İSTANBUL (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Türkiye'nin siyasi tecrübesi gösteriyor ki yüzde 10 barajı hakikaten oldukça yüksektir. Bu barajın varlığı bazı partilere ilave bir konsolidasyon imkanı sağlamaktadır. Bunun olmaması, herkesin siyasetin içinde olması lazım." dedi.
Kurtulmuş, "Başkent Kulisi" programında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti'deki kongre süreçleri hakkında bilgiler veren Kurtulmuş, "Bu ay sonu itibarıyla, şubatın 24'ünde en son İstanbul İl Kongremizi yapacağız. Zannediyorum mart sonuna kadar da büyük kongreyi ramazandan önce bitirmiş oluruz. Kongrelerin bir de hukuki süreçleri var. O süreçler de tamamlanarak bir tarih belirlenecek ve mart ayında kongrelerimizi tamamlayacağız." diye konuştu.
"Parti yönetiminde nasıl bir değişiklik göreceğiz, kabine değişikliği olur mu?" sorusu üzerine Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yeni sisteme biraz da alışmamız lazım. Birisine görev verildiği zaman başbakan bakanlarını atar, cumhurbaşkanının onayından sonra göreve başlardı. Zaman içerisinde başbakan yine değişiklik yapmak isterse yine cumhurbaşkanının onayını sunardı. Şimdi zaten Cumhurbaşkanı hükumetin de başı. Cumhurbaşkanımız bu süre içinde bazı bakan arkadaşlarımızı değiştirdi. Bunun için 'Ne zaman, kimi değiştirecek?' gibi bir şey yok. Cumhurbaşkanımızın tamamen kendi takdirinde ve yetkisindedir. İstediği zaman istediği bakan değişikliğini yapmak Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminin hızlı işleyişinin de bir parçasıdır.
Parti yönetimiyle ilgili de bu süre içerisinde, zaten her büyük kongrede... AK Parti şimdi 7. büyük kongresini yapıyor. Daha önceki 6 büyük kongrede parti kadrolarının da bir kısmı her seferinde değişmiştir. Büyük bir kadro ve büyük bir ekip. Yeni insanlar geliyor, insanların arasında başarılı olanlar var onları ödüllendirmek gereken bir sistemin içerisindeyiz. Bazı arkadaşlarımızın başka görevlerde görevlendirilmesi gerekir. Bütün bunların hepsi Cumhurbaşkanımız istişarelerini de yaparak, gerçekleştiriyor."
Kurtulmuş, seçim barajının düşürülmesine ilişkin bir düzenlemenin yapılıp yapılmayacağı hususundaki soruyu da yanıtladı.
Seçim barajının çokça konuşulduğunu dile getiren Kurtulmuş, süreç içerisinde toplumdan ve siyasi partilerden farklı düşüncelerin dillendirildiğini anımsattı.
Kurtulmuş, konunun eski bir tartışma olduğunu belirterek, "Türkiye'nin siyasi tecrübesi gösteriyor ki yüzde 10 barajı hakikaten oldukça yüksektir. Bu barajın varlığı bazı partilere ilave bir konsolidasyon imkanı sağlamaktadır. Bunun olmaması, herkesin siyasetin içinde olması lazım. Yüzde 50 artı 1 sistemine bakıldığında zaten Meclis'te 12 veya 13 parti var. İttifaklar esasında barajı anlamsız hale getirmiştir ama biz istiyoruz ki siyasi partiler kendi kimlikleriyle seçimlere girsinler. AK Parti ve MHP kendi kimlikleriyle seçime girdi. Bölgedeki toplam oy ve sonra partilerin aldığı oylara göre milletvekilleri dağıldı." ifadelerini kullandı.
Yüksek seçim barajının demokrasiye bir katkısının olmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, bunun herkesçe görüldüğünü kaydetti. Kurtulmuş, seçim barajının düşürülmesi kanaatinde olduklarını yineleyerek, bu düşüncenin destek bulması halinde adımların atılacağını söyledi.
Reform sürecinin söylemlerinin belli toplantıların öncesinde dillendirildiği iddialarına da cevap veren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"O eskidendi. Türkiye, 'Falanca toplantıya gideceğiz öncesinde şöyle bir jest yapalım.' Bu dönemler geriden kaldı. Türkiye bütün dünyayla ilişkilerini en iyi şekilde tutmak noktasında kararlıdır. Problemlerimizin ne olduğunu biliyoruz. Esas biz kendi ihtiyaçlarımıza göre hareket ediyoruz. İçeride bizim ihtiyacımız nedir? Türkiye 19 yıllık AK Parti iktidarında da 70 yıllık çok partili siyasi hayatında da ne zaman sıkıntı çektiyse örneğin 2002'deki büyük ekonomik kriz, 2009'deki küresel finansal kriz, parti kapatma davasındaki kriz, 17-25 Aralık sonrasında ortaya çıkan büyük türbülans gibi... Bunların hepsinden AK Parti reform iradesiyle çıkmıştır. Rahmetli Menderes ve rahmetli Özal'ın da reformlardan istifade etmesi gibi. Reform iradesi bizim için sahici, ihtiyacımız olan, milletimizin lehine olan bir süreçtir. Son noktaya gelindi. Adalet Bakanımız da Hazine ve Maliye Bakanımız da ilgili bakanlıklarını çalıştırdılar her iki bakan da üniversitelerden, sivil toplum kuruluşlarından, odalardan, borsalardan kanaatlerini aldılar. Türkiye'nin hukuk, siyasin ve ekonomi alanında yapabileceği reformların neler olabileceği tartışıldı."
Kurtulmuş, reform iradesinin eleştirilmesinin Türkiye siyasetini anlamamak olduğunu dile getirerek, reformun sürekli ve toplumun ihtiyacına göre gündeme gelmesi gerektiğini söyledi.
(Bitti)
Kaynak: