İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Onlar Yeni Zelanda'daki katilin ağzından 'Ayasofya'yı minarelerden kurtaracağız.' dediler. Biz cevabımızı Ayasofya'yı 86 yıl sonra tekrar ibadete açarak verdik. Onlar mesajlarını bu aziz şehrin duvarlarına 'Zulüm 1453'te başladı.' yazarak verdiler. Biz cevabımızı büyük ve güçlü Türkiye diyerek verdik." dedi.
Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti İstanbul 7. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, şu ana kadar ilçe ve il kongrelerinde herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gençler 'Yaş önemli değil' demeyin, Fatih'in yaşı kaçtı ona bakacaksın. Fatih, unutmayın gençler 21 yaşında bir çağı kapadı, bir çağı açtı. Yaş da gençti, ruh da. İşte şimdi aynısını bizler de gençlerimizle beraber inşallah bütün ülkeye değil, dünyaya haykırıyoruz ve dünyada da bunun uygulamasını yapacağız." ifadelerini kullandı.
Esasen niyetlerinin il kongrelerinin tamamına yakınına bizzat katılmak olduğunu aktaran Erdoğan, salgın şartları sebebiyle birkaç il dışında bunu gerçekleştiremediklerini, buna rağmen kongrelere canlı bağlantıyla iştirak ettiğini belirtti.
Erdoğan, 24 Mart Çarşamba günü 7. Olağan Büyük Kongreyi Ankara'da toplayarak bu süreci taçlandıracaklarını dile getirerek, 81 ildeki kongrelerde görevlerine devam eden veya yeni görev alanları tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul için "merkezi büldan" yani "dünyanın merkezi" denildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"İstanbul Fatih'in olduğu kadar Ebu Eyyüb el-Ensari'nin, Akşemseddin'in ve daha nice gönül sultanlarının şehridir. Böyle bir şehre hangi unvanla olursa olsun hizmet etmek şereflerin en büyüğüdür. İstanbul'u anlamadan Türkiye'yi anlayamazsınız, aynı şekilde İstanbul'u büyük bir aşkla sevmeyen hiç kimsenin de bu ülkeye, bu şehre ve bu partiye hizmet edebilmesi mümkün değildir. İstanbul'u kavramanın en güzel yolu ona şairlerin gözüyle bakmaktır. Bu İstanbul ki sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. Bu İstanbul ki gözleri kapalı bile dinlenir. Bu İstanbul ki adını göklere yazarsanız düşlerinizden mehtabının kaybolacağından korkarsınız. Bu İstanbul ki zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilimizdir, vatanımızdır. Bu İstanbul ki güleni şöyle dursun ağlayanı bahtiyardır. Bu İstanbul ki iki kıtadaki insanlar gibi sarmaş dolaş olacak semtleri vardır. Bu İstanbul ki rahmetli Aşık Veysel gibi insana 'Seversen olayım yarin' dedirtir. Ama İstanbul'u sevmek ne kolaydır, ne de bedelsizdir. Bu şehri seviyorsanız önce onun hakkını vereceksiniz. Bu şehri seviyorsanız önce bedelini kendisine hizmet ederek ödeyeceksiniz. Eğer hakkını verip, bedelini öderseniz bu şehir sizi sırtında da taşır, bağrına da basar, zirveye de yükseltir. İstanbul bir başka sevgilidir. Eğer İstanbul'u küstürürseniz, eğer bu şehri kendinize sırt çevirtirseniz vay halinize. Böyle bir durumda değil Türkiye'ye, dünyaya sığamazsınız. Çünkü İstanbul Türkiye'nin 80 vilayetinin remzi demektir. Çünkü İstanbul 7 iklim ve 3 kıtanın merkezi demektir. Çünkü İstanbul dünyadaki 200'e yakın ülkenin hemen tamamından insanları bağrında yaşatabilen bir küresel zenginlik demektir."
- "Biz İstanbul'a ömrümüzü adadık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşması sırasında kongre salonunda bulunan gençlere, yaptıkları tezahürat için teşekkür ederek, "İşte AK Parti gençliği bu. Bayrağıyla beraber yaşıyor. Cumhur gençliği bu, bayrağıyla beraber yaşıyor." ifadelerini kullandı.
İstanbul'un insanlık tarihinin de İslam medeniyetinin de Türk tarihinin de sembolü olduğunu vurgulayan Erdoğan, çünkü İstanbul'un eşsiz konumu, tarihi mirası, tabii güzellikleri, her alandaki engin birikimi ve en önemlisi insani değerleriyle kainatın en kıymetli hazinesi olduğunu, işte bunun için kendilerinin İstanbul'a ram olduklarını söyledi.
Erdoğan, "İşte bunun için biz İstanbul'a aşkla hizmet ettik. İşte bunun için biz İstanbul'a ömrümüzü adadık. İşte bunun için hep Boğaz'ın dört muhafızı olarak gördüğümüz Telli Baba'ya, Yuşa Hazretlerine, Yahya Efendi Hazretlerine ve Hüdayi Hazretlerine layık olmaya çalıştık. İşte bunun için hepsi de İstanbul'da meftun olan rahmetli Menderes'in, rahmetli Özal'ın, rahmetli Erbakan Hocamızın miraslarını yaşatmanın gayreti içinde olduk. Şair, 'Davası olmayanın sevdası olmaz. Sevdası olmayanın öfkesi olmaz.' diyor. Eğer zaman zaman öfkeli gözükmüşsek işte bu sevdamızdandır. Karşımıza kim dikilirse dikilsin, önümüze hangi engeller çıkartılırsa çıkartılsın, geride hangi oyunlar oynanırsa oynansın, ülkemize, milletimize ve İstanbul'a hizmet davamızdan asla vazgeçmedik." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Onlar Yeni Zelanda'daki katilin ağzından 'Ayasofya'yı minarelerden kurtaracağız.' dediler. Biz cevabımızı Ayasofya'yı 86 yıl sonra tekrar ibadete açarak verdik. Onlar mesajlarını bu aziz şehrin duvarlarına 'Zulüm 1453'te başladı.' yazarak verdiler. Biz cevabımızı 'büyük ve güçlü Türkiye diyerek' verdik. Onlar şimdi artık adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olan Boğaziçi Köprümüzde başlattıkları darbeyle istiklalimize el uzattılar. Biz cevabımızı 7'den 70'e şehadete yürüyerek verdik. Onlar ezanları susturmak için camilerin kapılarına dayandılar. Onlar değil mi Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'ni işgal etmek suretiyle bira kutularıyla beraber o camimize girenler bunlar değil mi? Bu ahlaksızlar, bu edepsizler değil mi? Bu teröristler değil mi? İşte o Gezi olaylarında da bunların hesabını onlara sorduk. Bundan sonra da bilsinler ki ola ki böyle bir yola tevessül edecek olurlarsa bu millet bunun bedelini çok ağır ödetir. Biz cevabımızı geceler boyunca hiç dinmeden süren selalarımızla verdik. Onlar milletimizi birbirine karşı kışkırtmak için her yolu denediler. Biz cevabımızı Rabiamızla verdik."
(Sürecek)
Kaynak: