İSTANBUL (AA) - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye'nin en kısa sürede en son teknoloji ve bilgi birikimiyle donanmış bir yerli çip üretimine kavuşması gerektiğini belirterek, "Bu konuda gerek Savunma Sanayi Başkanlığımız, gerekse TÜBİTAK gibi kurumlarımız nezdinde belli çabaların sergilendiğini memnuniyetle izlemekteyiz." ifadelerini kullandı.
İSO açıklamasına göre, salgın nedeniyle tedarikinde sorun yaşanan ve pek çok sektörün üretimini olumsuz etkileyen çip konusunda sıkıntılar ve çözüm yolları, "Tedarik Zincirlerinde Çipler" konulu panelde ele alındı.
Video konferans yoluyla, gerçekleştirilen panele Bahçıvan'ın yanı sıra, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, İSO Meclis ve Meslek Komitesi Üyeleri, panelistler ve çok sayıda sanayici katıldı.
Panelin açılışında yaptığı konuşmaya yer verilen İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, salgın nedeniyle yaşanan çip tedariki sorununun üretim süreçlerinde ciddi aksamalara yol açtığını belirterek, buna lojistik sorunlar, artan navlun bedelleri ve spekülatif hareketler de eklendiğinde büyük oranda hammadde ithalatçısı olan Türkiye sanayisi için katlanılması güç bir maliyet artışının ortaya çıktığını dile getirdi.
Geniş bir perspektiften bakıldığında, çip kullanımında ciddi bir büyüme potansiyeli olduğunu vurgulayan Bahçıvan, "Sadece geçen ocak ayında dünya üzerinde 40 milyar dolarlık çip satıldı. Üreticiler artan talebe yetişemiyor. Günlük kullandığımız ev aletlerinden araç içi elektronik sistemlere, savunma sanayiinden giyilebilir teknolojilere kadar her alanda büyük önem taşıyan çipler; ticaret ve teknoloji alanında süregelen rekabetin ve hatta küresel hegemonya mücadelesinin ana unsurlarından biri haline dönüşüyor." ifadelerini kullandı.
Bahçıvan, çip konusunda ABD ve Çin başta olmak üzere dünyada yaşanan ticaret savaşları ve dev teknoloji firmalarının çip yatırımları gibi gelişmelerin, 2020'li yıllarda dünyada teknoloji haritasında büyük değişimlere neden olacağını savunarak, şunları kaydetti:
"Türkiye olarak küresel rekabet koşullarında bu değişimleri kenardan izlemek gibi bir lüksümüz yok. Aksine, ülkemiz savunma sanayiinden yerli otomobile, uzay programından akıllı şehir projelerine kadar yüksek katma değeri ve dijitalleşmeyi merkeze alan yeni bir sanayileşme stratejisini hayata geçirmeye çalışıyor. Yakın coğrafyaya ve yeni pazarlara yönelik büyük hedefleri olan, üretim, yatırım ve büyüme arzusu açısından tabiri caizse kabına sığmayan bir sanayici profilimiz var.
Bu durum, geleceğin teknolojik ihtiyaçlarına hitap eden ürünlerin ihtiyaç duyduğu ham madde tedarikine yönelik stratejik yatırımlarda, devletin de katkısıyla güçlü bir üretim seferberliğini zorunlu kılıyor. Ülkemizin en kısa sürede en son teknoloji ve bilgi birikimiyle donanmış bir yerli çip üretimine kavuşması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda gerek Savunma Sanayi Başkanlığımız, gerekse TÜBİTAK gibi kurumlarımız nezdinde belli çabaların sergilendiğini memnuniyetle izlemekteyiz. Dünyada yaşanan hızlı süreç, adımlarımızı sıklaştırma konusunda hepimiz için önemli bir uyarı niteliği taşıyor."
- "Çin, çipte ABD'ye bağımlılıktan kurtulmaya çalışıyor"
Erdal Bahçıvan, dünyada çip konusunda yaşanan gelişmeler hakkında da görüşlerini paylaşarak, en büyük çip tüketicisi olan Çin'in, stratejik öneme sahip bu üründe ABD'ye bağımlılıktan kurtulmaya çalıştığını ifade etti.
Geçen yıl itibarıyla Çin'in, üretimde kullandığı çiplerin yalnızca yüzde 6'sını kendi topraklarında ürettiğini, geri kalan kısmını büyük ölçüde ABD'den ithal etmek zorunda kaldığını anlatan Bahçıvan, "Tayvan, Güney Kore, Avrupa ve Japonya gibi önemli oyuncular da halen Çin'e göre yüksek miktarda çip üretiyor. Bu durumun farkında olan Çin, 2025 sonuna kadar yürürlükte olacak 14. Beş Yıllık Plan kapsamında, bilim ve teknoloji konusundaki dışa bağımlılığını ortadan kaldırmak için yapay zeka, kuantum bilgisayarlar, entegre devreler gibi pek çok alanda Ar-Ge harcamalarına ayırdığı kaynağı kat kat artırıyor." değerlendirmelerini yaptı.
Bahçıvan, Çin'in kendi iç pazarındaki ihtiyacını uzun bir süre daha ithalatla karşılamak zorunda kalacağının tahmin edildiğini aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sektörde sahip olduğu bu büyük avantajı kaybetmek istemeyen ABD de elbette boş durmuyor. Geçtiğimiz yıl Huawei ve bağlı ortaklıklarının, ABD firmalarının çip teknolojilerini kullanması ulusal güvenlik” gerekçesiyle yasaklandı. Bu kısıtlamalar ABD Başkanı Joe Biden yönetiminde de yürürlükte kalacak gibi görünüyor. Üstelik ABD kendi içerisinde kamu bütçesinin de desteğiyle çok daha büyük yatırımlara hazırlanıyor.
Son olarak Biden'ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı 2,2 trilyon dolarlık yatırım planında, ülkenin çip endüstrisine 50 milyar dolarlık destek verilmesi de yer alıyor. Salgın ve tedarik zincirlerinde yol açtığı sıkıntılarla birlikte dünyanın en büyük teknoloji üreticileri, çip üretimini yabancı firmalara yaptırmaktansa kendi bünyelerinde üretmeye yöneliyor. Üstelik iki büyük küresel güç arasındaki rekabeti de fırsata çeviriyorlar. Örneğin Intel ve Samsung, toplamda en az 30 milyar dolar tutarında olması beklenen yatırımlarla ABD'nin Arizona, Texas gibi teknoloji üretiminde öne çıkan eyaletlerinde kendi fabrikalarını kurmaya hazırlanıyor. Dünyanın en büyük çip üreticilerinden biri olan Tayvan merkezli TSMC de artan kapasite baskısını ortadan kaldırabilmek için bu yıl sermaye harcamalarını 28 milyar dolara yükseltti."
- "Türkiye'nin tedarik güvenliğini ileri noktaya taşıyacağız"
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır da çip krizinin, dünyanın gündeminde en üst sıralara tırmanmış durumda olduğunu belirterek, sadece bir otomobilde hava yastıklarından motor kontrol ünitelerine, 4 çeker sistemden bilgi sistemlerine kadar tüm donatılarda çipin "olmazsa olmaz" bir ürün olduğunu kaydetti.
Otomotivde çok fazla ihtiyaç var gibi görülse de, aslında tüm sektörler için benzer öneme sahip olduğunu vurgulayan Kacır, nesnelerin internetinin kullanımının yaygınlaşmasıyla ihtiyacın daha da yukarı çıkacağına işaret etti.
Kacır, bu gibi şokların öğretici de olduğuna vurgu yaparak, şunları ifade etti:
"Artık tedarik zincirine genel anlamda bakışın değiştiği bir dönemdeyiz. Bu anlamda Türkiye'nin de tedarik güvenliğini çok daha ileri bir noktaya taşıyacağız. Biz 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi'ni ilan ettik. Yarı iletkenler de odak sektörler arasında yer alıyor. En önemli amaçlarımız arasında, cari açığın fazla olduğu, katma değeri yüksek ürünleri yerli imkanlarla üretmek var. Yarı iletken üretim yatırımının uygulanmasına kadar, elektronik sistemlerde kullanılan komponentlerin ortak platform üzerinden daha yüksek adetlerde alınarak ekonomik verimlilik sağlanmasını da dikkatle değerlendiriyoruz. Yine dijital dönüşüm merkezleriyle çalışacak tasarım merkezlerini kurmak, çığır açan teknolojileri odağa alarak altyapı, personel ve test desteği vermek gibi çalışmalar gündemimizde yer alıyor. Cari açığı yapısal olarak gündemden çıkaracağız. Bunlar, kısa, orta ve uzun vadede özel sektör öncülüğüyle başarıya ulaştıracağımız işler. Yeter ki doğru planlama ve koordinasyon ile hareket edelim."
Kaynak: