GAZİANTEP (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti'nin neredeyse girdiği her seçimde CHP'den iki kat fazla oy aldığını belirterek "Bunun temel nedeni de CHP'nin çapsız bir muhalefet sergiliyor olmasıdır. Zaman zaman da milli hassasiyetlerden uzak tavırlar ve tarzlar içerisine giriyor olmasıdır." dedi.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Gaziantep gelen Kurtulmuş, Kanal 5'te yayınlanan "Gaziantep Özel Yayın" programında kentteki gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ana muhalefet partisindeki istifalara ilişkin değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, istifanın bireysel bir karar olduğunu belirtti. Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Başka bir siyasi partinin içerisindeki politik meselelere dilimi uzatmak istemem, siyaseten yakışık almaz. CHP'nin kendi iç meselesidir. Ama şunu söylemek istiyorum uzunca bir süredir sadece istifa eden milletvekilleri değil çok geniş anlamda CHP içerisinde özellikle seçmen nezdinde ciddi eleştirilerin olduğunu biliyoruz ve duyuyoruz. Özellikle CHP'nin ana çekirdeğini oluşturan Kemalist, vatansever, ülkenin kurucu değerlerine bağlı olduğunu iddia eden önemli bir kitlenin özellikle HDP ile olan yakınlaşma, son seçimlerde ortaya konan açık ittifak yarı kapalıydı, bu ittifaktan rahatsızlık duyduklarını ve içlerine sindiremediklerini biliyoruz. Bununla ilgili çok yerde bu tür eleştiriler yapılıyor. Belki bu son gelişmeler de bu eleştirilerin su yüzüne çıkması gibi bir şeydir. Nasıl olur, nasıl gelişir Sayın İnce'nin kuracağı partide kimlerin yeri ne olur, bunlara girmeyeyim, bizi ilgilendirmez. Şöyle bir şey var, Türkiye'nin geçmiş seçimlerde AK Parti neredeyse girdiği her seçimde CHP'den iki kat fazla oy almış siyasi partidir. Bunun temel nedeni de CHP'nin çapsız bir muhalefet sergiliyor olmasıdır. Zaman zaman da milli hassasiyetlerden uzak tavırlar ve tarzlar içerisine giriyor olmasıdır."
- "Böyle muhalefet bizi üzüyor"
Böylesine ana muhalefet partisi yönetimi olmasından memnun olduklarını anlatan AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, şunları söyledi:
" Çünkü rakibimiz oy alanı bakımından bizim alanımızı daraltmıyor ama Türkiye bakımından da üzülüyoruz. Nihayetinde en çok oy alan ikinci parti, böylesine bir parti milletin geniş kitlelerinin nezdinde iktidar alternatifi olan bir parti. İktidar alternatifi olan bir parti ciddiyetiyle ve donamıyla hareket etmeleri lazım. Birilerinin arkasına takılmak yerine başkalarının oluşturduğu gündemlere takılmak yerine ya da işi gücü bırakıp 'Erdoğan yıkılsın da nasıl yıkılırsa yıkılsın' anlayışıyla siyaset yapmak yerine Türkiye'yi ileriye, 'AK Parti'nin getirdiği noktanın daha ilerisine nasıl götürürüz' gibi bir teklifle çıkması lazım. Böylesi bir politikadan gerçekten memnun oluruz. Geçtiğimiz günlerde uzun bir bütçe maratonu oldu, biz de yoğun bir şekilde vakit geçirdik. Gerçekten üzüldüğümü ifade etmek istiyorum. Kalkıp ilgili ilgisiz tüm konularda baştan aşağı Erdoğan'a hakaret edip, iktidar partisini yerle bir etmeye çalışan sürekli böyle olağandışı iftiralar ve hakaretlerle bütçe görüşmelerini geçirdik. Muhalefetten neyi beklersiniz? 'Siz şu bakanlığın bütçesinde şöyle yaptınız, biz böyle yapardık.' demelerini bekleriz. Eleştir, baş göz üstüne tabii ki ama hakaret etme, küfür etme, haksızlık etme. Böyle bir muhalefet bizi gerçekten derinden üzüyor. En çok üzüldüğümüz konuda böyle ana muhalefetten Türkiye'ye alternatif bir siyasi parti sinyali gelmiyor. Özellikle HDP ile ilişkilerinde kendi seçmenlerini ciddi hayal kırıklığına uğratacak birtakım çabalar çalışmalar içerisindeler."
- "Gıda fiyatlarındaki artış hükümetin gündeminde"
Gazetecilerin gıda fiyatlarındaki yükselmelerine ilişkin bir sorusu üzerine Kurtulmuş, gıda fiyatlarında ciddi haksızlıklar olduğunu, anlaşılmayan fiyat artışlarının yaşandığını, bu konunun hükümetin gündeminde yer aldığını söyledi.
Üreticinin maalesef zaman zaman mağdur olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Ürettiği ürünü elinden çok ucuza çıkartmış oluyor ama en sonda olan tüketiciye oluyor. Tüketici bunu marketten alırken çok yüksek fiyatla alıyor. Burada devletin bazı kurumları devreye girerek, temel ihtiyaç maddelerinde, ayçiçeği yağı, zeytin yağı gibidir, bunların giderilmesi için çalışmalar yapılıyor. Bununda faydalı şekilde Türkiye'de ticaret hayatına yansımaları olacak." dedi.
- "HDP, kendisi ve terör örgütü arasına mesafe koyabilme konusunda sınavı veremiyor"
Kurtulmuş, yasal düzenlemelerle parti kapatılmasının zorlaştığına dikkati çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu parti kapatmalarının nasıl olacağı da bellidir. İşin bir hukuki tarafı vardır. Bir de işin HDP'yle ilgili kısmı var. Burada maalesef baştan beri son derece iyi niyetli, Türkiye demokrasisini korumak, kurtarmak adına yaptığımız çağrılar ne yazık ki karşılıksız kaldı. Çok açık şekilde söylüyorum, HDP'nin eline birkaç kez Türkiye partisi olma imkanı geldi. Yani kalkıp şunu rahatlıkla söyleyebilirlerdi, 'PKK bir terör örgütüdür, PKK eli kanlı bir cinayet şebekesidir, Türkiye'deki herkese zarar vermektedir, en fazla zararı da Kürt ve bölge halkına vermektedir.' diyerek hatta çukur eylemleri olduğu zamanda da bunları söylemeleri için biz demeç verdik, 'Kalkın bunu söyleyin, aranıza mesafe koyun ve böylece kendinizi, halkınızı, oy aldığınız insanların da hakkını hukukunu korumuş olun.' HDP, son görüntüsüyle kendisi ve terör örgütü arasına mesafe koyabilme konusunda bu sınavı veremiyor."
Silahın olduğu yerde demokrasinin olmayacağını dile getiren Kurtulmuş, "Biz her türlü fikre açığız, herkes fikrini söylesin. Ne söylüyorsa söylesin. Ayrımcılık yapmadığı sürece, silahlı şekilde Türkiye'yi bölmeye kalkmadığı sürece fikirlerini söylesin, zaten parlamentoda söylüyor. Parlamentoda görüşlerini söyleyen insanların arasından HDP'li parlamento üyelerinin bir kısmı yaptıkları ve işledikleri suçlar dolayısıyla cezaevinde. Bir kısmı ceza aldı, bir kısmı tutuklu. Bunların içinde HDP eş genel başkanları da var, grup başkanvekilleri de var." diye konuştu.
- "Terörün bütün şartlarını ortadan kaldırana kadar terörle mücadele edeceğiz"
Kurtulmuş, HDP'nin bir terör örgütünün yan kolu ve şubesi gibi görünmeyi süratle terk etmesi gerektiğini ifade ederek şöyle devam etti:
"Bizim temel amacımız şudur: Terörü baskılayarak, terörü hiçbir şekilde Türkiye'de bir sorun olmayacak şekilde bertaraf etmek. Bunu yaparken şunun da farkındayız, 'Tek bir terörist kalmayıncaya kadar terörle mücadele edeceğiz' sözü doğru ama eksik bir sözdür. Terörün bütün şartlarını ortadan kaldırana kadar terörle mücadele edeceğiz. Terör biraz daha kapsamlı şekilde görmemiz, terörü oluşturan bütün zeminleri ortadan kaldırmamız, onların hepsini ciddi şekilde yok etmemiz ama sonuç itibarıyla da Türkiye'de demokrasinin gücünü arttırmamız lazım."
- "Terör örgütünün bir şubesi görüntüsü gibi"
Diyarbakır annelerinin çocuklarının dağa götürüldüğünü bildiğini ve bunun mücadelesini verdiğini anlatan Kurtulmuş, "Bu aileler biliyorlar, bunu mücadelesini veriyorlar. Ya bu milletin çocuklarından ne istiyorsunuz, 13 yaşındaki, 15 yaşındaki kız ve erkek çocuklarını dağa götüren bu terör örgütünün onun gölgesinin siyasetle ne işi olabilir. Bu ilişkiyi kesmek HDP'nin temel sorumluluğudur. Bunu yapmak zor da değildir, kolaydır ve onlar bakımında da daha doğru daha akıllı bir yoldur. Biz bunu söylüyoruz. Tekrardan şunu söylüyorum ama maalesef görüntü, sanki terör örgütünün bir şubesi görüntüsü gibi ortaya bir görüntü çıkıyor." ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, bazı siyasi parti temsilcilerince parlamenter sistemin dile getirilmesiyle ilgili soruya şöyle cevap verdi:
"Demokrasiler, fikirlerin konuşulduğu bir yerdir ancak hiç kimse şöyle bir saygısızlık yapmasın. Yani bu ülkede bir anayasa referandumu yapılmamış, sistemin sahibi olan ülkenin gerçek sahibi olan, sorumluluk sahibi olan, karar ve söz sahibi olan bu millet kararını vermemiş ve Türkiye'de başkanlık sistemine, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi'ne geçiş sağlanmamış gibi kimse konuşmasın."
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne referandumda milletin "evet" dediğini hatırlatan Kurtulmuş, şu görüşlerini dile getirdi:
"Türkiye'de anayasal olarak meşru, halk oyuyla seçilmiş, ortaya konulmuş olan Türkiye'nin Cumhuriyet tarihindeki en önemli yönetim reformlarından birisi olan Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi var. Bu yokmuş gibi kimse konuşmasın. 'Ama ben parlamenter sistem istiyorum', hodri meydan. Parlamenter sistem istiyorsanız buna nasıl geçileceği bellidir. Bir anayasa değişikliği hazırlarsınız. Parlamentoda 360 milletvekili bulursunuz referanduma götürürsünüz. 400 milletvekili üstü oy alırsınız parlamentoda anayasayı değiştirirsiniz. Yani demokraside Türkiye'deki sistem içerisinde herhangi bir sistem değişikliğinin nasıl yapılacağı bellidir. Biz 'Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi'ne geçtik, sistem değişikliğinin yollarını kapattık' demiyoruz. Bu değişikliği yapan millettir. Millet derse ki 'ben başka bir değişiklik yapacağım' bunun yolu belli."
- "Karar verecek olan millettir"
Sistem değişikliğinin kapalı kapılar ardında ne olduğu belli olmayacak şekilde konuşulmaması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, "Biz Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi'ni anlatırken il il, ilçe ilçe neredeyse dolaştık. 'Bakın bu sistemin şöyle faydaları olacak, şunlar gelecek' diye millete anlattık. Derin akademik çalışmalar yapıldı. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi'ne geçildikten sonra bu sistemin icraatta yürüyen yürümeyen tarafları, eksikleri, hataları, noksanları neler bunlar uzun çalışmalarla ortaya konuldu. Şimdi 'Parlamenter sistem istiyorum', 'Güçlendirilmiş parlamenter sistem istiyorum'. Hodri meydan çalışırsınız, parlamentoda gücünüz olur ya da şimdi gücünüz yok, ilerde seçimler olur başka bir tablo ortaya çıkar o zaman gündeme getirirsiniz. Ama güçlendirilmiş parlamenter sistemi hükümet karşıtlığının bir aygıtı haline dönüştürmemek lazım. Nihayetinde bunlar sistem tartışmalarıdır. O olur, bu olur, karar verecek olan millettir. Demokrasinin hakimi de sahibi de ne bir partidir ne bir başka partidir, hepsi de bizzat milletin kendisidir." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye ekonomisine olan güven artıyor"
Döviz kurlarındaki hareketliliğe ilişkin soru üzerine ise Kurtulmuş, ekonomist olduğunu hatırlatarak kurdaki dalgalanmanın reel olmadığını belirtti. Türkiye'deki ekonominin 10-15 yıllık geçmiş göz önünde bulundurulduğunda, kurdaki hareketliliğin spekülatif ataklardan, spekülatif şartlardan kaynaklandığını ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Biz istikrarlı bir ekonomiden yanayız. Öngörülebilir bir ekonomik sistemin oluşmasından yanayız. Bu anlamda örnek olarak söylüyorum, zannediyorum, 2-3 hafta evveldi borçlanmayla ilgili olarak bir ihale yapıldı, 3,6 milyar dolarlık bir ihaleye yurt dışından yaklaşık 15 milyar dolarlık bir talep geldiğini biliyoruz. Bu, şu demektir: Türkiye ekonomisine olan güven artıyor ve inşallah ortaya koyacağımız, hukuktaki, siyasetteki ve ekonomideki reformlarla birlikte Türkiye ekonomisi çok daha güçlü bir hale gelecektir. Biz hep üretimin daha güçlü olmasından, milli üretimin daha güçlü olmasından ve uluslararası alanlarda rekabet edebileceğimiz bir Türkiye ekonomisi oluşturmaktan yanayız ve çok kuvvetli bir şekilde oraya gidiyoruz."
(Bitti)
Kaynak: