Turan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, bu hafta TBMM Genel Kurulunda, Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşüleceğini söyledi.
AK Parti Grubu olarak, Türkiye Cumhuriyeti ile Mısır arasında dostluk grubu oluşturulmasına ilişkin teklifi, Meclis Başkanlığı'na vereceklerini bildiren Turan, "Yine aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti ile Libya arasında dostluk grubu oluşturulmasına ilişkin teklifimizi Meclis Başkanlığımıza veriyoruz." dedi.
AK Parti Grup Toplantısı'nın yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşeceğini bildiren Turan, "Keyifli bir toplantı olacağını, keyifle izleyeceğinizi düşünüyorum." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında yıllardan beri toplumda karşılık bulmayan iddialarını tekrar ettiğini belirten Turan, "Alın AK Parti'yi, Erdoğan'ı CHP'nin gündeminden topluma söyleyecek hiçbir şey olmadığını bugün bir kez daha görmüş olduk. Sayın Kılıçdaroğlu, her salı toplantı yapacağına her salı evinde çay içse CHP'nin oyu daha fazla artar.
Çünkü bu kadar ağır ithamlar, ağır hakaretler, nezaketsiz yaklaşımlar, toplum vicdanında karşılık bulmuyor. O yüzden 9 yıldan beri 8 seçim kaybetmeyi başarabilmiş bir lider." ifadelerini kullandı.
Eleştirmenin, muhalefetin "nezaketsizlik" olmadığına vurgu yapan Turan, cansız bedeni sahile vurmuş Aylan bebeğin fotoğrafını göstererek şöyle konuştu:
"Ama yüreğimiz ağlıyor, şu fotoğrafı paylaşıp da muhalefet ettiğinizi zannediyorsanız, bence artık doktorluk değil, psikolojik bir durumunuz var. İnsanlığınızı sorgulamanız lazım. Bu fotoğrafla, Aylan bebeği bir kez daha öldürdünüz. Bu fotoğrafla, Aylan bebeğe bir kez daha ihanet ettiniz. Muhalefet, eleştirmek demektir, başımızın tacı ama şu densizlikler, yanlışlıklar asla bir muhalefet tarzı değil, bir vicdansızlığın, insanlık dışı yaklaşımın karşılığıdır. Kaldı ki İstanbul İl Başkanı, bu tarz yanlış yaparken, geçen hafta paylaşmıştım, Çanakkale'deki CHP İl Başkanı da sosyal medyasından 'pozitif' olan bir Meclis üyesine, 'İnşallah tüm Meclis'e bulaşmıştır' diye yorum yapacak kadar insanlıktan, izandan uzaklaşabiliyor. Türkiye'de muhalefet etmekle, insanlıktan çıkmak adeta eşdeğer hale gelmeye başladı. Önceden sadece iktidara eleştiri vardı. Onu geçtik, milli konular dahil her konuda devlete eleştiri yapmaya başladılar. Ama şimdi gelinen yerde insanlık değerlerini de kaybeden bir süreci yaşıyoruz."
Turan, Kılıçdaroğlu'nun "nezaketsizlik" ile ilgili alınganlığına az bile söylediklerini ifade ederek karşılık verdi.
"Bu ülkenin bir tek kuruşu Merkez Bankası'ndan kaybolmamıştır"
Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında "128 milyar dolar nerede?" sorusunu yinelediğini belirten Turan, "Geçen hafta para kaybolmuş gibi davranan Kılıçdaroğlu, bu hafta 'Var ama kime satıldı?' tarzı eleştirilere başladı. O kadar samimiyetsizler ki, o kadar reel hayattan uzaklar ki ne dediklerini kendileri de bilmiyorlar. Bir ajans çalışmasıyla karşı karşıyayız. Düne kadar Merkez Bankası için aynı usuller varken, yıllardan beri aynı adımlar varken, yani şartlara göre altın, döviz alan veya satan banka usulleri işlemleri varken, bir anda 3 parti düğmeye basmışçasına, aynı gün aynı saatte eyleme, söyleme başladılar." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun "samimiyetsiz siyasetin tam karşılığı" olduğunu ifade eden Turan, "Bu ülkenin bir tek kuruşu Merkez Bankası'ndan kaybolmamıştır. Bu ülkenin tüm Merkez Bankası kayıtları, devletin arşivlerinde vardır. Bizim açıklamamıza inanmıyorsunuz, kendi CHP vekilinizin, altını çizerek 'Tüm kayıtlar bankada var, isteyen bakabilir, kaybolan bir para yok' demesine de mi inanmıyorsunuz? Adam bunu dedi, akşama kadar linç ettiler. Çünkü CHP'de tek adamlık var. CHP'de özgürlük yok." değerlendirmesinde bulundu.
"Burada bir kavga, bir dert var"
Bu mahalle baskısından sol anlayışının, CHP tabanının, yöneticilerinin kurtulması gerektiğini belirten Turan, "Söylediğin bir hakikati, mahalle baskısı oldu diye, akşamında değiştirirseniz, kendi saygınlığınızı yitirmiş olursunuz. Kaldı ki bu konuda en çok konuşan IMF bavulcusu olan, IMF bavulculuğu ile bilinen bir parti sözcüsünün tek yalanından ibaret. İstediği kadar söylesin, 90 yıldan beri cumhuriyet tarihine eş değer bir siyasi hatırası olan bu adamın, babası vekil, dedesi vekil, hep elit kadroda vekil, hep özel projelerde vekil olan bu adamın IMF bavulculuğunu herkes biliyor. Şu anki kavganın altında Merkez Bankası'nın parası bir yere gitti kavgası yok. Bunu göreceksiniz zamanla çünkü kayıtların bankada, devlette olduğunu, CHP'nin vekilleri de söylemeye başladı zaten. Burada bir kavga, bir dert var. Nasıl ki rahmetli Menderes'e '12 uçak dolusu altınla kaçıyor bu adam' deyip de bir operasyon yapmışlardı. Aynı zihniyetin, aynı anlayışın karşılığı bu adamlar. IMF'ye teslim etmediğimizden dolayı, faizi onların dönemindeki gibi yüzde 60-70'lere çıkarmadığımızdan dolayı kızgınlar, gerginler. Bankaya, bize iftira atıyorlar." yorumunu yaptı.
Bülent Turan, "'Ortada bir ihtilaf yokken, 'Neden bugün konuşuyorlar?'ın cevabı, aynen Adnan Menderes'e '12 uçak dolusu altınla kaçıyor bu adam' demelerinin arka perdesinde ne varsa aynı iddia var. Bunlar iyi insanlar değil." dedi.
"Erkan Oğur'a da isyan ediyorum"
Bu mahalle baskısını, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın "Sanat" çalışmasına davet ettiği Erkan Oğur'da gördüklerini dile getiren Turan, "İbrahim Kalın ile Erkan Oğur düetinde de aynı tabloyu yaşadık. İbrahim Kalın, adam mı öldürmüş, yanlış bir iş mi yapmış? Ne yapmış, güzel bir sanat icrasında bu ülkede o konuda başarılı olan isimlerden bir tanesi olan Erkan beyi çağırmış, demiş ki 'Beraber yapalım. Sen, bizim üstadımızsın'. Ve yapmışlar. Çıkan eseri izledik, harika bir çalışma olmuş, keyif aldık. Hani sanat, siyaset üzerindeydi?" ifadelerini kullandı.
Erkan Oğur'un "Sen nasıl İbrahim Kalın ile iş yaparsın" yaygarasına 3 gün dayanamadığını belirten Turan, "Erkan Oğur'a da isyan ediyorum. Sorsanız devrimciler, sorsanız solcular. Bunların devrimciliği, rakı masasında kadeh kırmaktan ibaret. Ne devrimciliği? Devrimci bir insan, yaptığı doğru bir işi savunmaz mı? Devrimci olan insan, sanat adına yaptığı güzel bir çalışmayı sonuna kadar götürüp, sahip çıkmaz mı? Üç, beş eleştiri olduktan sonra, 'Ben yanlış yaptım, hata ettim' der mi?" diye sordu.
Bülent Turan, 9 yılda 8 defa seçim kaybeden bir genel başkanı deviremeyen bu adamlardan, hiçbir demokrat örnek olmayacağını, hiçbir hürriyetçi, özgürlükçü bir adım beklenemeyeceğini, görülemeyeceğini bir daha gördüklerini söyledi.
"Bunların gecikmeden Meclis'e gelmesini talep ediyoruz, istiyoruz"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "TBMM'de biriken fezlekelerin bir an önce görüşülerek karara bağlanması" yönünde yaptığı açıklama hatırlatılarak, değerlendirmesi sorulan Turan, "Buna ilişkin Meclis Başkanlığımızın mutlaka bir çalışması olacaktır. Diğer partilerin de konuya ilişkin yaklaşımları zaten açık. Biz de bunların gecikmeden Meclis'e gelmesini talep ediyoruz, istiyoruz. Tüm çalışmalarımızı yapıyoruz." yanıtını verdi.
Turan, Mısır'daki insanlık dışı darbeden sonra, demokrasinin yanında olduğunu ifade eden adımlar attığını hatırlatarak, bunlardan bir tanesinin de Meclis'teki Dostluk Grubu'nun kaldırılması olduğunu söyledi.
Yapılan toplantılar ve görüşmelerin, tüm ülkelerin zaman zaman iyi veya kötü ilişkilerini gözden geçirme imkanı verdiğini kaydeden Turan, "Geldiğimiz yerde, Mısır'la Dostluk Grubu kurulmasının ülkemiz adına, Mısır adına, ilişkilerimiz adına tekrar kıymetli olacağı kanaatini taşıyoruz. Bugün başvurumuzu yapacağız. Bundan sonraki süreç, Meclis Başkanlığımızın ilgili müdürlükleriyle beraber bir süreçtir. Onu takip edeceğiz." şeklinde konuştu.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan hakkında yapılan bir habere ilişkin soru üzerine Turan, "AK Parti'yi 20 yıldan beri darbeler, ekonomik sorunlar, uluslararası sorunlar karşısında kıymetli kılan en büyük özelliği millete olan karşılıklı güveni. Millet bize güveniyor, biz, milletimize güveniyoruz. Biz, milletimize yanlış yapmadığımızdan dolayı, yanlış yapanlarımız olursa onları ayıkladığımızdan dolayı, milletimiz bizi kıymetli buldu, takdir etti. Ben, siyasi ahlak ve etik kurallarının herkes için eşit olması gerektiği kanaatindeyim. Kim yaparsa yapsın, 'Yanlış' derim. Kim yaparsa yapsın, doğruysa 'doğru' derim. Sayın Bakanımızın bugün açıklaması oldu. Bakanımız, konunun iddia edildiği gibi olmadığını ifade ettiler." cevabını verdi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.