TRABZON (AA) - Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel Velioğlu, yaz aylarında migrenin tetikleyici etkilerinden korunmak için şapka takmak, güneş gözlüğü kullanmak ve güneş tepedeyken yürüyüş yapmamak gerektiğini bildirdi.
KTÜ Farabi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Velioğlu, yaptığı yazılı açıklamada, en yaygın hastalıklardan olan migrenin Türkiye'de her 5 kadından ve her 10 erkekten birinde görüldüğünü belirtti.
Migrenin Türkiye'de ve dünyada kişilerin yaşam kalitesini bozarak mağduriyet oluşturan ilk 10 hastalık arasında yer aldığını vurgulayan Velioğlu, Türkiye'de çocuk ve ergenlerin 10'da birinde, gençlerin 5'te birinde migrene bağlı baş ağrısı sorunu bulunduğunun altını çizdi.
Migrenin ortaya çıkış nedenleri ve tetikleyici etkenlere ilişkin bilgi aktaran Velioğlu, yaz aylarında migrenin tetikleyici etkilerinden korunmak için de şapka takmak, güneş gözlüğü kullanmak ve güneş tepedeyken yürüyüş yapmamak gerektiğine dikkati çekti.
Velioğlu, evde egzersiz yapmanın, bol su içmenin, kahve miktarını azaltmanın ve günlük düzeni mümkün olduğunca korumanın da önerdikleri yöntemlerden olduğunu ifade etti.
- "Migren geçmese de kaliteli bir yaşam mümkün"
Migren ataklarının basamaklarını anlatan Velioğlu, şunları kaydetti:
"Migrenlilerin yüzde 70'e yakınında alerjik üst solunum yolu problemleri görülebilir. Bu bazen sinüzite de yol açabilir. Ancak bu iki sorun baş ağrısı konusunda uzman bir hekim tarafından kolaylıkla ayırt edilebilir. Migren atakları stresle tetiklenir ancak bu, özünde psikolojik diye tanımlanan bir ağrı türü değildir. Beyin tümörleri neyse ki baş ağrılarının seyrek nedenleri arasındadır. Migren hastalarında muayene, kan tahlilleri ve beyin görüntüleme çalışmaları sıklıkla normaldir. Doktor teşhis için değil, başka nedenleri dışlamak için bazen ilave incelemeler isteyebilir. Migren teşhisi koyarken doktorunuz 296 ayrı baş ağrısı türü arasında karar vermek zorundadır, saygı duymalıyız."
Velioğlu, tedavi yöntemlerini de sıralayarak, "Migren aşısı diye bilinen yeni ilaç grubu, dirençli migren hastaları başta olmak üzere önemli bir tedavi seçeneğidir. Tüm dünyada kullanan binlerce hastadan umut verici sonuçlar gelse de bu bir kez yapılacak bir uygulama değildir ve kesin kür vaadi içermektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Velioğlu, migrende bilimsel ölçütler bazında sülük, hacamat, homeopati, proloterapi, fitoterapi gibi uygulamaların ispat edilmiş hiçbir katkısı olmadığını belirtti.
Ağrı kesicileri sık ve uygun olmayan şekilde tüketmenin zararlı olduğuna dikkati çeken Velioğlu, "Aynı şekilde migreni tedavi etmeden ağrıya dayanmaya çalışmak kişilerin yaşam kalitesini bozduğu gibi beyinlerinde de kalıcı kimyasal değişimlere yol açabilir. Migren mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Migren farkındalığı çok önemli. Migren geçmese de kaliteli bir yaşam mümkün." ifadelerini kullandı.
Kaynak: