TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Gençlere sözümdür, iktidarımızda, sözlü sınav kalkacak. Kim KPSS'yi kazanırsa o yerleşecek." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Anayasa'nın 138. maddesinin, mahkemelerin bağımsızlığı üzerine inşa edildiğini ifade etti.
TÜGVA'nın, Erdoğan ailesinin kurduğu bir vakıf olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bir taşınmaz tahsis edilmiş. Belediye bakıyor ki tahsis edilen yer amaca uygun kullanılmıyor, o zaman 'Bize verin' diyor. 'Vermeyiz' diyorlar. Mahkemeye gidiliyor, İstanbul 2. İdare Mahkemesi diyor ki 'Amaca uygun değil, belediyeye vereceksiniz', itiraz ediyor da, bu da doğal. İstanbul Bölge İdare'ye gidiyor. Bölge İdare diyor ki 'Hayır, gayrimenkulü iade edeceksiniz'. Doğal olanı nedir? Gidip teslim almaktır değil mi? Gidiyorsunuz teslim almaya, polisler dizilmiş, yargı kararı uygulanmıyor. Devletin polisine talimat veriliyor, yargı kararının uygulanmaması için gelenler engelleniyor." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Tarihte hiç görmediğiniz bir olay. Böyle bir rezaleti hiç yaşamadık. Gelen polislere kızdığımı sanmayın, onlar emir kulu, talimat verildi onlara, 'gideceksin, bekleyeceksin'. Sorun kimde? O talimatı verende, saraydan bu talimatı verende. Oradaki daha büyük sorun nerede? Saraydan o talimatı verende. Sen hangi gücüne, yetkine dayanarak yargı kararlarını uygulamıyorsun? Böyle bir yetkiyi sana kim verdi? Millet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, Anayasaya, yasaya, hukukun üstünlüğüne göre yönet diye sana o yetkiyi verdi. Zenginleş diye, malı götür diye, yolsuzluk yapanları koru diye o yetkiyi sana vermedi."
Bu sözleri söylemesi sonrasında kıyametin koptuğunu ve kendisinin "darbecilikle" suçlandığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Vesayetçisiniz diye bir sürü laf ediyorlar. Hani derler ya 'yavuz hırsız ev sahibini bastırır' aynı model efendim; 'çok bağırırsam bunlar geri adım atar'." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, AK Parti ve MHP'ye oy verenlere seslenerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir Cumhurbaşkanının oğlu, babasının mevkisini, makamını bilerek davranmak zorundadır. Babası sıradan bir makamda oturmuyor. Örnek olmak zorundadır topluma. Gidip de oğlu Milli Eğitim Bakanlığının bürokratlarının tamamını toplayıp, onlara milli eğitim politikasını anlatıyorsa, bir sorunumuz var demektir. Kimsin sen ya? Bu yetkiyi kimden alıyorsun? Cumhurbaşkanının oğlu olmak sana bu kanunsuzlukları yapma hakkı veriyor mu? Cumhurbaşkanının oğlu her şeyden önce mahkeme kararlarını uygular. En azından babasının oturduğu makama saygı duyar. Mahkeme kararının gereğini yapar, 'Buyurun kardeşim mahkeme kararı budur, başımızın üzerinde yeri vardır. Buyurun tahsisi geri tekrar belediyeye veriyoruz' der. Ama bu yapılmıyor."
- Sözlü sınavı kaldırma sözü
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bir cumhurbaşkanının oğlu torpille devlete adam yerleştiremez. Peki cumhurbaşkanının oğluna ulaşamayan garibanlar ne yapsın, onlar sürünsün... Bir cumhurbaşkanının oğlu devlete torpille adam yerleştiriyorsa, o yerleştirdiği kişi devletin memuru değil sarayın memur olur. Bu kadar Anadolu'da 2 diplomalı garibanlar var, nasıl yerleşecek? KPSS'yi kazanmış. Geliyor sözlüye 'elendin'. Niçin? Telefon geldi, bunu alacağız bunun yerine. Gençlere sözümdür, iktidarımızda, sözlü sınav kalkacak. Kim KPSS'yi kazanırsa o yerleşecek. Eğer bir kimseyi torpille bir yere yerleştirirse Cumhurbaşkanı ve şürekası, o kişi onlara gebe kalır, talimatı doğrudan onlardan alır. Ve böyle bir yapı devlette liyakati bitirir. Bunlar aynı zamanda kimin terfi edip etmeyeceğine de karar veriyorlar. Haklı olan değil, 'mafyatik ilişkilere girenler yükselsin' diyorlar. 'Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını uygulamayanlar yükselsin' diyorlar."
Torpille devlete yerleşenlere kızmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bunlar da aslında 'nasıl yerleşiriz' diye arayış içine girmiş olabilirler. Benim asıl kızdığım TÜGVA'nın, devletin işine müdahale etmesidir, amacının dışına çıkmasıdır, devlete adam yerleştirmesidir. Bu organizasyon paralel yapıdır. Devletin içinde paralel yapı olur mu? O yapının neler yaptığını gördük. Aynı rolü şimdi bunlar yapıyorlar. Üstlenmiş durumdalar." dedi.
Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz dönemde rüşvet iddiasında bulunan ve görevden alınan memur Teoman gibi Ekinözü Belediyesinde yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla savcıya başvuran zabıta Ahmet Yardımcı'ya da saygı duyduğunu bildirdi.
Memurların devletine sahip çıkmasını istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, "'Mafyatik ilişkilere girmeyin' dedik. 'Böyle bir talimat alırsanız yapmayın' dedik, 'yasa dışı, suç ortağı olmayın' dedik ve onlara cesaret verdik, cesaret verince saray panikledi, şürekası panikledi ve kıyamet kopardılar. Söylediğim şu: '18 Ekim tarihinden itibaren kanun dışı bir şey yapmayın, pazartesinden itibaren durun. Kanun dışı bir işi emir telakki edemezsiniz, siz Erdoğan ailesinin değil, bu devletin şerefli memurlarısınız' dedim. Bundan rahatsızlık duyuyorlar, 'bizim memurumuz olacaksın' diyorlar." görüşünü paylaştı.
- Devlette ikili yapı iddiası
Kılıçdaroğlu, devlette ikili yapının ortaya çıktığını ileri sürerek, "Birisi şu, gerçekten devlet ve milleti için çalışan memurlar. İkincisi, memur unvanı taşıyıp saray için çalışan, rantiye sınıfı için çalışan, uyuşturucu baronları için çalışan bir sınıf daha oluştu. Birinci yapıya saygılıyız, ikinci yapıyla da mücadelemizi sürdürüyoruz. Sağlık Bakanlığından örnek vereyim, şehir hastanesinin ihalesini veren karar. Bu hastanenin temeli 12 Mart 2014'te atıldı. Ama ihaleyi 24 Temmuz 2014'te veriyorlar; önce temel at sonra ihaleyi ver." değerlendirmesinde bulundu.
Bu ihaleye şerh koyan memur Nurten Seyhan'ın açıklamalarını okuyan Kılıçdaroğlu, "İşte devletin, milletin memuru budur." sözlerini sarf etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Erdoğan, ihaleyi açmadan nasıl temel attınız diyebilir mi, diyemez. İçine battığı ortam bunu yapmasına engel. 'Lağım kokusu patladı' dedim. Ya bu değil midir lağım kokusu? İhaleyi yapmadan önce temel atıyorsun. Temel atan firma orada zaten biliyor ki 'ihaleyi ben alacağım', o zaman niye ihale yapıyorsun?" diye konuştu.
Türkiye'nin her yerinden yolsuzluk dosyalarının yağmur gibi yağmaya başladığını savunan Kılıçdaroğlu, "Buradan yine bütün memur arkadaşlara, bütün kamu görevlilerine sesleniyorum: Görevinizi millet adına yapınız. Ettiğiniz yemin çerçevesinde görev yapınız. Mafyatik ilişkilere sizi zorlarlarsa bu kardeşinize haber vereceksiniz, oraya geleceğim ve onların başına çökeceğim." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, kara kışın geldiğini hatırlatarak,"Zamlar yağmur gibi geliyor. Arka arkaya doğal gaza, elektriğe, akaryakıta acayip zamlar geliyor. Allah fakir fukaranın yardımcısı olsun. Bunlarda fakir fukarayı düşünecek yürek dahi kalmamıştır. Saraya bakıyor, sarayda herkesin keyfi yerinde, sanıyor ki Türkiye'de herkesin keyfi yerinde. Böyle bir tablo var." değerlendirmesinde bulundu.
Enerji sektörünün tüm bilişenlerini bir araya getireceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Enerji sektöründe var olan sorunları nasıl aşabiliriz, bunun çalışmalarını yapacağız. Neden? Hiç kimse merak etmesin, geliyor gelmekte olan..." dedi.
Grup toplantısında Kılıçdaroğlu ayrıca Demokrat Parti'den istifa eden Balıkesir'in Ayvalık ilçesinin Belediye Başkanı Mesut Ergin'e rozetini taktı.
Öte yandan grup toplantısı öncesinde CHP Meclis Grubu, 1 saat süren basına kapalı bir toplantı da gerçekleştirdi.
(Bitti)
Kaynak: