TBMM (AA) - AK Parti Trabzon Milletvekili ve Çevre Komisyonu Başkanı Muhammet Balta, son yıllarda çevresel sorunlar konusunda önemli yatırımlar yapıldığını, çözüm odaklı yaklaşım geliştirildiğini söyledi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2022 yılı bütçesi görüşmeleri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda devam ediyor.
CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun, yerel yönetimlerin vatandaşa en yakın hizmet kurumları olduğunu belirterek, AK Parti'nin yerel yönetimlerin kapasitelerine büyük zarar verdiğini öne sürdü.
Yerel yönetim yasalarının vatandaşların ihtiyaçlarına cevap veremez hale getirildiğini savunan Torun, "Belediyelerin yetkileri parça parça ellerinden alınmıştır ve alınmaya devam etmektedir. Yerel yönetimlerin öz gelirleri, yüzde 55'lerden yüzde 40'lara düşürülmüştür. Belediyeler, merkezi yönetimin transfer bütçesine yani vesayetine mahkum hale getirilmiştir." dedi.
Torun, İlbank'ın yerel yönetimlere kredi imkanı verdiğini anımsatarak, CHP'li belediyelerin kredi için İlbank'a yaptığı başvuruların reddedildiğini iddia etti.
Kanal İstanbul Projesi'ne de değinen Torun, "Buradan bir kez daha İstanbul'un bağrına hançer gibi saplanacak bu projenin iptal edilmesi çağrımızı yineliyoruz. İnşallah iktidara geldiğimizde bu projeyle alakalı tüm işlemleri iptal edeceğimizi de duyuruyoruz." diye konuştu.
- "İklim krizi Türkiye'nin öncelikli meselesidir"
HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, küresel iklim krizinin dünyada herkesin temel gündemi haline geldiğini belirtti.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının iklim krizi konusunda daha dikkatli olması gerektiğini dile getiren Çepni, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın denetimine tabi olması gerektiğini söyledi.
HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy da "İklim krizi, sadece kutuplarda buzulların erimesi ya da Afrika'da kuraklık olarak algılanmasın. Orman yangınları, sel, denizlerimizdeki müsilaj ve birer birer kuruyan göllerimiz de iklim krizinin bir parçasıdır ve Türkiye'nin öncelikli meselesidir." değerlendirmesini yaptı.
- "İklim değişikliği, dünyanın en çok tartışılan çevre sorunu oldu"
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, iklim değişikliğinin dünyanın en çok konuşulan ve tartışılan çevre sorunu olduğunu dile getirdi.
İklim değişikliğinin insanlığı sel, kasırga, kuraklık ve susuzlukla karşı karşıya bıraktığına dikkati çeken Aksu, şunları kaydetti:
"Bununla birlikte iklim değişikliği ve çevre sorunları sadece çevre kirliliği veya çevrenin bilinçsizce kullanımı olarak değil toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel ve ahlaki boyutları olan karmaşık sorunlar yumağı haline gelmiş, ülkelerin kalkınma ve refah seviyelerini etkileyecek önemli bir risk faktörü olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Küresel nitelikte bir tehdit olarak algılanan ve değerlendirilen iklim değişikliğiyle hiçbir devletin tek başına mücadele edebilmesi ve kendini iklim değişikliğinin neden olduğu olumsuzlukların dışında tutabilmesi mümkün değildir. Devletlerin iklim değişikliğinin ortaya çıkardığı tehlikeli süreçten kurtulmaları ya da etkilerini sınırlandırmaları, küresel bir sorumluluk bilinciyle hareket etmelerini gerekli kılmaktadır."
Türkiye'nin de küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin endişe verici sonuçlarına maruz kaldığını vurgulayan Aksu, "Çevre sorunlarını, kalkınma-çevre ikilemi yerine akılcı bir koruma, kullanma ve geliştirmeyi öngören sürdürülebilir kalkınma modeliyle aşmak mümkündür." değerlendirmesini yaptı.
Aksu, yaşanabilir kentlerin oluşturulabilmesi için ulaşım altyapısı tamamlanmış, çağdaş donanımlı konut alanları yanında gerekli altyapıya sahip, endüstri, teknoloji ve sanayi bölgeleri ile mali ve ticari merkezlerin de oluşturulması gerektiğine işaret etti.
- "Çevre ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi önem kazandı"
AK Parti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim, çevre ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetiminin gittikçe önem kazandığını belirtti.
Çevre alanında kurumsal yapı, mevzuat ve standartların geliştirilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğini anlatan Erim, "Türkiye gelişmekte olan bir ülke olarak enerji, sanayi ve ulaştırma sektörleri başta olmak üzere ilgili alanlarda iklim değişikliğiyle mücadele stratejileri belirlemekte, yeşil büyümenin sağlanması ve emisyon artış trendinin sınırlandırılması yönünde bir politika izlemektedir." dedi.
Türkiye'nin coğrafi konumu itibarıyla iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında yer aldığına işaret eden Erim, "Ülkemizin iklim değişikliğine uyum kapasitesinin geliştirilmesi hedeflenmektedir." ifadesini kullandı.
AK Parti Trabzon Milletvekili ve Çevre Komisyonu Başkanı Muhammet Balta, çevre konusunda geçmişin ve bugünün koşullarının kıyaslanması gerektiğini söyledi.
Türkiye'de 80'li, 90'lı yıllarda sanayinin de gelişmesiyle birlikte şehirlerin yaşanmaz hale geldiğini ifade eden Balta, o dönemde havanın, suyun, toprağın kirli olduğunu anımsattı.
Türkiye'nin enerji konusunda iyi bir noktaya geldiğini belirten Balta, "Maskeyle gezdiğimiz bir ülkeden şu an yenilenebilir enerji kaynağını yüzde 53'e getirmiş ve gelişmekte olan sanayide yeşil enerji kullanan bir ülke haline geldik." diye konuştu.
AK Parti iktidarları döneminde özellikle atık su arıtma tesislerinin arttırılması, kaynağında işi temiz tutmak için katı atık bertaraf tesislerinin yaygınlaştırılmasıyla çevreyi kirletmeden atıkların ekonomiye kazandırıldığını aktaran Balta, "Son yıllarda çevresel sorunlar konusunda çok önemli yatırımlar yapıldı, çözüm odaklı yaklaşım geliştirildi." diye konuştu.
- "Gübre kullanımı uzman kişiler tarafından yönlendirilmeli"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, Türkiye'nin dış borçlarının yükseldiğini savunarak, "Gayrimenkulümüzü yabancılara sattık, bankalarımızı sattık, sigorta şirketlerimizin yüzde 80'i yabancılara gitti, borsamızın önemli bir kısmı yabancılara gitti. Dolayısıyla, bunlar karşılığında aldığımız paraların da büyük bir kısmını taşa, toprağa gömdük yani bunun milli gelir rakamları zaten ortada." ifadelerini kullandı.
Evsel atığın Marmara'ya verilmemesi gerektiğini vurgulayan Usta, şunları kaydetti:
"Nilüfer Çayı'nın içler acısı durumuna da acil çözüm bulunması gerekiyor. Marmara'ya akan suların, nehir ve çayların sıkı denetim altında tutulması gerekiyor. 'Arıtma tesisleri var' deniliyor fakat ileri arıtma tesislerinin kurulması gerekiyor. Ondan sonra buradan çıkacak sular da aynı zamanda kullanma suyu olarak da değerlendirilmeli. Gübre kullanımı uzman kişiler tarafından yönlendirilmeli. Gerçi artık milletin gübre kullanacak hali kalmadı."
Kaynak:
