Gül, insanların haklarıyla doğduğunu belirterek devletin görevinin de bu hakları korumak ve geliştirmek olduğunu, kişisel verilerin korunması konusunda yapılan çalışmalara destek veremeye devam edeceklerini anlattı.
"Bizim irademiz reformları diri tutmak, daha fazla vatandaşımızın hakkını koruyup geliştirmek, daha özgür bir birey, daha güçlü bir toplum, daha güçlü bir demokrasiye ulaşmak ve bunu korumaktır" diyen Gül, insan onurunu, kişisel verilerini teminat altına almanın da en temel görevler arasında olduğunu aktardı.
FETÖ'nün dijital kumpasları
Adalet Bakanı Gül, bilginin silaha dönüştüğü, teknolojinin her geçen gün daha da geliştiği bir çağın yaşandığını, "veri"nin en değerli madene dönüştüğünü, veri madenciliği, yapay zeka gibi kavramların da günlük hayatta önemli yer tuttuğunu söyledi. İnternetin özel hayata dair mahremiyet ihlali alanına dönüşmemesi gerektiğini dile getiren Gül, FETÖ'nün bu konuda yaptıklarını hatırlatarak şöyle devam etti:
"Geçmişte FETÖ'nün istihbarat ve veri madenciliğine verdiği özel önemi hepimiz biliyoruz. Ve bu çerçevede delil üreterek, tezgahlarla, oluşturulan kumpaslarla nasıl insanların kişisel haklarını ihlal ettikleri, nasıl mahremiyet haklarını ihlal ettiklerini hepimiz gördük, yaşadık. Usulsüz dinlemeler, kişilerin mahrem görüntüleri, özel bilgilerin ifşa edilmesi, verilerin hukuk dışı yollarla ele geçirilmesi gibi tüm hukuk dışı bu fiilleri hep beraber yaşadık. Hukuk devletinde esas itibarıyla haysiyet cellatlığı olmaz, itibar suikastı olmaz. Hukuk buna asla izin vermez, veremez, vermemelidir. Dijital kumpaslarla insanların hayatını tarumar eden, insanlara kumpas kuran, bu FETÖ'cü zihniyetin de asla ama asla unutulmaması gereken bir mücadele alanı olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bu FETÖ'vari anlayışın uygulamaları da hiçbir zaman hiçbir suretle ve hiçbir kimse tarafından gerçekleşmemesi yönünde de teyakkuzu ve bu konuda da hukukun gerekli tedbirleri alması da en esaslı görevlerden biridir."
Mahremiyet hakkının önemi
Kişisel verileri korumada en önemli noktalardan birinin de mağdur haklarının temel unsurlarından mahremiyet hakkı olduğunu ifade eden Gül, mağdurun ifşa edilmeme ve özel hayatının korunması hakkının da hiçbir suretle elinden alınmaması gerektiğini vurguladı.
Geçmişte FETÖ tarafından soruşturma kapsamında şüphelinin dosyalarının "günlük" gibi tutulduğuna işaret eden Gül, kişinin kendi ailesiyle yapılan görüşmelerin dahi basına servis edildiğini anlattı. "FETÖ ile mücadele FETÖ'nün zihniyetiyle de mücadeledir" diyen Gül, bu türden ihlallerin yaşanmamasına yönelik düzenlemenin İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında yasalaştığını duyurdu.
"Kişisel veriler kişinin en temel haklarından biridir"
Kişilerin kurumlarla paylaştığı bilgilerin korunması gerektiğine dikkati çeken Gül, "Bütün kurumlar ve başta da idare, bu sorumluluğu bihakkın yerine getirmesi lazım. Vatandaşın güvenerek verdiği bu bilgileri yarın başka yerlerde, medyada, sağda solda ifşa edilecek bir hale gelmediğinden emin olması lazım. Bu konuda güvenin boşuna çıkmaması konusunda bütün kurumların büyük bir hassasiyeti sürdürmesi gerekmektedir. Çünkü kişisel veriler, kişinin en temel haklarından biridir" diye konuştu.
Kişisel verilerin korunması kapsamındaki yasal değişikliklerden bahseden Gül, 2010'daki anayasa değişikliği ile bunun anayasal hak olarak tanındığını, 2016'da Kişisel Verileri Koruma Kanunu ile de anayasal hakkın kanuni boyutunun düzenlendiğini, KVKK'nin kurulmasının da önemli bir adım olduğunu kaydetti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.