Hemen her ay rekorlarla büyüttükleri ihracatı geçen yıl 225 milyar doların üzerine çıkardıklarını, Mayıs 2022 itibariyle 12 aylık bazda ihracatı 243 milyar dolara yükseltmeyi başardıklarını ifade eden Erdoğan, böylece Türkiye'nin dünya ihracatından aldığı payı da yüzde 1,05 seviyesine ulaştırdıklarını, her geçen ay bu oranı daha da yukarı taşıyacaklarını söyledi.
Bugün, Türkiye'nin 217 ayrı ülke ve bölgeye yaptığı ihracatla bayrağını dünyanın her yerinde dalgalandıran bir ülke haline geldiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"İhracatımızın sadece miktar olarak değil, birim değer itibarıyla yükselmesi ayrıca önemlidir. Bu tablo yüksek katma değerli ürünler ihraç etme hedefimize adım adım yaklaştığımıza işaret ediyor. Türkiye'nin 2022'nin ilk çeyrek büyümesinin yaklaşık yarısını ihracatımız sırtlamış vaziyette. Bu tablo ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyütme hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla yürüdüğümüzün ispatıdır. Sağlık kriziyle başlayıp Karadeniz'in kuzeyindeki savaşla güvenlik krizine evrilen, beraberinde siyasi krizi ve küresel ekonomik krizi de tetikleyen bir süreçte bu başarıların elde edilmesi ise hepimiz için kıvanç vericidir.
Bu başarıdan dolayı her birinizi ayrı ayrı tebrik ediyorum. Bu başarıyı daha ileri taşımak için üzerimize düşen sorumluluklar var. Mesela İhracatın Şampiyonları Ödülü'nü vereceğimiz otomotiv firmalarımızdan, yapımına burada başladıkları modellerin üretimini, yeni modelleri devreye aldıktan sonra da sürdürmelerini bekliyorum. Bunun için kendilerine her türlü desteği vereceğimizden şüpheleri olmasın. Yerli otomobilimiz TOGG'un hikayesi bunun en somut örneğidir."
"Üretim ve ihracat yolunda adım atan herkesin yanındayız"
Aynı şekilde kapasite artırımı, yeni yatırım gibi yöntemlerle üretimlerini yükseltmek isteyen herkesin de yanında olacaklarını dile getiren Erdoğan, "Eskiler, 'Oynamaktan maksat, ütmektir' derler. Bizim kimsenin şahsıyla, meşrebiyle, tarzıyla bir derdimiz yoktur. Bizim tek gayemiz ülkemizin üretimini, istihdamını, ihracatını arttırmaktır. Aksini iddia eden ya 40 yıllık siyaset ve 20 yılı bulan devlet yönetim tarzımızla bizi tanımıyorlar ya da farklı niyetlere sahipler. Cumhurbaşkanlığıyla, bakanlıklarımızla, kurumlarımızla hep birlikte üretim ve ihracat yolunda adım atan herkesin yanındayız, herkesin destekçisiyiz. Siz yeter ki planınızı, projenizi, niyetinizi samimiyetle ortaya koyun, diğer tüm sorunları birlikte çözeriz." ifadesini kullandı.
"Bölücü terör örgütüne en ağır darbeleri indirdik"
Vesayetten darbeye, terör eylemlerinden ekonomik tuzaklara kadar nice oyunları boza boza ülkemizi büyüttük. Ülkemizin Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra pastadan en az payı almasını sağlayan zihniyetle uğraştık. Kendi refah ve güvenlikleri haricinde hiçbir şeyi umursamayanlara karşı ülkemizi güçlendirdik.
Bölücü terör örgütüne en ağır darbeleri indirdik. Ülkemizi kuşatma girişimlerini boşa çıkardık. Sınırımızın ötesinde bizi rahatsız eden kim olursa olsun oralara da gitmeye hazırız dedik.
Şu an Irak'ta devam eden Pençe-Kilit operasyonlarıyla teröristlerin inlerine girmeye devam ediyoruz. Rabbim şehitlerimizin mekanını cennet eylesin. Dökülen kanların hesabını misliyle teröristlerden soruyoruz.
HDP'li vekilin polise yumruk atması
Bölücü örgütünün uzantılarının Kadıköy'de polisimize saldırmaları, terörist başını öven sloganlar atmaları provokasyondan öte kalleşliktir, namussuzluktur, kanı bozukluktur.
Dünkü alçaklığın faillerine bunun bedelini yargı önünde ödeteceğiz. Hangi çirkefliği yaparsanız yapın Türkiye terörün her türlüyle mücadelesini zafere ulaştıracaktır.
Bugün ülkemiz her gelişmeye kendi penceresinden bakıyor tavır geliştirebiliyorsa her alanda verdiği bu mücadele sayesindedir. Dünyadaki her türlü gerilim bizi de etkiliyor. Ancak Türkiye dünün kendi içine kapanık, karşılık almadan bedel ödeyen Türkiye'si değildir. Bir süredir yaşadığımız dalgalanmalara bu anlayışla bakıyoruz.
Küresel emtia fiyatlarındaki yükseliş kendi küçük hesapları uğruna fiyatları artıranların neden olduğu belirsizlik gibi sorunlar vardır. Biz buna bardağın boş tarafı diyoruz. Bardağın dolu tarafında ne var. 20 yılda 3,5 trilyon dolarlık yatırım yapan her alanda güçlü altyapıya sahip ülke var.
243 milyar doları yakalayan ihracatçılarımızın başarıları var. Uluslararası ilişkilerde temin ettiğimiz ilişkiler sayesinde her gün daha yüksek rakamlarla ülkemize gelen yatırımcılar var. Firmalarımızın ve vatandaşlarımızın Döviz, Altın, TL cinsi varlıklarla gayrimenkul yatırımında duran birikimleri var.
Hepsinden önemlisi gelişmiş ülkeler başta olmak üzere potansiyeline güvenerek hedeflerine daha sıkı sarılan Türkiye var. Türkiye 100 trilyon dolarlık dünya pazarından hak ettiği payı almak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdır.
İki asırda kayda değer atılım gösterememiş olmamızın sebebi bizlere yakışmaz. Biz ancak kendi eksiklerimizi ve hatalarımızı bulup bunları düzelterek içindeki kısır döngüden çıkabiliriz.
Ülkesini yüksek faizle yoldurmayacak, ihracatla ilerleyecek, cari fazlayla ilerleyecek bir yola ihtiyacı vardır.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.