ANKARA (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bursa ve İstanbul'daki terör saldırılarının faillerinin tespit edildiğini bildirdi.
Soylu, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Bursa'da cezaevi personelini taşıyan servis aracı ile İstanbul'da TÜGVA Gaziosmanpaşa Temsilciliği'ne yönelik saldırılara ilişkin soru üzerine Soylu, Türkiye'nin terörle mücadele önemli adımlar attığını söyledi. Bakan Soylu, 15 Temmuz 2016'dan bugüne kadar yurt içinde 1789 terör eyleminin engellendiğini bildirdi.
Terör örgütlerinin fırsat kolladığını belirten Soylu, PKK'nın kırsalda etkinliğini kaybettiğini, örgüt mensuplarının mağaralardan çıkmaktan korktuklarına işaret etti.
Kesintisiz operasyon stratejisi yürütüldüğünü aktaran Bakan Soylu, terör örgütünün "ses getirecek eylem" talimatı verdiğini dile getirdi.
İstanbul'daki saldırıda kullanılan ses bombası, Bursa'dakinin ise el yapımı patlayıcı olduğunu anlatan Bakan Soylu, bazı hücrelerin bulunduğunu, tespit edilenlerin çökertildiğini, bazı hücrelerin de takip edildiğini bildirdi.
İçişleri Bakanı Soylu, şu bilgileri paylaştı:
"Bursa'daki olayın da İstanbul'daki olayın da faillerini tespit ettik. Bursa'daki olayla 2019'da yaşadığımız Adana'daki olay benzer olaylar. Özellikle bir terör örgütünü işaret eden olaylar. Terör örgütlerinin üst yapılanması fırsat buldukça birbirlerine iş, taşeronluk devrederler, Bursa'daki MLKP terör örgütü. İstanbul'daki de DKP-BÖG. PKK'ya taşeronluk yapan iki terör örgütü biri MLKP, diğeri DKP-BÖG. İkisinin de kişilik ve kimliklerini tespit ettik. Bursa'daki hücreyi yaklaşık 8 aydır arıyoruz. Böyle bir eylem olabilme ihtimalini değerlendirdiğimiz için arıyoruz, akşam 20.05 civarında bir çalılığın içerisine koymuş. Araç geçerken uzaktan kumandayla patlatmış."
Örgüte katılımın azaldığını bildiren Bakan Soylu, bu yıl içerisinde PKK'ya 9 kişinin katıldığını açıkladı.
Yılbaşından itibaren terör örgütünün 25 eyleminin engellendiğini dile getiren Soylu, yurt içerisinde bütün istihbarat birimlerinin sahada yer alarak eylemlerin engellenmesi için gerekli takip ve izlemelerin yapıldığını söyledi.
- "Türkiye'de 3 milyon 768 bin geçici koruma statüsünde Suriyeli bulunuyor"
Bakan Soylu, geçici barınma statüsünde kaç sığınmacının olduğu ve Türkiye'deki Suriyelilere ilişkin soru üzerine, muhalefetin bu konuyu siyaset malzemesi yaptığını vurguladı. Süleyman Soylu, Türkiye'de 3 milyon 768 bin geçici koruma statüsünde Suriyelinin bulunduğunu bildirdi.
Suriye'de ve düzensiz göçle mücadelede yapılanları anlatan Bakan Soylu, güvenli bölgelerin oluşturulduğunu, buralara dönüşlerin devam ettiğini aktardı.
Soylu, "Eğer biz tedbirleri almamış olsaydık, son 5 yılda 2 milyon 597 bin düzensiz göçmeni güney ve doğu sınırlarımızdan engellememiş olsaydık bugün Türkiye'deki düzensiz göçmen veya Türkiye'den Avrupa'ya geçmek isteyen kaçak göçmen sayısı 10 milyonun üzerine çıkardı." dedi.
Bugüne kadar 1 milyon 204 bin kaçak göçmen yakalandığını aktaran Soylu, bunlardan 322 bin 235'inin ülkelerine geri gönderildiğine, bunu dünyada sadece Türkiye'nin yaptığına dikkati çekti.
Türkiye'den Avrupa'ya 638 bin göçmenin geçiş yaptığını söyleyen Soylu, Türkiye'den Suriye'ye yaklaşık 500 bin kişinin gönüllü döndüğünü bildirdi. Gönüllü dönüşlerin oluşturulan güvenli bölgelere yapıldığını anlatan Soylu, "Eleştirenlere soruyorum, eğer TSK burada olmasaydı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti güvenliği sağlamasaydı bunlar nereye dönecekti. Meclis'te, 'Tezkereleri istemiyoruz.' dediler. Biz çekildiğimiz andan itibaren rejim, PKK/PYD o bölgeleri alacak, daha sonra buradaki insanları Türkiye sınırına itecek." diye konuştu.
- "Şu anda bayram izni verilmiyor"
Suriyelilere Ramazan Bayramı'nda ülkelerine dönmeleri için izin verilip verilmeyeceğinin sorulması üzerine Soylu, Kovid-19 nedeniyle de bayram gidişlerinin yaklaşık 4 bayramdır durdurulduğunu anımsattı.
Soylu, 2016, 2017 ve 2018'deki bayramlarda dönüşlere izin verilmesinin sebebinin güvenli bölgelerin Suriyeler tarafından görülmesinin sağlanması olduğunu ve bu dönemde gidenlerin yüzde 60'nın orada kaldığını bildirdi.
Daha sonraki bayramlarda da gidenlerin geri döndüğünün görüldüğünü ifade eden Soylu, şöyle devam etti:
"Geçen hafta itibarıyla sınır geçişini yöneten valilerimize de 'Bir bayram izni verilmeyecek.' dedik. Şu anda bayram izni verilmiyor. Ülkelerine gidemeyecek dediğimiz zamanda Halep'e, Haseke'ye gidemeyecek zaten. Gideceği yer Çobanbey, Azez, Mare, El Bab zaten buralar güvenli bölge olmuş. Buraya gidenler bu güvenli bölgeye gidip orada kalabilirler bir daha Türkiye'ye yerleşmek için gelmeyebilirler."
"2023 seçimlerini etkilemek için çok sayıda Suriyelinin Türk vatandaşlığına geçirildiği iddiası var. Bunu açıklığa kavuşturabilir misiniz?" sorusu üzerine Soylu, şunları belirtti:
"Ukrayna'dan 95 bine yakın insan geldi. Ülkelerinde savaş var ve geldiler. Savaş bitecek, geri dönecekler. Suriyeliler de oradaki karışıklık bitecek ve geri dönecekler. Gönüllü olarak geri döndürmeye devam ediyoruz. Tutmayacağız burada. Gönderelim bütün çocukları, rejimin, PKK'nın eline teslim edelim. Böyle bir şey mümkün değil. Yapacağımız iş şu, güvenli bölgeyi tesis edeceğiz ve koyacağız."
Bakan Soylu, 31 Mart itibarıyla 200 bin 955 kişinin vatandaş olduğunu, bunların 113 bin 654'ünün reşit olduğunu belirterek, "Kemal Kılıçdaroğlu, 'Göç İdaresini ziyaret edeceğim, hangilerini vatandaş yaptınız?' diye soruyor, bir kere vatandaşlık yapma işi Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün işi. Bunu bilmeyecek kadar devlet cahili bir kişiyle karşı karşıyayız." dedi.
Soylu, "Sığınmacıların Türkiye'deki siyasal sistemde ve seçim döneminde etkili sonuç oluşturacağı" iddialarının yalan ve provokasyon olduğunun altını çizdi.
- İBB'deki teftiş
İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik teftişe ilişkin Soylu, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu söyledi.
Terör örgütleri mensuplarıyla, terör iltisaklarıyla, terör irtibatlarıyla sorumlu olduklarını ifade eden Soylu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki huzurun ana unsurlarından birinin buralardaki belediyelerin terörden temizlenmesi olduğunu belirtti. Soylu, "Terör örgütlerini belediyelerden temizlememiş olsaydık bugün dağa giden sayısı artardı." diye konuştu.
İBB'ye alınanların terör iltisakı ve irtibatı konusunda bir tespite ulaşılıp ulaşılmadığının sorulması üzerine Soylu, şöyle dedi:
"Niye ulaşılmasın? Söylendiğinin üzerinde bir tespite ulaşıldı. Burada ihmaller görülüyor. Zaten mahkeme ulaşmış, DİAYDER davası var. DİAYDER davası New York Belediyesine mi açıldı? DİAYDER davası İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde.
Devlete aldığın insanları alma kriterleri var. Bu kriterlere göre alacaksın. Almış mısın, almamışsın. Yalan söylüyor musun, yalan söylüyorsun. Teftiş bitecek ve yalanların, akla karanın ne olduğu ortaya çıkacak. Yalan söylüyorsun, milletin gözüne baka baka yalan söylüyorsun. Şunu söyleyebilirsin, 'Hırsıma kapıldım, 2023'te kendime ait bir iddiam var, geçmişte bu adamlara söz verdim, iddia ve hedeflerimize ulaşmak için siyasette her yol mübahtır diye düşünüyorum, teröristi de iltisaklısını da irtibatlısını da alırım.'"
"Kovid-19 tedbirleri kapsamında uygulanan saat 00.00'dan sonraki müzik yasağı kaldırılacak mı?" sorusuna Bakan Soylu, "Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmanın sonucunu kamuoyu ile paylaşacağız. İçeride, dışarıda nasıl olacak, desibel, ses nasıl olacak, saati meskun mahallerde, diğer noktalarda ne olabilir, şu anda teknik ekiplerimiz çalışıyor." cevabını verdi.
- "O masanın altında başka bir yapı daha var"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 6 muhalefet partisinin güçlendirilmiş parlamenter sistem mutabakatının hangi büyükelçiye redakte ettirdiğini açıklaması gerektiğini söylediğinin hatırlatılması üzerine Soylu, dedikodu yapmadığını, makamının da dedikodu yapma makamı olmadığını ifade etti.
Soylu, "6+1 masadaki toplantıdan sonra hatta 6+2 bir de değil çünkü o masanın altında başka bir yapı daha var. 6+2 masadaki toplantıdan sonra bu ülkenin ana muhalefet partisi genel başkanının talimatıyla partisindeki bir eski büyükelçi Avrupa Birliği ülkeleri içerisindeki bir büyükelçiye redaksiyon, düzeltme ve değerlendirme maksatlı olarak göndermiştir, nokta." ifadesini kullandı.
Kaynak: