İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızla yoğun çalışma içerisindeyiz. Bütün çalışanlarımıza yeniden yetenek kazandırılması sertifika programlarını başlatacağız.” dedi.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından bu yıl 5'incisi düzenlenen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'nin ikinci gününde "Politika Yapıcılar Pandemi Sonrası Yeni Stratejileri Konuşuyor" paneli gerçekleştirildi.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Öztop moderatörlüğündeki panelde konuşan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, salgın sürecinde dijital teknolojilerin kullanımının arttığını belirtti.
Dijital dönüşümün çıktısı olan verinin miktarının arttığını ifade eden Koç, veriyi değere dönüştüren en önemli teknolojik unsurun yapay zeka olduğunu, Türkiye olarak bu yapay zeka alanında bir strateji belgesi hazırlayarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte Türkiye'nin 2021-2025 yılının yol haritasını belirlediklerini söyledi.
Koç, dünyanın en değerli 100 markasının, salgına rağmen marka değerinin yüzde 42 arttığını, bu firmalara bakıldığında salgın sürecinde bile dijital teknolojilere, yapay zeka teknolojilerine yatırım yaptıklarının görüldüğünü dile getirdi.
Yapay zeka teknolojisinin hayatın her yerinde bulunduğunu anlatan Koç, şunları kaydetti:
"Biz de bu ekonomik boyutu çok büyük olan bir sektörde Türkiye'nin var olması için bir Yapay Zeka Stratejisi oluşturduk. Dünyada yapılan araştırmalarda şunu gösteriyor ki gelecek 10 yılda dünya ekonomisine tek başına yapay zeka yüzde 15'lik ilerleme, getiri sağlayacak. Dünyada eskiden bilinen bir iş bölümü vardı; gelişmiş ülkelerin teknolojiyi, gelişmekte olan ülkelerin de ürünleri ürettiği bu iş bölümü dijital dönüşüm ve bilgiye ulaşım sayesinde yıkıldı. Teknoloji üretebilen, özellikle yüksek teknoloji üreten bir ülke haline geldik. Savunma sanayisinde yapmış olduğumuz başarılar gibi, yapay zekada da şirketler çıkartarak ekonomiye katkısının olmasını istiyoruz."
İş bölümünde dönüşüm gerçekleşeceğine işaret eden Koç, verimlilik artışından ve yeni mesleklerin ortaya çıkışından dolayı Türkiye için çok büyük bir fırsat olduğunu söyledi.
Koç, Türkiye'nin geniş veri hacmine sahip ülkelerden biri olduğunu vurgulayarak, bu veriyi vatandaşların, akademisyenlerin ve özel sektörün kullanıma açmayı istediklerini, bu verinin yapay zeka algoritmalarına göre bir ürüne dönüşmesi gerektiğini anlattı.
2021-2025 dönemin sonunda yapay zeka alanında 50 bin kişiye istihdam sağlayacaklarını aktaran Koç, bu konuda kamu alanında da 1.000 kişiye istihdam sağlamayı düşündüklerini kaydetti.
Dr. Ali Taha Koç, 2025 için net bir hedef koyduklarını, GSYİH'nın yüzde 5'ini yapay zeka teknolojileri ile sağlayacaklarını dile getirdi.
Yazılımları yapabilecek, robotların yazılımlarına, üretim süreçlerini programlayabilecek yazılımcılara ihtiyacın olduğunu vurgulayan Koç, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızla yoğun çalışma içerisindeyiz. Bütün çalışanlarımıza yeniden yetenek kazandırılması sertifika programlarını başlatacağız." dedi.
- “Öğrencinin, piyasanın ihtiyaç duyduğu becerilere sahip olup olmadığını rektörlüğe bildiriyoruz”
Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay da AB ülkelerini kapsayan araştırmalara göre, otomasyon, dijitalleşme ya da yapay zekanın süreçlere dahil olmasının insanların işsiz kalmasına sebep olmadığını, yeni iş alanlarının doğmasını sağladığını söyledi.
Gerek kamuda gerek özel sektörde çalışan insanların niteliğinin çağın gerektirdiği koşullara ya da beceri setlerine ya da yetkinliklere doğru geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Atay, Türkiye'nin insan kaynağı envanteri ile ilgili ciddi bir çalışma yaptıklarını, 2,5 yıldır çalıştıklarını ve ellerinde bunun neticelerinin olduğunu anlattı.
Atay, Staj Seferberliği kapsamında gençlere kamuda ve özel sektörde staj imkanı sunduklarını aktararak, "Geçen yıl pilot çalışmasını yapmıştık. Çok da başarılı oldu. Bu yıl da iyi sonuç aldık. 135 bin civarı öğrencimiz sisteme dahil oldu. Bunlardan da 90 binine kurumlardan teklif gitti, 44 bin civarında öğrencimiz firmalarla eşleşti. Devlet olarak yapay zeka ve dijital araçları tamamen kullanıyoruz." diye konuştu.
Ytnk TV diye dijitalde bir televizyonlarının olduğunu belirten Atay, geçen hafta Yunus Emre ile ilgili bir program yaptıklarını ve 4,6 milyon insana ulaştığını, Ytnk TV'nin ilk yılında ziyaretçi sayısında 6 milyonu geçtiğini dile getirdi.
Doç. Dr. Salim Atay, bütün kamu personelini uzaktan eğitim kapısı üzerinden eğittiklerini anlatarak, "Bir yılda eğitim alan kamu personel sayısı 1 milyonu geçti. Burada da yine tamamen dijital araçları kullanıyoruz." dedi.
Üniversite sayısının artmasının çok büyük katkılarının olduğunu söyleyen Atay, "Üniversitelerimizin yetiştirdiği insanlar ile piyasanın ihtiyaç duyduğu insan arasında yetenek örtüşmesi var mı diye bunu iki yıldır ölçüyoruz. Uluslararası normlara göre hangi üniversitenin, hangi fakültesindeki öğrencinin, piyasanın ihtiyaç duyduğu becerilere, yetkinliklere sahip olup olmadığını rektörlüğe bildiriyoruz. Eğitim veren üniversitelerimizin hepsinde rektörler, dekanlar, yöneticiler öğrencilerinin piyasadaki karşılığını biliyorlar." diye konuştu.
Atay, yabancı yatırımcının ihtiyacı olan nitelikli insan kaynağını Türkiye'de sağlayabilmek için hem beceri haritasına hem de gidip yetenekleri bulmak konusunda araçlara sahip olduklarını vurgulayarak, "Dolayısıyla geriye onların gelip Türkiye'ye yatırım yapması kalıyor." dedi.
Salim Atay, gelecek haftadan sonra 400'e yakın şirket ile 14 sektörde İstanbul'da toplantılara başlayacaklarını bilgisini verdi.
Bunu ilk defa buradan duyurduğunu ifade eden Atay, "Böyle bir toplantıyı Ekim 2019'da yapmıştık. 87 büyük ölçekli şirketin İK direktörleri katılmışlardı. Şimdi onlara 2021 yılında planlarımız doğrultusunda toplantı yapacağımızı bildirmiştik. Şimdi bu toplantılara başlıyoruz. 14 sektöre Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi olarak şu ana kadar geliştirdiğimiz somut araçların neler olduğunu, bu araçlardan kendilerinin nasıl yararlanabileceğini anlatacağız.” diye konuştu.
- "Küresel tedarik zincirinde Türkiye çok cazip bir ülke"
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu ise Türkiye'deki ekonomi ve yatırım aktivitelerinin dünyadaki gelişmelerden ve gerçeklerden bağımsız olmadığını, uluslararası doğrudan yatırımlar açısından da küresel gelişmelerin bütün ülkeleri etkileyen bir husus olduğunu belirtti.
Dijitalleşmenin uluslararası doğrudan yatırımda da bazı trendleri değiştirdiğine dikkati çeken Dağlıoğlu, doğrudan yabancı yatırım çeşitlerinden biri olan "Greenfield" yatırımlarında dünya genelinde bir azalma görüldüğünü ve Türkiye'nin de bu noktada yeni bir yol haritası ve strateji oluşturduğunu aktardı.
Dağlıoğlu, Yatırım Ofisi olarak yeni yatırım projesi aramaya her zaman devam ettiklerini ve uluslararası doğrudan yatırımcılarla, Türkiye içerisindeki iletişimi ve diyaloğu daha da arttırarak buradaki projelerden daha çok genişleme yatırımı çekmek istediklerini belirtti.
Bir diğer uluslararası trendin de girişimcilik ekosistemi olduğunu, bunun da aslında bazı ekonomilerde çok daha erken yıllarda başlayan bir konu olduğunu aktaran Dağlıoğlu, "Bu yılın ilk dokuz ayında Türkiye 9,8 milyar dolar yatırım çekti. Salgın yılının ilk dokuz ayına baktığımız zaman yüzde 90'lık artıştan bahsediyoruz." ifadelerini kullandı.
Dağlıoğlu, küresel tedarik zincirinde değişen temel trendlerden dolayı Türkiye'nin çok cazip bir ülke olduğunu belirterek, "Bu temel trendler, uluslararası doğrudan yatırım hareketlerine etki ediyor. Bizim düşüncemiz Türkiye, salgın sonrası süreçte de yatırımlardan aldığı payı artırarak devam edecek." diye konuştu.
- "Küresel doğrudan yatırımlardan aldığımız payı yüzde 1,5'e çıkarmayı hedefliyoruz"
Türkiye'nin uluslararası doğrudan yatırım (UDY) stratejisi konusuna da değinen Dağlıoğlu, Türkiye'nin UDY hareketlerinden aldığı payın yıllık ortalama yüzde 1 olduğunu ve küreseldeki payı yüzde 1,5'e çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Burak Dağlıoğlu, UDY'nin cari açığa katkısına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yatırımların ithalata, ihracata katkısı bir yana uluslararası doğrudan yatırımların kendisi de cari açığın finansmanı için özel önemli bir enstrüman. 2003-2020 döneminde cari açığımızın yüzde 39'unu UDY ile finanse ettik. Bu bağlamda ödemeler dengemizde uluslararası doğrudan yatırımların önemli bir etkisi var. Önümüzdeki dönemde de yine bu şekilde sağlıklı bir cari açık finansmanı sağlamak hedefimiz var, tabii ki bunu sıfırlamayı hatta artıya geçmeyi hedefliyoruz. Uluslararası doğrudan yatırımların burada önemli rol oynamaya devam edeceğini düşünüyoruz."
Kaynak: