İSTANBUL (AA) - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, vizyonları, projeleri ve kadrolarıyla hazır olduklarını, ülkede makroekonomik istikrarı sağlayıp sorunları çözeceklerini ifade etti.
Akşener, partisinin "Para Politikası ve Finansal İstikrar" ile "Kamu Maliyesi ve Makroekonomik İstikrar" konularındaki vizyon ve programlarının paylaşılması amacıyla Şişli'deki bir otelde düzenlenen "İYİ Kalkınma Kongresi 2. Oturumu"na katıldı.
Kongrenin açılışında konuşan Akşener, bugün Türkiye'de Cumhuriyet'in kazanımlarını toptan reddeden bir yönetim anlayışıyla karşı karşıya olduklarını savundu.
İktidarın anlayışı nedeniyle devlet yönetiminde ciddiyetsizliğin ve liyakatsizliğin hüküm sürdüğünü, milletin göz göre göre enflasyona ezdirildiğini öne süren Akşener, "Oysa ki hatırlayın, bu arkadaşlar 2017'de partili Cumhurbaşkanlığı sistemini milletimize anlatırken, istikrar olacak diyorlardı. 'Ayağımızdaki prangaları söküp atacağız.' Öyle söylüyorlardı. Memleketin uçacağını, kaçacağını, aşacağını, Türkiye'nin şaha kalkacağını söylüyorlardı. Peki aradan geçen 5 yılda ne oldu?" diye konuştu.
Akşener, "miting podyumlarında" verilen sözlerin aksine en temel problemlerden birinin istikrarsızlık olduğunu savunarak, şöyle devam etti:
"Ekonomiden kalkınmaya, tarımdan sanayiye, eğitimden istihdama memleketin hayati öneme sahip konularının hiçbirinde maalesef istikrar sağlanamadı. Yalnız, haklarını yemeyelim bu arkadaşların. Bu arkadaşların istikrarlı oldukları konular var. Mesela, liyakatsiz kadroları atamakta son derece istikrarlılar. Mesela sergiledikleri berbat yönetim performansında acayip istikrarlılar. Mesela gece yarılarında aldıkları yalan, yanlış kararlarda müthiş istikrarlılar. Mesela kurumlarımızı itibarsızlaştırmakta olağanüstü istikrarlılar. Mesela tüm bu iş bilmezliğin faturasını da milletimize kesmekte inanılmaz istikrarlılar. Ezcümle, eşi, dostu, yandaşı ve o 5 müteahhidi ihya ederken milletimizi yokluğa, yoksulluğa ve umutsuzluğa mahkum etmekte fevkalade istikrarlılar."
Türkiye'nin bu istikrarsızlığı daha fazla taşıyamayacağını dile getiren Akşener, "Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin tetiklediği ve tarihe Erdoğan krizi olarak geçecek olan bu devlet krizini Türkiye daha fazla taşıyamaz. Berbat politikalar, kötü beklenti yönetimi ve içine hapsedildiğimiz kur, enflasyon sarmalı içerisinde maalesef bugün ülkemiz dünyada en yüksek enflasyona sahip 5 ülkeden biri oldu. Sadece son 4 ay içerisinde Türk lirası değerinin yarısını kaybetti. Değersizleşen Türk lirası, dış ticaret açığımızı son 10 yılın en yüksek seviyesine çıkardı. Ticaret hacmimiz, tarihimizin en düşük seviyesine indi." ifadelerini kullandı.
Akşener, artık aynı miktarda mal ithal etmek için daha fazla ihracat yapılmak zorunda kalındığını anlatarak, "Bu ekonomik kriz ortamında Merkez Bankası o kadar itibarsızlaştırıldı ki politika faiziyle, piyasa faizleri arasındaki bağ tamamen koptu. Hatta, Hazine ve Maliye Bakanı, yurt dışındaki yatırımcılarla yapacağı toplantılara, Merkez Bankası yetkililerini dahil bile etmedi. Planlama ve risk analizi kavramlarına düşman bu yönetim anlayışı nedeniyle sanayicilerimiz günlerce, elektriksiz ve doğal gazsız kaldı." değerlendirmesinde bulundu.
Uygulanan politikalardan dolayı özel sektörün istihdam sağlayamaz olduğunu ifade eden Akşener, şöyle devam etti:
"Kayıt dışı istihdam artarken, arkadaşların yaptıkları zamla böbürlendiği asgari ücret, daha birinci ayın sonunda açlık sınırının altında kaldı. Bugün maalesef karşımızda asgari ücrete eşitlenen bir Türkiye var. Bugün maalesef karşımızda, istikrarsız ve geleceği belirsiz bir Türkiye var. Bugün maalesef karşımızda yoksulluğa ve eşitsizliğe hapsedilen bir Türkiye var. Bugün maalesef karşımızda Isparta'da kara kışta 4 gün boyunca adeta donmaya terk edilen insanlarımız, ikinci bir kira haline gelen elektrik ve doğal gaz faturalarıyla adeta haraca bağlanan, iflasın eşiğindeki esnafımız, yağmurda çamurda ekmek kuyruklarına mahkum edilen bir büyük millet var."
- "Hem borçlandık hem de büyüyemedik"
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, içerisinde bulunulan ekonomik enkazın tek sebebinin yalnızca son dönemde izlenen politikalar olmadığını ileri sürerek, şöyle konuştu:
"2003-2020 arasındaki dönemde, yani AK Parti'nin devri iktidarında, küresel likidite bolluğuna ve düşük faiz ortamına rağmen Türkiye maalesef dikkate değer bir büyüme hikayesi yazamadı. Mesela 1981-2002 arasında ülkemiz diğer gelişmekte olan ülkelere göre, yılda ortalama 2,1 daha fazla büyürken bu fark 2003-2020 arasında yüzde 1'in altına indi. Yani, 1981-2002 arasındaki dönemde, yani Sayın Erdoğan ve ekibinin ateşi, tekerleği ve suyun kaldırma kuvvetini henüz icat etmedikleri o karanlık dönemde, Türkiye'nin gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırmalı büyüme performansı AK Parti dönemine göre daha yüksek. O karanlık dönemin müsebbipleri çok daha iyi yönettiler ekonomimizi. Bunun yanında AK Parti iktidarındaki ekonomik büyüme, tasarruf açığı kapatılamadığı için sermaye girişleri bağımlı bir hal aldı. Gelen sıcak paranın daha verimli yatırımlar yerine inşaat sektörüne gitmesine seyirci kalındı. Kamu bankalarının bizzat kendileri, finansal istikrar için bir tehdit haline geldi. Kaynakların etkin kullanılmaması sonucunda kredi genişlemesiyle, ekonomik büyüme arasındaki iyileşme zayıfladı. Yani, hem borçlandık hem de büyüyemedik. Yolsuzluk algısı endeksinden de görüleceği üzere, ülkemizin yatırım iklimi kötüleşti. Çoğu şaibeli olan müşteri garantili özelleştirmeler haricinde doğrudan yabancı yatırımlar çok düşük seviyelerde gerçekleşti."
Akşener, üzerindeki tüm kara bulutlara rağmen Türkiye'nin kaynakları olan büyük ve potansiyeli olan zengin bir ülke olduğunu belirtti. Kendileri için Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu olmadığına değinen Akşener, "Vizyonumuzla projelerimizle ve kadrolarımızla biz buradayız ve kimse merak etmesin, biz hazırız. Ülkemizde makroekonomik istikrarı sağlayıp, tüm bu anlattığım problemleri biz çözeriz. İşte tam da o nedenle, bugün bu gerçeği tüm Türkiye'ye bir kez daha açıkça göstermek için buradayız." dedi.
Açılışın ardından İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz'ın konuşma yaptığı oturuma geçildi.
Kaynak: