TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "CHP, İP, SP, DP, Gelecek Partisi ve DEVA'nın temsilcileri HDP'yi masa altında tutarak sözde bir uzlaşmaya vardıklarını açıklamışlardır. Uzlaşma, doğru hedefler üstünde olur. Uzlaşma, dürüst ve temiz bir siyaset anlayışıyla vasat bulur. Allah için söyleyiniz, bunların neresi dürüst, neresi düzgün, neresi temizdir?" dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "zillet ittifakının" kurduğu kumar masasında kartların açık oynandığını ifade etti.
"Bu masada hile vardır, desise vardır, densizlik vardır, dümencilik vardır, dalavere vardır, sahtelik vardır; hepsini geçtik hıyanetin daniskası vardır." diyen Bahçeli, "zillet ittifakı"nı oluşturan partilerin gün aşırı birbirlerini ziyaret ettiklerini, yoklama yaptıklarını, hava kokladıklarını, ne var ne yok ona baktıklarını söyledi. Bahçeli, "Ancak arka kapıda da birbirlerine kazık atıyorlar, tuzak kuruyorlar. Bir yapmadıkları kısırlı, pastalı, altın günleriydi; zannediyorum bu gidişle onu da gerçekleştirirler. Toplanıp toplanıp dağılıyorlar, ne dedikleri bellidir ne de söyledikleri nettir. Muğlak ifadelerle gürültü ve gündem kirliliğine neden oldukları da alenen meydandadır." şeklinde konuştu.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem toplantıları için üçüncü defa Meclis'te bir araya gelindiğini anımsatan Bahçeli, "CHP, İP, SP, DP, Gelecek Partisi ve DEVA'nın temsilcileri HDP'yi masa altında tutarak sözde bir uzlaşmaya vardıklarını açıklamışlardır. Uzlaşma, doğru hedefler üstünde olur. Uzlaşma, dürüst ve temiz bir siyaset anlayışıyla vasat bulur. Allah için söyleyiniz, bunların neresi dürüst, neresi düzgün, neresi temizdir?" diye sordu.
Devlet Bahçeli, uzlaşmak için irade gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi:
"CHP'nin kolonisi, ideolojik kolonu, siyasi kordonu İP'in iradesi mi vardır? PKK'nın tutsağı, FETÖ'nün kuklası, Türk ve Türkiye düşmanlarının teşrifatçısı CHP'nin iradesi mi kalmıştır? Teröristbaşı Duran Kalkan, CHP'yi ikaz ederek diyor ki 'HDP'nin çıkışı, bazı CHP'liler tarafından ters yorumlanabilir ama öyle değil. CHP'lilerin önünü açtı. Güçlendirdi. İrade kazandırdı. Bu bakımdan HDP'ye muhtaçlar.' Bir terör örgütü elebaşı, aziz Atatürk'ün kurduğu partiye ayar veriyor, hizaya getiriyor, aba altından sopa gösteriyor; buna karşılık bir tek CHP yöneticisi de kalkıp 'Ey katil sen ne diyorsun?' diyemiyor, buna cesaret dahi edemiyor. Bize gelince yalan yanlış konuşan CHP sözcülerinin ağızlarını bıçak açmıyor. Korkuyorlar, telaşlanıyorlar, çekiniyorlar çünkü iradelerini ve siyasi ikballerini terör örgütlerine bağlamış durumdalar. Bu bir zillet değil midir? Bu bir rezalet değil midir? Biz boşuna mı bunlara 'zillet' diyoruz? Biz boş yere mi bunların maskesini bir bir indiriyoruz? HDP'li bölücülere söylediğimiz okkalı sözlerin cevabını Kandil'in CHP'si veriyor. Şu ibret verici kepazeliğe bakar mısınız? Kendileri terör örgütünün boyunduruğuna girmişler, haberleri yok. Kendileri mağara önlerinde gıyabi nöbete girmişler, anladıkları yok. HDP'yi gücendirmemek, pişmiş aşa su katmamak için takmadıkları kılıf, girmedikleri kılık neredeyse kalmamış.
Hatırlarsanız, İP Başkanı, bu aralar yine il-ilçe gezen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nı Fatih'e benzetmiş, Kılıçdaroğlu'na çalım atmış, ters köşeye yatırmak için hamle üstünlüğünü kazanmaya çalışmıştı. Bir nevi, anılan Belediye Başkanı CHP Genel Başkanı muamelesi görmüştü. HDP takviyeli ve tembihli Kılıçdaroğlu da misilleme yaparak İP Başkanı'nın cumhurbaşkanı hayallerini suya düşürmüş, mizahi ve münhal bir başbakanlık yemiyle tufaya getirmiştir. İP Başkanı, yeni yönetim sisteminde yer almayan bir göreve mahkum ve mecbur edilen zavallıdır. Bunlar birbirlerini aldatmakla, kandırmakla, yüze gülüp arkadan film, fırıldak çevirmekle uğraşmaktadır. Yalan bunlardadır, iftira bunlardadır, ayak oyunu bunlardadır, samimiyetsizlik bunların alametifarikasıdır. Şimdi de güçlendirilmiş parlamenter sistem adında ne idüğü müphem, ne içerdiği meçhul, neyi hedeflediği meknuz bir çalışmayla meşgullerdir. Şecaat arz ederken sirkatin söyleyen merdi kıpti gibiler."
- Kılıçdaroğlu'na sorular
CHP'nin düzenlediği Abant Toplantısı'nın, bir bakıma zilletin tehlikeli yol haritasının kavşak noktalarını açığa vurduğunu söyleyen Bahçeli, Abant toplantısının tavsiyesinin kimden geldiğini sordu.
Özerklik ve federasyon gayesinin CHP'ye nüfuz ettiğinin anlaşıldığını öne süren Bahçeli, bununla birlikte CHP'nin gizli gündeminde Anayasa'nın ilk dört maddesinin kaldırılmasının esas olduğunu savundu. Devlet Bahçeli, "Sabıkalı bir milletvekili kalemiyle hazırlandığı anlaşılan 'demokratik muhalefetin anayasa değişikliği için izlemesi gereken yol haritası', Kemal Kılıçdaroğlu'nun önsözüyle kaleme alınmıştır. Siz bakmayın bu önsözün sahibine, bunun gerisinde PKK'nın hain dokunuşu, siyasi bölücülerin iğrenç telkinleri bulunmaktadır." dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na bazı sorular yönelten Bahçeli, şöyle devam etti:
"CHP Genel Başkanı'na soruyorum, kıvırmadan cevap vermesini, kaçak güreşmemesini bekliyorum. Anayasa'dan Atatürk'ü çıkarmayı düşünüyor musunuz? Anayasa'ya hakim olan Türk ismini tasfiye etmeyi planlıyor musunuz? Türk vatandaşlığı kavramı yerine 'Anayasal yurtseverlik', Türkiye yerine 'Ülke', Türkiye devleti yerine 'Cumhuriyet', Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yerine 'Türkiye Cumhuriyeti insanı' kavramlarının getirilmesini amaçlıyor musunuz? 'Demokratik muhalefet' diyerek TİP'i, HDP'yi yanınızda ve yörenizde görüyor, bunlara kucak açıyor musunuz? Terörist Demirtaş'ı hala savunuyor, ona elçiler yolluyor musunuz?
Sayın Kılıçdaroğlu, bu sorularım gayet basittir. Ya 'evet' diyeceksin, ya da 'hayır.' Boş kağıt vermen halinde bütün sorulara evet dediğin anlaşılacaktır. Yüreğin yetiyorsa, çiğ süt içip karın ağrısı çekmiyorsan konuş ve sorularıma cevap ver. Korku edebiyatını bırak, siyasi cinayet işlenebilir masallarını geç, bir şey bilip de söylemiyorsan adam değilsin. CHP'nin bir milletvekilinin 'Keşke Demirtaş cumhurbaşkanı seçilse' diyecek kadar gözünü ve gönlünü kararttığı herkesin bildiği bir beyanattır. HDP'nin sözde demokratik tutum belgesiyle, CHP'nin ikinci yüzyıla çağrı beyannamesinin benzerliğini iddia eden de CHP'li bir milletvekiliydi. Bugünkü CHP yönetimi, HDP'nin oyun uşağı haline gelmiş, yazboz tahtasına dönüşmüştür. Bugünkü CHP yönetimi, Gazi Mustafa Kemal'in hatıra ve emanetleriyle yollarını kapanmamak üzere ayırmıştır. Bugünkü CHP yönetimi, PKK'yla ittifak tüneline girmiş, HDP'yle bölücülüğün gergefinde işlenmiştir. İP ise bunların proje süsüne, zillet mezesine dönüşmüştür."
(Sürecek)
Kaynak: