmelerin heyecanını sizlerle paylaşmamak mümkün olmazdı." diyen Erdoğan, bugün hizmete alacakları Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi ile Çayeli Eğitim Fakültesi'nin ek binalarının üniversiteye, şehre ve gençlere hayırlı olmasını diledi.
Bu eserlerin, üniversitelere kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür eden Erdoğan, Rize'de yaklaşık 70 yıllık geçmişi olan yüksek öğrenim noktasındaki yapılaşma altyapısını 2006'da üniversite ile taçlandırdıklarını hatırlattı.
Büyük bir kadirşinaslık örneğiyle sonradan isminin verildiği üniversiteye her türlü desteği sağladıklarının altını çizen Erdoğan, bugün artık 25 fakülte, yüksekokul, meslek yüksekokulu ve enstitüsü, 2 bini aşkın akademik ve idari kadrosu, 18 bini bulan öğrenci sayısıyla üniversitenin iftihar ettikleri bir düzeye geldiğini vurguladı.
- "Her türlü hizmetkarlığı yapmaya hazırım"
Erdoğan, bu seviyeyi yeterli bulmadıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Derdimiz kemiyetten çok keyfiyet. Hele hele bunu yakaladığımız zaman Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Türkiye'de parmakla gösterilen üniversitelerden biri olacak. Üniversitemizin önce ülkemizde ilk 10'a yükselmesini, ardından dünyada ilk 500'e girmesini bekliyoruz. Ben, değerli hocalarıma bu noktada güveniyorum. Recep Tayyip Erdoğan ismini taşıyan bir üniversiteye yakışan da budur. Bu noktada her türlü hizmetkarlığı yapmaya hazırım. Ve bunu da inşallah yapacağız. İnşallah adım adım üniversitemizi buralara çıkartacağız."
Üniversiteye lojmanlarla bir başka güç, güzellik kattıklarını dile getiren Erdoğan, şu anda Türkiye'de bu imkanda bir başka üniversitenin olmadığını belirtti.
"Bunu niye yaptık? İstedik ki bu lojmanlarla tüm hocalarımızın ayağına gidelim ve yavrularımız orada okullarını, eğitimlerini, öğretimlerini alsınlar. Bu noktada herhangi bir sıkıntı çekmesinler." diyen Erdoğan, bunun dünyada örneklerinin olduğunu, "Dünyada varsa bizde de olacak" diyerek bu adımı attıklarını söyledi.
- "Rahatsız oluyorlar"
Geçen günlerde Milli Uzay Programı'nı kamuoyuyla ve tüm dünya ile paylaştıklarını anımsatan Erdoğan, Türkiye'nin uzay yarışında böylesine iddialı hedefler ortaya koymasının, kalbinde azıcık ülke sevgisi olan herkesi heyecanlandırdığını dile getirdi.
"Ama maalesef bir kesim var ki ülkelerinde yaşanan her iyi, olumlu, hayırlı gelişme onların üzerine adeta kabus gibi çöküyor. Rahatsız oluyorlar." diyen Erdoğan, şunları ifade etti:
"Kimi şakaya vurarak kimi de göstere göstere husumetlerini, kinlerini, nefretlerini sergilemekten çekinmiyor. Dünyada kendi ülkesinin felaketini dileyecek ve yaşanan her felaketten haz duyacak kadar insanına yabancılaşmış başka bir kesim var mıdır bilmiyorum. Türkiye'nin ilan ettiği her hedefi, sağladığı her başarıyı, katettiği her mesafeyi kahırla karşılayan bu kesimi mazur görmek istiyoruz ama maalesef bu hüsnüniyeti bile hak etmiyorlar. Artık bu ruh hali siyasi rekabetle, ideolojik çekişmeyle, dünya görüşü farklılığıyla, hatta çıkar çatışmasıyla izah edilmeyecek bir görünüme bürünmüştür. Bölünmüş yol, otoyol yaparsınız ne diyorlar, 'buraya uçak mı inecek', havalimanı yaparsınız, 'buraya uzay mekiği mi inecek' derler. Uzay programı açıklarsınız, 'yapacak başka işiniz mi kalmadı' derler. Kurum bütçesiyle birçok farklı kurumun aynı amaç doğrultusunda yürüttükleri projelerin bütçelerinin farkını bilmeden 'bu parayla mı' diye burun kıvırırlar. Yarın öbür gün uzaya kendi aracımızı, kendi bilim insanımızı gönderdiğimizde 'dünyaya mı sığmadınız' diyeceklerini şimdiden duyar gibiyim. Türkiye bilimde, araştırmada ilerlesin, yetişmiş insan kaynağı gücünü artırsın diye her ilimizde üniversite kurduğumuzda, bunların nasıl feveran ettiğini unutmadık."
(Sürecek)
Kaynak: