İSTANBUL (AA) - Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, Türkiye'nin çok önemli bir coğrafyada yer alarak küresel lojistik hareketleri için bir üs görevi gördüğünü belirterek, “Gerek coğrafyamızın gerekse de dünya deniz ticaretinin geleceği ülkemizin de katkılarıyla inşa edilmektedir.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı öncülüğünde ve 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nın yıl dönümünde gerçekleştirilen 2. Türkiye Denizcilik Zirvesi, Tersane İstanbul'da başladı.
Zirvenin açılışında konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Baylan, Kabotaj Kanunu'nun 96'ncı yıl dönümünü tebrik etti.
Baylan, bu yıl zirvede, dünyada ve Türkiye'de denizcilik sektöründe özellikle salgın sonrasında yaşanılan gelişmelerin değerlendirileceğini, lojistik anlamında önemli bir kavşak noktası olan Türkiye'nin deniz yolu taşımacılığındaki geleceğine yönelik planlamalarının ele alınacağını bildirdi.
BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) verilerine göre, Kovid-19 salgınının sebep olduğu küresel ticaret daralmasının 2008 küresel finansal krizinde gözlemlenenden daha derin olduğunu, yüzde 30'lara varan bir daralma gerçekleştiğini ifade eden Baylan, “Yine UNCTAD verilerine göre, konteyner navlunlarında yaşanan yüzde 12'lik bir artış dünyada ortalama enflasyonu yüzde 1,6 artırmaktadır. Avrupa'ya yakınlığımız ve orta koridorun tam merkezinde yer almamız sebebiyle taşımacılıkta üstleneceğimiz rolün ve fırsatların konuşulacağı 'Türk Denizcilik Sektörü Vizyonu: Türk Filosunun Geliştirilmesi' oturumunda; 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planında yer alan hedefleri yakalamak için bugünden atılması gereken adımlar, salgının neden olduğu tedarik zinciri sorunları ve taşıma maliyetlerindeki ciddi artışların etkileri ile Türk denizcilik sektörünün finansmana erişiminde yaşadığı sorunlar ele alınacaktır.” diye konuştu.
- "2026 yılında gemilerdeki zabitan açığının 90 bini geçeceği öngörülmekte"
Ünal Baylan, dünya ticaretinin çok büyük bir bölümünün gerçekleştirildiği deniz yolu taşımacılığında, 75 bin gemi ve bu gemilerde istihdam edilen yaklaşık 2 milyon gemi insanının bulunduğunu aktararak, şunları kaydetti:
“Uluslararası Deniz Ticaret Odası verilerine göre, 2026 yılında gemilerdeki zabitan açığının 90 bini geçeceği öngörülmektedir. Ülkemizde her yıl 100'ün üzerindeki denizcilik eğitim kurumundan 4 bin gemi insanı adayı mezun olmaktadır. Sahip olduğumuz yaklaşık 135 bin gemi insanını sadece kendi ticaret filomuzda istihdam etme imkanımız bulunmadığından kalifiye denizcilerimize yeni iş imkanları oluşturmak ile denizcilerin özlük hakları ve gemideki yaşam standardı gibi konuları düzenleyen Denizcilik Çalışma Sözleşmesi'ne ülkemizin taraf olma sürecinin değerlendirileceği konu başlıkları 'Gemi İnsanı İstihdamı: MLC Sözleşmesinin Etkileri' isimli ikinci oturumumuzda değerlendirilecektir.”
Türkiye'nin çok önemli bir coğrafyada yer alarak küresel lojistik hareketleri için bir üs görevi gördüğünü ifade eden Baylan, gerek coğrafyanın gerekse de dünya deniz ticaretinin geleceğinin Türkiye'nin de katkılarıyla inşa edildiğini söyledi.
Bazı limanların şehirler ile etkileşiminin fazla olmasının limanların gelişimini sınırlayarak elleçlenen yük hacminin artışına engel teşkil ettiğini belirten Baylan, “Bu gibi limanlardaki yoğunluğun iç merkezlere aktarılarak lojistik altyapısının kurulması temel hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Mevcut kapasitemiz ve bu kapasitenin kullanımındaki dar boğazlar ile mevzuatsal eksiklikler değerlendirilerek 2053 hedeflerimizi yakalamak için mevcut deniz yapılarımızın geliştirilmesi ve ihtiyaç duyulacak yeni tesis yatırımlarına yön verecek stratejilerin belirlenmesi amacıyla 'Lojistik Odağında Deniz Yapıları' oturumu yine zirvemiz kapsamında gerçekleştirilecektir.” dedi.
Baylan, zirvenin son oturumunda "Mavi Vatan" stratejisi çerçevesinde Türkiye'nin politika, strateji ve hedefleriyle doğru orantılı olarak menfaatlerinin korunması için atılan adımların, bu doğrultuda ekonomik ve ticari alanlarda yapılan planlama ve projelerin, ilgili kurumların üst düzey yetkilileri tarafından ele alınacağını bildirdi.
- “Ülkemizde son 20 yılda sağlanan reform ve istikrar adımlarıyla denizcilik sektörümüz gurur verici başarılara yelken açmıştır”
İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran ise denizciler için 1 Temmuz tarihinin ayrı bir önem ve anlamı olduğunu ifade ederek, 1 Temmuz 1926'da yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile Türk liman ve iskeleleri arasında yük ve yolcu taşımacılığının münhasıran Türk bayrağı taşıyan gemilere verilerek millileştirildiğini, dahildeki her türlü denizcilik faaliyetinin Türk vatandaşları ve Türk Bayrağı taşıyan gemilerce yapılmasının kabul edildiğini anımsattı.
Kıran, 96'ncı yılı kutlanan Kabotaj Kanunu'nun denizciliğin gelişip büyümesinde çok önemli rol oynadığını vurgulayarak, “Ülkemizde son 20 yılda sağlanan reform ve istikrar adımlarıyla denizcilik sektörümüz gurur verici başarılara yelken açmış, uluslararası camiada yer edinmiş, karar verici ülkeler arasında saygın bir konuma yükselmiştir. Sektörün hızla gelişmesine imkan tanıyan 500'e yakın mevzuat düzenlemesi, bu dönemde uygulamaya konulmuştur.” diye konuştu.
Reformlar sayesinde bugün Türk denizciliğinin 31,2 milyon DWT'lik filosu, yıllık 4,65 milyon DWT üretim kapasiteli 84 tersanesi, toplamda yaklaşık 550 milyon ton yük elleçleyebilen 210 liman, iskelesiyle ve sektörün diğer tüm unsurları ile kol kola Türkiye'nin “Denizci Millet, Denizci Ülke” hedefi doğrultusunda emin adımlarla yoluna devam ettiğini aktaran Kıran, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geldiğimiz noktada Türk denizciliği gelişerek, büyüyerek ilerliyor ama önümüzde alınacak daha çok uzun bir yol, hep birlikte atacağımız çok daha büyük adımlar var. Hem Kovid-19 salgını sonrasında küresel tedarik zincirinde yaşanan dönüşüm hem de AB'nin Yeşil Mutabakatı ve iklim değişikliği çerçevesinde atılan adımlar önemli fırsatları ve tehditleri içinde barındırmaktadır. Özellikle iklim değişikliğiyle mücadele ve Yeşil Mutabakat uygulamaları ile gelecek düzenlemeler sonucu önümüzdeki 10 yıl gibi kısa sürede Türk sahipli filomuzun büyük oranda yenilenme ihtiyacı ortaya çıkmıştır.”
Kıran, başta salgın olmak üzere yakın zamanda yaşanılan olayların, denizcilik sektörünün ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu, dış ticaretinin tonaj bazında yüzde 90'ını deniz yoluyla yapan Türkiye için deniz taşımacılığının hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.
Türk sahipli deniz ticaret filosunun güçlendirilmesi amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın koordinasyonunda yeni bir yol haritasının belirlenmesinin büyük önem arz ettiğini belirten Kıran, “Denizciliğimizi bir bütün olarak düşünüp devlet politikası haline getirerek, her alanda güçlendirmemiz, mutlak bir zorunluluk haline gelmiştir. Önümüzdeki zorlu dönüşüm sürecini de kamu, özel sektör el ele vererek başarıyla gerçekleştireceğimize inancımız sektör olarak tamdır.” diye konuştu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'nın katıldığı zirvede, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yetkilileri, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İMEAK Deniz Ticaret Odası üyeleri ve sektör paydaşları de hazır bulundu. Zirve yarın sona erecek.
Kaynak: