İSTANBUL (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Sayın Cumhurbaşkanımızın AK Parti üyesi olmaması, onun AK Parti'nin kurucu üyesi olduğu, AK Parti'nin, sıfatı ne olursa olsun lideri olmaya devam edeceği gerçeğini ortadan kaldırmaz ki. Dolayısıyla bu anlamsız bir tartışmadır. Sanki geçmişte bu tür parti kimliklerinden cumhurbaşkanı olunca ayrılmış olan şahıslar hiç partili değilmiş gibi davrandıklarını var sayarak yapılan bir zihinsel yanılsamadır. Doğru değildir." dedi.
Kurtulmuş, "Başkent Kulisi" programında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sivil anayasaya ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, sivil anayasa yapmanın sadece AK Parti'nin görevi olmadığını, Türkiye'deki, parlamentodaki tüm partilerin görevi olduğunu belirterek, parlamento dışındaki kanat merkezlerinin, üniversitelerin bu konuda görüşü olan herkesin söz söyleyebileceği bir zemini açmaya çalıştıklarını söyledi.
Kurtulmuş, Türkiye'nin artık "darbe anayasası" ayıbından kurtulması gerektiğini dile getirerek, "Bir kere şundan emin olsunlar bizim sivil anayasa yapma niyetimiz sahici ve gerçekten çok kuvvetli bir niyettir. Şunu da biliyoruz, parlamentoda sayımız yetse bile tek başımıza bizim bu anayasayı yapmak gibi bir durumumuz olmamalıdır. Bizim parlamentoda sayı yetse bile bunu mutlaka en geniş mutabakatla yapılabilmesini temin etmemiz lazım. Bunu da tek başımıza yapacak değiliz. Muhalefet de burada samimi olarak elini taşın altına koymalıdır ve yeni anayasa çalışmalarına katkı sunmalıdır." değerlendirmesini yaptı.
Seçim tartışmalarına ilişkin olarak da Kurtulmuş, bu konuda görüşlerinin çok net olduğunu, seçimlerin vakti, zamanı geldiğinde yapılacağını söyledi.
Partili Cumhurbaşkanlığı konusuna ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, "Bunu çok konuştuk. Muhalefetin biraz da sanki Türkiye'nin geçmiş 70 yıllık siyasi tecrübesi yokmuş gibi konuştuğu konulardan birisi budur. Çok konuştuk ama tekraren söyleyeyim, İsmet İnönü partisiz miydi, Süleyman Demirel, Turgut Özal partisiz miydi? Ahmet Necdet Sezer'in bir siyasi görüşü yok muydu? Celal Bayar partisiz miydi? Şimdi bir insanın, şahsın cumhurbaşkanı seçildiğinde partisinden istifa etmiş olması, onun siyasi görüşlerinin bir anda silindiği anlamına gelmez. Dolayısıyla bu son derece absürt ve Türkiye siyasi tecrübesiyle hiçbir şekilde örtüşmeyen bir şey." diye konuştu.
Yeni sistemin içerisinde cumhurbaşkanı seçilmek için 50 artı 1 almak gerektiğini hatırlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bu anlamda bu tartışmanın anlamakta zorlandığım bir tartışma olduğunu düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın AK Parti üyesi olmaması, onun AK Parti'nin kurucu üyesi olduğu, AK Parti'nin, sıfatı ne olursa olsun lideri olmaya devam edeceği gerçeğini ortadan kaldırmaz ki. Dolayısıyla bu anlamsız bir tartışmadır. Sanki geçmişte bu tür parti kimliklerinden cumhurbaşkanı olunca ayrılmış olan şahıslar hiç partili değilmiş gibi davrandıklarını var sayarak yapılan bir zihinsel yanılsamadır. Doğru değildir. Mühim olan bu sistemin içerisinde o denge meselesinin nasıl kurulacağı, kurumlar arasındaki mekanizmaların nasıl oluşturulacağıdır. Parlamentonun nasıl güçlü bir şekilde çalıştırılabileceğidir."
- "Parlamenter sisteme geri dönüşün imkanı yok"
Kurtulmuş, yeni sistemle birlikte Türkiye'nin daha kuvvetli bir işleyişe doğru gidebileceğini dile getirerek, Cumhurbaşkanının yeni sistemin içerisinde kanunların üzerinde bir yetkiye sahip olmadığını, şu anda Meclis'in daha güçlü olmasını sağlayan bir sistem olduğunu kaydetti.
Yeni sistemde ilişkin bilgi veren Kurtulmuş, "Yeni sistemde zaten doğrudan millet yetki alan bir cumhurbaşkanı var. Dolayısıyla cumhurbaşkanı bu doğrudan yetkisi sonucu bakanlar kurulunu oluşturunca bakanlarla ilgili seçilmişlerin içerisinden onay alma mekanizması sistemin ruhuna aykırıdır. Ama bakanların Meclis'te daha çok mesai harcamaları, bu anlamda Meclis'teki süreçlere daha yoğun katkı vermeleri beklenebilir." değerlendirmesini yaptı.
Bakanların Meclis'ten onay alarak göreve başlamalarının Türkiye'deki Cumhurbaşkanlığı sisteminin şu andaki ruhuna aykırı bir konu olduğunu ifade eden Kurtulmuş, yeni anayasa ile ilgili yol haritasının sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Bu konuyla ilgili parti olarak hazırlıklarımız bittikten sonra bunları kamuoyuyla paylaşacağız, ne yapmak istediğimizi anlatacağız. Ama burada söylediğimiz şey, hiç kimsenin özellikle muhalefet partilerinin güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş gibi bir sloganı, AK Parti, Tayyip Erdoğan karşıtı muhalefet blokunu konsolide etmek için bir araç olarak kullanmaması tavsiye ediyorum. Bir şeyin karşıtlığı üzerinden anayasal bir konuyu bir tartışma alanı haline getirmemek lazım. Türkiye'de tekrar parlamenter sisteme dönülebilir mi? Dönülür ama siz geçmiş anayasa referandumu var ve milletimiz Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmemiş gibi konuşursanız bu millet iradesine haksızlık olur. Bunun yolu bellidir."
Bu konunun siyasi kulislerde değil, parlamentoda çözülecek bir iş olduğunu aktaran Kurtulmuş, yeni anayasa konusunda da muhalefet partilerine çağrıda bulundu.
Bugünkü parlamento aritmetiği içerisinde parlamenter sisteme geri dönüşün imkanı olmadığını, bu konunun siyasi kulislerde çözülemeyeceğini anlatan Kurtulmuş, yeni sistemle milletin Cumhurbaşkanını sandıkta seçtiğini söyledi.
- AK Parti ile Saadet Partisi arasındaki görüşme
Numan Kurtulmuş, AK Parti ile Saadet Partisi arasında bir ittifak görüşmesinin olup olmadığı sorusuna da "Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Asiltürk'e ziyaretiyle yapılan görüşme aslında bir iyi niyet görüşmesidir. Uzun yıllar birbirini tanıyan, birlikte geçmişte siyaset yapmış olan iki kişinin yapmış olduğu görüşmedir. Bizim ittifaklar konusundaki tavrımız, tarzımız bellidir. Biz ittifakları masa başında yapılan görüşmeler, pazarlıklarla şekillendirilen bir süreç olarak görmüyoruz. Şu anda Cumhur İttifakı da böyle gerçekleşmedi. 15 Temmuz gecesi sahada gerçekleşti." değerlendirmesini yaptı.
Ulusal meselelerde ortak hareket edilmesi gibi bir anlayış birliği içerisinde hareket edildiğini dile getiren Kurtulmuş, bu çerçevede düşünen siyasi grupların bir araya gelmesi ve Cumhur İttifakı'nın mümkün olduğunca daha geniş bir zemine oturması için birtakım temasların yapılmasının doğal ve normal olduğunu anlattı.
Kurtulmuş, "Muharrem İnce'nin de istifa konuşmasında aslında bu ortak noktalar vardı. Yakın zamanda İnce'nin hareketiyle bir görüşme olabilir mi?" sorusuna da şöyle yanıt verdi:
"Sayın İnce'nin bu tespitleri herhangi bir ittifak için söylenmiş sözler değil herhalde, Cumhuriyet Halk Partisi'ni eleştirirken, yaşadığı yanlışlıkları ortaya koyarken, ortaya konmuş eleştirilerdir. Biz de çeşitli vesilelerde yaptığımız konuşmalarda Cumhuriyet Halk Partisi'nin bazı yöneticilerinin maalesef akıl almayacak şekilde milli meselelerde Türkiye'nin milli menfaatlerinden uzak noktaya savrulduklarını çok sık dile getirdik. Burada bir Cumhuriyet Halk Partisi eleştirisi var. Sayın İnce, bu siyasi hareket nasıl olacak bilmiyoruz, daha işin başında böyle bir şeyin söylenmesi mümkün değil."
"CHP'den ayrılanların parti kurması AK Parti'ye yarıyor." yorumları üzerine de Kurtulmuş, "Biz bu tür eleştirilerin Cumhuriyet Halk Partisi'ne yaramasını tercih ederiz. Hiçbir alakamız yok. Siyasi hayatımız boyunca başka hiçbir partinin iç işleriyle, iç işleyişiyle hiç ilgilenmedik." dedi.
Kurtulmuş, Saadet Partisi'nin AK Parti ile ittifak yapıp yapmayacağı şeklindeki soruya da "Ben bu konuyla ilgili bir şey söylemem. Söylemek istemem. Mühim olan parti tabanlarının ne hissettiğidir. Yani AK Parti ile MHP'yi ittifaka iten yöneticilerin kararı değil, tabanların yakınlaşmasıdır." ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, eğer tabanlar arasında bu yakınlaşma ortaya çıkarsa, bunun ittifakların genişlemesi anlamına gelebileceğini sözlerine ekledi.
(Sürecek)
Kaynak: