ANKARA (AA) - Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli'nin sıcak paraya karşı doğrudan yatırımı çekecek özel bir model olduğunu belirterek "Sıcak paradan ziyade doğrudan yatırım için gelinmesini istiyoruz." dedi.
Bakan Nebati, NTV yayınında ekonomi gündemine ilişkin soruları yanıtladı.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlara dikkati çeken Nebati, "Biz, bize öğretilmiş şeyleri yapmaktan vazgeçme zamanının geldiğine inanıyoruz." diye konuştu.
Nebati, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2002 yılından bu yana söylemlerinde bir değişiklik olmadığını, söylemlerindeki dozun özellikle 2013'ten sonra yaşanan gelişmelerle yükseldiğini ifade ederek şu değerlendirmede bulundu:
"2013 yılına geldiğimizde sadece Gezi olayları yok, bunun öncesinde Türkiye'de faizin ve enflasyonun düştüğü, tek haneye geldiği ortamda bir sorunla karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz. Bu sorun ne? Yüksek büyüme için yüksek cari açık. Cari açığın temel nedeni de sıcak para ya da açık borçlanma. Biz 2013'te 400 milyar dolara yakın borçlanmışız. 2013'ten bu yana borçluluk şu anda 445 milyar dolar seviyesinde. Aslında 8 yıldır bununla ilgili bir mücadele sürdürülüyor ancak öğretilmiş yönlendirmeler içinde geri adımlar atılmak zorunda kalınıyor. Gerek 2013'te, gerek 17-25 Aralık, 15 Temmuz, 2018'deki çok açık saldırılar, 2019'da döviz kullanılarak yapılan saldırılar, bütün bunlar birtakım değişikliklere sebep oldu."
Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli'nin yüksek ihracata dayalı, cari açığı azaltıcı ve refah seviyesinin toplumun tamamına yansıtıldığı bir model olduğu bilgisini vererek "Bu model içinde bir yüksek teknoloji üssü olmak istiyoruz. Büyük endüstri bölgeleriyle sadece Türkiye'nin değil, yakın çevresinin ihtiyaçlarını karşılayan bir üs olmak istiyoruz. Orta gelir tuzağını aşmamızın tek yolunun da bu olduğunu biliyoruz." ifadesini kullandı.
- "Sıcak parayla üzerimizde bir oyun oynanmasının yolunu kapatıyoruz"
Bakan Nebati, sıcak paranın özellikle gelişmekte olan ülkelerin temel problemlerinden biri olduğuna işaret ederek bunun ne zaman geldiğinin ve gittiğinin belli olmadığını, giderken yapacağı tahribatların öngörülemediğini söyledi.
Sıcak paranın ülkelerin ekonomisini sarsacak tehdit noktasına kadar dönüşebildiğini dile getiren Nebati, bu noktada Türkiye Ekonomi Modeli'nin önem taşıdığını anlattı.
Nebati şöyle konuştu:
"Bu, sıcak paraya karşı doğrudan yatırımı çekecek özel bir model. Sıcak paradan ziyade doğrudan yatırım için gelinmesini istiyoruz. Bunun için de teşviklerde bulunuyoruz. 2021 yılının geçen ayına kadar Türkiye'nin aldığı doğrudan yatırım 12,7 milyar dolar. Dünyanın en sıkıntılı olduğu bir dönemde Türkiye doğrudan yatırımı artarak almaya devam ediyor. Türkiye'nin geçen yıl yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında aldığı tedbirler. Bu başarılarıyla kanıtlanmış oldu. Sıcak para, Türkiye'de artık kendisinin isteyebileceği şekilde yön bulabileceği bir alanı da kaybetti. Özellikle 2018, 10 Ağustos ve ardından atılan twitler ve 2019'daki iki çok önemli saldırı, tüm bu saldırılarda kullanılan temel araç sıcak paraydı. Bununla dilediğiniz şekilde manipüle edebiliyorsunuz ve ülke iktidarlarını da tehdit edebilecek boyutlara gelinebiliyor. Sizi bir kıskaca alıyor. Dolayısıyla biz sıcak parayla bizim üzerimizden bir oyun oynanmasının, üzerimizde egemenliğini farklı bir şekilde kullanabileceğinin yolunu kapatıyoruz."
- "Yüksek faiz söylemi aslında bir öğretilmiş yanlıştır"
Nebati, son 3 ayda bir türbülansın yaşandığını belirterek "3 günde Türkiye'nin bütün ortamını biz dışarıdaki sıcak paranın gelişiyle ya da yüksek faizle gerçekleştirmedik. Bir gecede sayın Cumhurbaşkanı'mızın adeta bir manifestoyla ortaya koymuş olduğu çözüm önerileri ve tedbirler paketiyle, kendi imkanlarımızla bu hale getirdik. Düne kadar 'Yüksek faiz bu işin kesin çözümüdür.' diyenlere de adeta tokat gibi bir cevap oldu. Yüksek faiz söylemi aslında bir öğretilmiş yanlıştır." dedi.
Faizi artırmanın yurt dışından sıcak parayı çekmesi demek olduğunu vurgulayan Nebati şunları kaydetti:
"Faizi artırmak, yurt dışından gelip sıcak paranın sizin değerlerinizi alıp götürmesidir. Makroekonomik göstergelerde bir problemin olmadığı bir yerde döviz fiyatlarında bir artış yaşıyorsanız, bu içerideki psikolojinin farklı bir şekilde yönlendirilmesi ve özellikle de muhalefetin bu konudaki destekleyici beyanlarından kaynaklandı. Şimdi onun da karşılığı kalmadı."
(Sürecek)
Kaynak: