TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretine ilişkin, "Kılıçdaroğlu'na soruyorum, o gizemli 8 saat içinde neredeydin? Kimlerle fiskos yaptın, kimlerle geniş bir planın parçası olmayı içine sindirebildin? Kılıçdaroğlu, bu 8 saatin esrarını milletimize açıklamak zorundadır." dedi.
Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmasında, Faruk Nafiz Çamlıbel'in "Zafer Türküsü" isimli şiirini, iradelerinin süzülmüş hali olarak nitelendirdi.
Şiirden bir bölüm okuyan Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin nice kahramanlıklar, fedakarlıklar ve bedeller sonucunda tarihteki yerini almış bir millet ve medeniyetin eseri olduğuna dikkati çekti.
Milli Mücadele'ye husumetiyle bilinen Refik Halid Karay'ın kaleme aldığı ve "düşmana bile taş çıkartan" şeklinde nitelendirdiği bazı cümlelerini hatırlatan Bahçeli, Milli Mücadele kahramanlarının ecellerine gelmediklerini; haine, iş birlikçiye, işgalci güçlere, müstevli alçaklara ecel olmaya, satılmış kafalara balyoz gibi inmeye geldiklerini söyledi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları kaydetti:
"İçimizden ve dışımızdan kuşatılmıştık, tıpkı bugünkü gibi. Manda ve himaye özlemi çekenler vardı, tıpkı bugünkü gibi. Düşmana ganimet olanların sesi çok çıkıyordu, tıpkı bugünkü gibi. Fakat kurucu kahramanlar, tıpkı bugün bizim gibi; 'ölümden öte yol gitmez, mezardan öte sal gitmez, ya istiklal ya ölüm', diyerek yedi düvele meydan okumuşlar, rest çekmişlerdi. İpini sürüyerek ortalıkta boy gösterenlerin Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini ve sonraki yıllarını özümsemesi akla da bilime de tarihe de vicdana da terstir. Nal ile çivi arasına sıkışmış siyasetleriyle Türkiye'mizin önünü perdelemeye azmetmiş olanlar, Atatürk'ü bilemezler, kurtuluş yıllarını bilemezler, şehidimizin şühedamızın mirasını asla tanımazlar, asla da taşıyamazlar."
Bahçeli, ödünç kediyle fare tutma çabası içinde olan sefalet yuvalarının içine düştükleri ibretlik hallerin, taktıkları kalın maskelerin, girdikleri sahte kılıkların onları saklamaya yetmeyeceğini belirterek, Türkiye'yi yabancı ülkelerde şikayet etmenin, jurnalcilik yapmanın ve yabancıların karşısında el pençe divan durmanın şerefli bir tavır olmadığını söyledi. Devlet Bahçeli, "Newyork'un en işlek caddesine çıkmak, ergenler gibi video çekmek, bu suretle Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı'na kara çalmaya teşebbüs etmek adamlık değildir, siyaset değildir, mertlik hiç değildir. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dersini tarihten değil, Türkiye düşmanlarından aldığını açık seçik gözler önüne sermiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun "Hedefimiz 100 yıllık Cumhuriyeti 2023'te demokrasiyle taçlandırmaktır" sözlerini anımsatan Bahçeli, "Sayın Kılıçdaroğlu bu taç olmasaydı ne ABD'ye gidebilirdin ne de gittiğin zaman Türkiye'yi kötü gösterebilirdin. Dua et ki yerleşmiş ve güçlenmiş bir demokrasimiz vardır ve ortadadır. Tek kelimeyle diyorum ki yazıklar olsun. Biz zillet deyince rahatsız oluyorlar, ya ne diyelim peki? Bu Kılıçdaroğlu'nu ve ittifakını hayırla nasıl yad edelim?" diye konuştu.
- "ABD biletini alan İP'in de yolu yol değildir"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Yunus Emre'nin "Cümleler doğrudur sen doğru isen/Doğruluk bulunmaz sen eğri isen" dizelerini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP Genel Başkanı'nın neresi doğrudur? Zillet ittifakı paydaşlarının neresinde doğrunun izi vardır? Ne doğramışlarsa aşlarına, o geliyor kaşıklarına. Olan budur. Elden vefa, zehirden şifa, zilletten de sefa umacak kadar şuur dağılmasının pençesine düşmüşler. Türk ordusu Sakarya'nın doğusuna taktik çekiliş halindeyken, dönemin Birleşik Krallık Başbakanı aynen demişti ki: 'Türkler Mekke'ye doğru kaçıyor'. Kılıçdaroğlu'nun mantığı ve aklının dibi işte budur. İlham kaynağı yerli, milli değildir; bizden değildir, biz değildir, milletimizin şanına ve şerefine kesinlikle uygun değildir.
Kılıçdaroğlu'nun ABD'de ne yaptığı, kimin dümen suyuna girdiği, kimlerle temas kurduğu, kimlerin eline ve avucuna baktığı az çok bellidir. Özellikle kendisine eşlik eden gazetecileri de atlatarak 8 saat süreyle ortadan kaybolması ziyadesiyle kuşkuludur. Kılıçdaroğlu'na soruyorum, o gizemli 8 saat içinde neredeydin? Kimlerle fiskos yaptın, kimlerle geniş bir planın parçası olmayı içine sindirebildin? Kılıçdaroğlu, bu 8 saatin esrarını milletimize açıklamak zorundadır. FETÖ'cülerle görüşüp görüşmediğini, Pensilvanya'da mola verip vermediğini açıklığa kavuşturmak mecburiyetindedir. Türkiye'de bulamadığını ABD'de aramak müflis bir siyasetçinin son çırpınışıdır. Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyareti, dahası başörtüsü istismarından hemen sonra uçağa atlayıp Türkiye'den ayrılışı birbiriyle bağlantılı sancılı gelişmelerdir."
Bahçeli, şimdi de İYİ Parti'li bir heyetin "Türk festivali bahanesiyle" ABD'ye gideceğini belirterek, "Kılıçdaroğlu'nun gölgeli ziyaretinin hemen akabinde ABD biletini alan İP'in de yolu yol değildir, siyasi zihniyeti milli ve ahlaki esaslara muvafık değildir." görüşünü paylaştı.
Okyanus ötesinde rol dağılımı ve iş bölümü yapıldığını söyleyen Bahçeli, "Zillet ittifakının paydaşları sırasıyla ABD'yi tavaf etmeye başlamıştır. Sipariş gündeme göre, listelenmiş talimatlar uyarınca, FETÖ'nün çekim alanında, emperyalizmin gözetiminde siyaset yapmanın onurlu ve haysiyetli hiçbir yanından bahsedilemeyecektir. Zillet ittifakı, cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusunun cevabını yanlış yerde aramaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı seçecek, belirleyecek ve yetkilendirecek güç ne AB'dir, ne ABD'dir, sadece ve sadece büyük Türk milletidir." ifadesini kullandı.
Devlet Bahçeli, CHP'nin yitirdiği iradesini emperyalizmin kanlı sahnesinde bulmanın çabasında olduğunu, bu yüzden CHP yönetiminin kuruluş yıllarına sırt döndüğünü belirterek, "CHP yönetimi, virajı alamamış ve arabayı devirmiştir." dedi.
Prof. Dr. İdris Küçükömer'in "CHP aslında, batılılaşma adı altında düzenin yabancılaşmasını temsil etmiştir" sözlerini aktaran Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun tam da buna uygun olarak Batı uygarlığında yer alma arzusunun yabancılaşma, yozlaşma, süslü yıkımın millete artan dozajlarla kabul ettirilme amacı olduğunu söyledi. Bahçeli, bugünkü CHP yönetiminin, Türkiye'nin karşısında hizalandığının inkar edilemez boyutta olduğunu dile getirerek, "Kılıçdaroğlu'nun değil Cumhurbaşkanı adayı olması, CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturması bile zuldür, CHP'ye oy veren kardeşlerimize hakarettir, hürmetsizliktir, dahası zulümdür." diye konuştu.
Koyunun çıkardığı toz nasıl kurdun gözünden kaçmıyorsa, hiçbir sinsi hesabın da kendilerinin gözünden kaçmadığını ve kaçamayacağını ifade eden Bahçeli, emel sahiplerinin akıllarını başlarına alması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin sahipsiz ve ümitsiz; Türk milletinin yarınsız ve çaresiz; devletin yetim, milletin öksüz olmadığını söyleyen Bahçeli, MHP'nin dimdik ayakta; Cumhur İttifakı'nın, ezberleri bozan, ezilenleri kucaklayan, esareti millete reva görenlerin de hakkından cesaretle gelen ve gelecek olan irade olduğunu kaydetti.
- "Muhataplarının başına da külah olarak geçiriyoruz"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın yaptığı araştırmaya göre gıda yardımına ihtiyaç duyan ülke sayısının 45'e yükseldiğini, dünyada 828 milyon insanın açlıkla karşı karşıya olduğunu aktardı. Bu iç karartan manzaranın arkasında, Kovid-19 salgınıyla beraber Rusya-Ukrayna savaşının bulunduğuna dikkati çeken Bahçeli, daha güvenli, huzurlu, adil bir dünyaya ulaşmak için açlıkla, yoksullukla, gelir ve servet dağılımındaki adaletsizliklerle küresel çapta mücadele etmenin insani ve vicdani görev olduğunu dile getirdi.
Küresel adalet ve merhametin kurumsallaşmasının, bu vesileyle empati duygusunun işlevsel olmasıyla vicdan seferberliğinin coğrafyaları kuşatmasının bir insan ve bir medeniyet hakkı olduğunu kaydeden Bahçeli, Türkiye'nin dünya üzerinde bu hakkı en fazla gözeten, bu hakka en çok riayet edip saygı gösteren ülke mevkisine tırmandığını belirtti.
Bahçeli, beşeriyetin barışa ve huzura susadığını, hakkaniyetli paylaşıma hasret kaldığını vurgulayarak, "Eğer yeni bir dünyanın kapıları aralanacaksa, değişim dinamiklerinden farklı bir hayat iklimi doğacaksa bu yeni hal kesinlikle insan merkezli, adalet ve barış odaklı tecelli etmelidir. Bir damla petrolü, bir metreküp gazı insan kanından, insan hayatından, insan onurundan daha değerli addeden bir sefil anlayış derhal terk edilmelidir. Kan kokusu almış bir köpekbalığından daha tehlikelisi petrol kokusu almış acımasız ve zalim güçler değil midir? Böylesi bir dünya nizamının, böylesi bir gezegen vasatının kalbi selim olması, insana ve insan haysiyetine hürmet etmesi akıl karı mıdır?" değerlendirmelerinde bulundu.
MHP lideri Bahçeli, Türkiye'nin, insan ve insanlık onurunu esas alarak ikmal ve icra ettiği siyasetiyle umut adası gibi belirmeye ve berrak bir şekilde sivrilmeye başladığını dile getirerek, Tahıl Koridoru Anlaşması'nın son üç aylık mazisine bakıldığında Ukrayna limanlarından kalkan 345 geminin toplam 7 milyon 700 bin ton tahılı ihtiyaç sahibi ülkelere taşıdığını hatırlattı. Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
"Türkiye bu süreçte asla unutulmayacak bir insanlık vazifesini deruhte etmiş, açlık çeken milyonların çığlığını hem duymuş hem de duyurmuştur. Putin'in açıklamaları, Sayın Cumhurbaşkanımızın aktif ve çok kulvarlı girişimleri Türkiye'nin bir gaz deposu olmasını gündeme getirmiştir. Kuzey hatlarının güvensiz olması sebebiyle TürkAkım, enerji güvenliğinin vazgeçilmez bir öğesi haline gelmiştir. Bu aşamada Kılıçdaroğlu'nun 'Ukrayna'dan yana olalım' sözü bütünüyle kof bir söz, gerçeklere aykırı bir görüş, siyaset ve diplomasi cehaletidir. Türkiye taraftır, ama kalıcı, kararlı ve kuşatıcı bir barışın tarafıdır. Avrupa ülkelerinin ısınıp aydınlanması yakın bir gelecekte Türkiye'nin takdir, temin ve kararıyla mümkün olabilecektir. Bu, enerji jeopolitiğinde stratejik bir güç noktasına hızla tırmandığımızın apaçık resmidir."
Avrupa Birliği Komisyonu'nun 12 Ekim 2022 tarihinde yayımladığı 2022 yılı Türkiye Raporu'nun baştan ayağa sübjektif, yanlı ve tarafgir olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Terörle mücadelemize yönelik haksız ve hayasız ithamları; siyasal sistemimize, siyasetçi ve yöneticilerimize asılsız iddiaları; Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs'ta Rum ve Yunan tezlerini sahiplenen marazi bakış açısını; Kıbrıs Türklerinin yok sayılmasını; Rusya-Ukrayna savaşı kapsamında, AB'nin uyguladığı yaptırımlara Türkiye'nin katılmamasını eleştiren ucuz yaklaşımı; AB'nin barışın değil savaşın yanında konuşlanmasını da bütünüyle reddediyor, 2022 Türkiye Raporu'nu gıyaben yırtıp atıyor, muhataplarının başına da külah olarak geçiriyoruz. Ülkemiz iyi niyetle, yapıcı, olumlu ve pozitif bir siyaset marifetince, dostane ve iyimser bir diyalog ekseninde duruş ve tutum gösterirken, AB'nin bunu görmezden gelmesi, her fırsatta Türkiye'yi kötü gösterme densizliği ayıptır, yanlıştır, günahtır, ikiyüzlülüğün ta kendisidir." dedi.
Bahçeli, AB'nin siyasetinin kriz ve kutuplaşma siyaseti olduğunu ifade ederek, "Demedi demesinler, nefretle gelmesinler, bizim böyle bir siyasete karnımız tok, misilleme siyasetimiz de pek çoktur." diye konuştu.
- "O çekici telefona değil, kafana vurursan belki kendine gelebilirsin"
MHP lideri Bahçeli, sosyal medyanın tehlikeli bir alan olduğunu ve bu mecrada her türlü haşaratın da meydanı boş bulduğu için at oynattığını belirterek, bu bağlamda "Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin, AK Parti ve MHP'nin mücadele ve müdahalesiyle kabul edilerek yasalaştığını anlattı. Milletvekillerine teşekkür eden Bahçeli, "Allah'a şükür, mühim ve acil bir ihtiyaç milli irade vasıtasıyla karşılanmıştır. Zillet ittifakı 29. maddeyi terörize ederek olmadık yollara müracaat edip mezkur kanunun görüşmelerini sabote etmeye kalkışmıştır." ifadesini kullandı.
Söz konusu maddeyi okuyan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Zillet ittifakının, çıkarcı yandaşların, buçuk aydınların, kiralık kalemlerin saldırdığı, sulandırdığı ve feryat ettiği meşhur madde budur. Halk arasında endişe, korku ve panik yaratanlara cezai sorumluluk yüklemenin neresi hatalıdır? Ülkemizin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni, genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayanlara yasal tedbir alınmasının neresi zulümdür? CHP'li bir milletvekili, eline çekici alıp Genel Kurul kürsüsünde telefon kıracak kadar alçalabilmiştir. Sen o çekici telefona değil, kafana vurursan belki ayılabilir, kendine gelebilirsin. Bu çekiç Genel Kurul'a nasıl getirilmiş, kürsüye nasıl çıkarılmıştır? Çekiç de aynen bir silah gibi suç unsuru değil midir? Bu haliyle çekicin mesela kalaşnikoftan ne farkı vardır? Biz Genel Kurul salonunda ne çekiçli eylemcilere ne de kalaşnikoflu teröristlere, bilinsin ki tahammül edemeyiz, sessiz kalamayız, seyirci olamayız."
Devlet Bahçeli, muhalefetin bu yasaya ilişkin iddialarını sıralayarak, bunları, sosyal medyadan milleti manipüle etmeye çalışanların kurnaz ve kurmaca şikayetleri olarak nitelendirdi. Bahçeli, şu düşünceleri dile getirdi:
"Zillet ittifakının haberi olsun, ne yapsalar boşuna, köprü suyun öte yakasında kaldı. Yalan habere bel bağlamayanlar bu yasadan rahatsız olmaz. İftiraya prim vermeyenler, kamu düzenini bozmayı aklından geçirmeyenler, ülkemizin iç ve dış güvenliğini zedelemek için pusuya yatmayanlar bu yasadan asla memnuniyetsizlik duymaz. Geçiniz bunları, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, insan onuruyla insan haysiyetini savunan hiç kimse bu yasaya dudak bükmez, bükemez, bükmemiştir. Dezenformasyon yasası hıyanetin, bozgunculuğun ve rezaletin sosyal medya ayağına kilit vurmuştur. Çok da güzel olmuş, maşeri vicdan 'oh be' demiştir. İşte kuyu, işte suyu, işte milletimizin huzuru, kastetmeye çalışanlar olursa bedelini sonuna kadar ödemeye hazır olmalıdırlar."
Bahçeli, toplantı çıkışında bir gazetecinin, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeffry Flake'in, Ege konusunda "taraf tutmadıkları" şeklindeki açıklamasını anımsatarak, değerlendirmesini sorması üzerine, "Aptallar, herkesi aptal zannetmesin. Türkiye'de aptal yok, zeka var." yanıtını verdi.
(Bitti)
Kaynak: