İSTANBUL (AA) - Vestel Genel Müdürü Ergün Güler, Kuzey Amerika ve Avrupa'da 350 milyon kişi üzerinden yapılan bir araştırmaya göre, insanların salgının ardından evde günde 7 saat daha fazla zaman geçirdiğini ifade ederek, "Bu 350 milyonun yüzde 20'si, yani her 5 kişiden biri asgari bir ilave hobi edinmiş. Bu hobilerin, yani yüzde 20'nin de yüzde 40'ının pişirmeye ilgili olduğunu görüyoruz." dedi.
Güler, Fortune Türkiye ve DataExpert iş birliği ve BMI organizasyonuyla gerçekleştirilen CMO Summit 2021'de yapılan "Yeni Dünya Düzeninde Ticari Yaratıcılık" panelinde, tüketici davranışlarında yaşanan gelişmeleri sıralayarak şirketinin hayata geçirdiği projelerle ilgili bilgi verdi.
Güler, 350 milyon kişi üzerinden Kuzey Amerika ve Avrupa'da yapılan bir araştırmaya göre, insanların salgının ardından evde günde 7 saat daha fazla zaman geçirdiğini ifade ederek, "Bu 350 milyonun yüzde 20'si, yani her 5 kişiden biri asgari bir ilave hobi edinmiş. Bu hobilerin, yani yüzde 20'nin de yüzde 40'ının pişirmeye ilgili olduğunu görüyoruz. Yüzde 40'ı sanatla ilgili, yüzde 20'si evde yapılan sporlarla ilgili. Şimdi yemek pişirmeye baktığımda millet olarak çok hızlı olup çok hızlı unutuyoruz. Geçen sene biz 2. çeyrekte maske sorunu yaşamadık, maya sorunu yaşadık. Herkes evde pizza, pide ve ekmek yapmaya başlayınca ne oldu? Maya bulma sorunu yaşadık. Biz de Vestel olarak bu soruna ilişkin çözüm arayışına girdik ve hızlıca aksiyon aldık." diye konuştu.
Vestel'in bu veriyi (artan mayalama ihtiyacı) alarak Ar-Ge ekibinin çalışmalarıyla "maya buzdolabı"nı ortaya çıkardığını ifade eden Güler, bu gelişmenin Vestel'in çeviklik anlayışını gösterdiğini kaydetti.
Güler, salgının ardından toplumda ortaya çıkan hijyen beklentisine uygun inovatif ürünler geliştirdiklerini de ifade etti.
- "Temassız teslim konusunda Kitapyurdu ve Hepsiburada ile iş birliğine gittik"
Güler, Vestel'in 10 yıldır sürdürdüğü online satışın yaygın bayi ağıyla desteklendiğini belirterek, daha önce 3 gün olan teslimat sürelerini 2020 nisanında 24 saate düşürmeyi başardıklarını söyledi.
Bu sistemle ürünü servisin bayiden alarak müşteriye teslim ettiğini anlatan Güler, bu gelişmenin hem memnuniyet getirdiğini hem de satışları ivmelendirdiğini kaydetti.
Güler, şöyle konuştu:
"Kriz yönetiminde gördüğümüz kadarıyla esas olan adapte olmak ve çevik olmak. En önemli şey eyleme dökebilmek. Ekip olarak bunu çok iyi yapabildiğimizi söyleyebilirim. İkinci bir nokta, herkes sipariş ettiği ürünü evine de istemiyor aslında. Temassız teslim konusunda Kitapyurdu ve Hepsiburada ile iş birliğine gittik. Siz Hepsiburada'dan kişisel bakım ürünü veya Kitapyurdu'ndan bir kitap sipariş ettiğinizde şunu seçebilirsiniz; 'Vestel'in herhangi bir mağazasından şu gün teslim almak istiyorum'. Dışarı çıktığınızda bu mağazadan 30 saniyede alıp çıkabilirsiniz."
- "Müşterinin ihtiyacını nasıl daha iyi anlayabiliriz gibi konulara odaklanmış durumdayız"
Yapı Kredi, Perakende Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi Serkan Ülgen de bankacılığın uzun yıllardır dijitalleşme yatırımları yaptığını belirterek, sektörün bunun meyvelerini toplamaya başladığını kaydetti.
Yapı Kredi'nin 850 tane şubesi bulunduğunu aktaran Ülgen, salgın öncesi döneme göre şubelere giren müşteri sayısının yüzde 45 azaldığını kaydetti.
Ülgen, şunları kaydetti:
"Şubelere giren müşteri sayısı ciddi anlamda düşüyor ama diğer taraftan yapılan toplam işlem adedi yüzde 20'nin üzerinde artıyor. Müşteri dijitale kanalize oluyor. Müşteriye ek hizmetler sunma tarafında bankalar zorlanabiliyor. O yüzden biz 'nasıl müşterinin karşısında portföy yöneticisi varmışçasına hizmet verebiliriz' konusuna odaklanıyoruz.
Zaten fonksiyon setlerimizin büyük bir kısmı vardı dijital tarafta. Şimdi dijital fonksiyon setlerini müşteriye nasıl daha iyi anlatabiliriz, müşterinin ihtiyacını nasıl daha iyi anlayabiliriz gibi konulara odaklanmış durumdayız."
Banka olarak biriken veriyi etkin kullanma konusunda özel çalışmalar yaptıklarını ifade eden Ülgen, artık çevrim dışı veriden ziyade çevrim içi veri üzerinden anlık teklifleri müşterilerine sunabildiklerini söyledi.
- "Tedarik zincirini kısa tutan, zinciri iyi yöneten firma kazanıyor"
Tat Gıda Genel Müdürü Oğuz Aldemir, salgınla birlikte evde geçirilen zamanın artmasıyla evlere daha fazla yatırım yapıldığını ifade ederek, marka olarak tüketici davranışlarını yakından takip ettiklerini söyledi.
Aldemir, e-ticaretin büyümesine karşın gıdada e-ticaretin henüz düşük seviyelerde olduğunu belirterek, "Gıdanın online ticareti konusunda çok fazla firma büyük yatırımlarını yaktı. Ancak burada tedarik zincirini kısa tutan, zinciri iyi yöneten firma kazanıyor. Biz de Tat Gıda olarak aradaki gereksiz ara yüzleri sadeleştiriyoruz, sistemimizi yalınlaştırıyoruz. Bunu yaparken de trendleri çok iyi okuyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Tüketici alışkanlıklarının bir kısmı kalıcı olarak değişti"
"Dijitalleşme Odağında İş Modellerinin Değişimi" panelinde konuşan Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri Üst Yöneticisi (CEO) Alp Günvaran ise salgının başlamasıyla beraber üretim yaptıkları alanlarda çok hızlı bir talep artışıyla karşılaştıklarını belirterek, "Bu artış bir müddet devam etti. Daha sonra normalize olduğu yerler oldu ama hala üzerinden 1 sene geçmesine rağmen yüksek seviyede devam ediyor. Tüketici alışkanlıkları salgınla beraber değişmeye başladı. Bir kısmı geçici bir reaksiyon gibiydi ama bir kısmı kalıcı olarak değişti." dedi.
Bu dönemde konsantre oldukları en önemli alanın çeviklik olduğuna değinen Günvaran, "Üretimimizi, tedarik ve sevkiyat sistemlerimizi beklenmedik dalgaya karşı yönetme yükümlülüğümüz vardı. Bizim ürünlerimizin salgının yayılmasını engelleyici etkisi bulunuyordu. O dönemde çevik hareket ederek bu talebi karşılamaya yönelik çalıştık. E-ticaretten gelen talep ciddi arttı buna karşı da organize olmamız gereken aksiyonları aldık. Ev içi tüketime yönelimde de benzer bir durum yaşandı ve orada da çevik yönetimle karşılık verdik." diye konuştu.
- "Doğru uzmanlığa sahip partneri seçerek ilerlemeyi tercih ediyoruz"
Günvaran, inovasyonun kalbi olan tüketici iç görüsüne ulaşma şekillerinin değiştiğine işaret ederek, "Bugün elimizde okyanus büyüklüğünde müşteri verisi var. İç görüyü yaratabilmek için bunlardan faydalanmak mümkün. Bunu hızlı, etkili ve verimli yapan o iç görüyü aksiyona çevirmekte ön plana çıkacak. Bunu, inovasyona, ürüne ya da süreçlere transfer etmek öne çıkıyor. Firmaların kendi içinden değil dışarıdan farklı kaynakları, ekosistemleri devreye sokması gerekiyor. Biz, doğru uzmanlığa sahip partneri seçerek ilerlemeyi tercih ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Şirketlerin her konuda kendi içlerinde adım attıkları dönemin geride kaldığını bildiren Günvaran, "Know-how arttı, teknoloji gelişiyor ve bilgi arttı, bunları tek çatı altında verimli yönetmeniz mümkün değil. Birliktelikler bugünkü iş dünyasının olmazsa olmazı. Ekosistemdeki oyuncularla birlikteliğin geliştirilmesi tüm şirketlerin ihtiyaçları için gerekli." diye devam etti.
Kaynak:
