İSTANBUL (AA) - 221B Polisiye Kültür dergisinin 5. yılına özel düzenlenen "221B Polisiye Festivali" kapsamında "Türkiye'de Polisiyenin Tarihi" ele alındı.
Çevrim içi gerçekleştirilen ve YouTube üzerinden canlı yayınlanan söyleşiye, yazar Ahmet Ümit, Sevin Okyay ve Erol Üyepazarcı konuk oldu.
Üyepazarcı, polisiyenin edebiyatın en canlı dallarından biri olduğuna inandığını dile getirerek, Türkiye'de polisiye romanın tarihi hakkında yanlış yorumların yapıldığını söyledi.
- "Polisiye roman tarihinde pek çok zikretmemiz gereken isim var"
Türkiye'de polisiye tarihinin 1883'te Ahmet Mithat Efendi'nin "Esrar-ı Cinayet" eseriyle başladığını belirten Üyepazarcı, bu eserin yazıldığı dönemde Orta Avrupa'da bu türde o güne kadar bir eserin kaleme alınmadığını aktardı.
Üyepazarcı, tarihte Türkiye'nin ilk polisiye roman yazan ülkelerin başında geldiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Polisiye roman tarihinde pek çok zikretmemiz gereken isim var. Olay o kadar bakirdi ki, ben bu konuyla ilgili tuğla gibi 'Korkmayınız Mister Sherlock Holmes' adıyla 2 cilt kitap yazdım. Polisiyenin tarihini anlatmaya çalıştım. Şimdi kitabın yeni baskısını hazırlıyorum. Yeni bilgiler edindim. Yepyeni polisiye roman yazarları keşfettim. Mesela Ahmet Mithat Efendi'ye göre daha çağdaş bir yapıda Mehmet Celal diye bir adamcağız var. Popüler romanlarla ilgili bir inceleme yaparken onun bir kitabını okudum. Bir kadının hayatıydı ve pırıl pırıl bir polisiye romanıydı. Yeni kitabımda bunları da anlatıyorum."
Ahmet Mithat Efendi'nin Türkiye'de popüler roman alanını geliştirdiğini ve bu anlamda eserleriyle kıymetinin bilinmediğini anlatan Erol Üyepazarcı, "Polisiyenin patlaması Türkiye'de 2. Meşrutiyet'in ilanından sonra oluyor. Basın üzerinden sansür kaldırıldıktan sonra özellikle halka dönük yabancı polisiye romanlar sel gibi yayınlanıyor. Bunlara bakan Türk yazarlar da polisiyeler yazmaya başlıyor. Bunlardan biri Ebu's Süreyya Sami Bey. Ondan sonra da diğer yazarlar ortaya çıkıyor. Bunların arasında Hüseyin Rahmi Gürpınar, Kemal Tahir, Halide Edip Adıvar ve Peyami Safa var. Peyami Safa, Server Bedi adıyla meşhur 'Cingöz Recai'yi yaratıyor." diye konuştu.
- "Son dönemde edebiyatta epeyce ilerledik"
Polisiye türünde eserler veren yazar Ahmet Ümit de polisiye tarzında bir hayat sürdürdüğünü, bu anlamda da yaşam hikayesinden esinlenerek polisiye romanlar kaleme aldığını ifade etti.
Ümit, polisiye yazmanın kendisinde bir bağımlılık olduğunu söyleyerek, "Sis ve Gece kitabımı yazdıktan sonra ve şunu iddia ettim, 'İyi polisiye iyi edebiyattır.' Daha sonra birçok genç yazar polisiye roman yazmaya cesaretlendi." dedi.
Türkiye'de yeterince polisiye filmlerin de yapılmadığını dile getiren Ümit, "Bugün Avrupa ve Hollywood sinemasına baktığımızda başyapıt olan polisiye filmler vardır. Ama bizde hala bunun öneminin kavrandığını düşünmüyorum. Yani edebiyatta epeyce ilerledik, son dönemde. Bu çok sevindirici. Polisiye Yazarlar Birliği kuruldu. Böyle polisiye alanında 2 festival yapılıyor. Bunlar çok önemli." ifadelerini kullandı.
Ahmet Ümit, 2010'da çıkardığı "İstanbul Hatırası"na kadar yazdığı kitaplarda okurlar tarafından bir ön yargının olduğunu, "İstanbul Hatırası" eseriyle sonunda bu ön yargının kırıldığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benim kitaplarım Doğan Kitap'tan çıkıyor. Jean-Christophe Grange ile beraber çıkıyorduk ve onun kitapları benden daha çok okunuyordu. O benim ölçümdü ve ondan sonra öyle bir hale geldik ki Grange'den daha çok okundum. Türkiye'de çok okunan yazarları da geçmeye başladım. Türkiye'de ilk kez bir polisiye yazarının kitaplarının birinci baskısı 300 bin basılmaya başladı. Bu herhangi bir yazar için yapılmış bir şey değil. Bunu kendi adıma söylemiyorum, polisiyenin başarısı olarak değerlendiriyorum ve ilk kez 32 dilde kitabım yayınlandı. Batı, Avrupa, Balkan ve Arap ülkelerinde en çok okunan yazarlardan biri olmaya başladım. Bu çok önemli bir şey. Yine bunu Ahmet Ümit için söylemiyorum. Türkçe yazılan polisiyelerin dünyada böyle karşılık bulması olağanüstü bir şey."
Yazar ve çevirmen Sevin Okyay ise yaklaşık 1 saatlik konuşmada, polisiye karakterleri üzerinden bir konuşma yaptı.
Kaynak: