TBMM (AA) - AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, Pınar Gültekin cinayeti davasında verilen karara ilişkin, "Bu karar, kesin bir karar değil. Zaten istinaf ve temyiz süreci bunun için var. Yargı içerisinde hatalı bir karar varsa bu yargı süreci içerisinde elbette ki düzeltilecektir. Bu hunharca cinayeti hiç kimsenin tasvip etmesi mümkün değildir. Bu, insanlık dışı bir vahşettir." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, gündem dışı konuşmalardan sonra grup başkanvekilleri yerlerinden söz aldı.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, 500 metrekare bile olsa her tarlaya bir su sayacı takılmasının istendiğini iddia ederek, 100 dönüm tarla ile 1 dönüm tarlaya aynı muamelenin yapılmasının kabul edilemeyeceğini söyledi.
Usta, "Belli büyüklüğün üzerinde olan tarlalarda, her bir tarla için ayrı ayrı abonelik istenebilir ama onun dışında kalanlara, o aboneliğin önceki uygulamada olduğu gibi taşınabilmesine imkan tanıyacak bir uygulama yapmak lazım." önerisinde bulundu.
Pınar Gültekin cinayeti davasında verilen karara ilişkin Usta, "14 yıl sonra da bu insan elini kolunu sallayarak bu toplumun içerisinde gezecek, belki de bir af çıkacak, 14 yıl bile yatmayacak. Bunu kabul etmek mümkün değildir ve bu olup bitenin sorumlusu da bugünkü idaredir, 20 yıllık AK Parti iktidarıdır." ifadelerini kullandı.
MHP Grup Başkanvekili Muhammet Levent Bülbül, Marmaris'te çıkan orman yangınlarına dikkati çekerek, "Yaz sıcaklarının artmaya başlamasıyla yangın riskinin artması ve vatan haini terör örgütlerinin sabotaj ihtimallerinin varlığı, milli servetimiz olan ormanlarımızın korunması hususunda hepimize daha fazla görev ve sorumluluk yüklemektedir." dedi.
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, Ankara Ulus'taki Atatürk anıtı önünde toplanan gazetecilerin Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin geri çekilmesini istediklerini belirterek, gazetecilerin, bu yasanın toplumsal bir otosansür dalgası yaratacağını, bu nedenle de sadece gazetecilerin sorunu olmadığını dile getirdiklerini anlattı.
- "Basını tamamen yok etmek mi istiyorsunuz?"
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, gazetecilerin Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin geri çekilmesini istediklerini, kendilerinin de bunun tam arkasında olduklarını söyledi.
Özkoç, "Bu yasa, temel insan haklarına, haberleşme özgürlüğüne, basın özgürlüğüne aykırıdır, gazeteciler bunun için sokaktalar." ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin, "Gazetecilerin özgürlüğü değil, tüm toplumun özgürlüğü tehdit altındadır." dediğini aktaran Özkoç, "4. güç basını tamamen yok etmek mi istiyorsunuz?" diye sordu.
Marmaris'teki orman yangınına işaret eden Özkoç, "Türk Hava Kurumu'nun uçakları yapılmış olsaydı, binlerce hektar alan, canlı telef olmayacaktı' dedik. O günkü Tarım Bakanı, 'Hayır, doğru değildir' dedi. Şimdiki Tarım Bakanı diyor ki 'O uçakları tamir ediyoruz, yangınları söndürmekte kullanacağız.' Şimdi ben kamu barışını bozmaya elverişli bir şey mi söylüyorum?" diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya seslenen Özkoç, "Geçen yıl ormanlar yanarken, 'Mehmetçiği neden görevlendirmediniz?' dedim. Bana cevaben 'O geçmişte kaldı, gerek yok' dedi. Şimdi Mehmetçiği göreve davet ediyor. Dün mü yaptığın yanlıştı, bugün mü yaptığın yanlış? Kamu huzurunu bozan ben miyim, sen misin?" sorularını yöneltti.
- "Biz de bu kararı hazmedemiyoruz"
AK Parti Grup Başkanvekili Tunç, Marmaris'teki orman yangınına 8 dakika içerisinde ilk müdahalenin yapıldığına dikkati çekerek, 20 helikopter, 14 uçak, 1494 personel, 7 TOMA aracı, 39 iş makinasının sahada görev yaptığını belirtti.
Devletin tüm kurumlarının topyekun bir mücadele ortaya koyduğunu söyleyen Tunç, yangının çıkış sebebiyle ilgili gerekli soruşturmaların başladığını dile getirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi'nin bölgede çalışmalara nezaret ettiklerini kaydeden Tunç, yangının büyük ölçüde kontrol altına alındığını söyledi.
Tunç, Pınar Gültekin kararına ilişkin, "Bu karar, kesin bir karar değil. Zaten istinaf ve temyiz süreci bunun için var. Yargı içerisinde hatalı bir karar varsa bu yargı süreci içerisinde elbette ki düzeltilecektir. Bu hunharca cinayeti hiç kimsenin tasvip etmesi mümkün değildir. Bu, insanlık dışı bir vahşettir." yorumunu yaptı.
Soruşturmanın başında bir kısım sanıklara verilen takipsizlik kararına karşı Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma yoluyla konuyu Yargıtay'a götürdüğünü hatırlatan Tunç, "O sanıklar bakımından dava sürecini başlatan Adalet Bakanlığıdır. Karar, şu anda toplum vicdanını rencide eden bir karar olarak ortaya çıktı." dedi.
Yargı kararlarının eleştirilebileceğini dile getiren Tunç, "Biz de bu kararı hazmedemiyoruz. Gerçekten bu hunharca cinayetin karşılığı bu olmamalı diyoruz." diye konuştu.
Tunç, "kasten öldürme suçlarının cezasının müebbet hapis cezası olduğunu, kadına karşı işlenmişse ağırlaştırılmış müebbet cezası olmalı" diye kanunda değişikliği TBMM'de hep beraber yaptıklarını anımsatarak, bu kararın, istinaf ve temyiz sürecinde adil bir şekilde sonuçlanacağına inandığını ifade etti.
Kaynak: