ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, eski milletvekili Fikri Sağlar'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'yla ilgili sözlere ilişkin, "Hiçbir partili, Genel Başkanımızın özel gündemini oluşturmaz. Genel Başkanımız partimizin genel politikalarını belirler. Partimizin tüzüğüne göre de Genel Başkanımızın belirlediği politikalar tüm üyeleri bağlar. Bu tüzük de kendini bağlı hissetmeyenler de bunun gereğini yapmakta tabii ki özgürdürler." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, video konferans yöntemiyle toplandı.
Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Öztrak, yılın ilk MYK toplantısını gerçekleştirdiklerini, gündemlerinde "Açıklanan enflasyon verileri", "hayat pahalılığı", "ağırlaşan ekonomik kriz", "kamudaki liyakatsizlik", "derinleşen devlet krizi ve ekonomik buhran" konularının bulunduğunu söyledi.
Öztrak, hafta sonu Somali'de bir Türk firmasına yönelik gerçekleştirilen bombalı terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ölenlerin yakınlarına sabır diledi.
Elazığ'da hafta sonunda meydana gelen deprem nedeniyle Elazığlılara geçmiş olsun dileyen Öztrak, "Geçtiğimiz yıl Elazığ'da bir deprem acısı yaşamıştık. Aradan geçen bir yılda depremzedelerle ilgili alınan önlemleri yerinde incelemek üzere Genel Başkan Yardımcımız Ali Öztunç başkanlığında, 30 milletvekilimiz bu hafta Elazığ'a hareket edecekler." bilgisini verdi.
- "Cumhuriyet, kadınlara yönelik ayrımcılığı daha baştan reddederek kurulmuştur"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cuma namazı sonrası yaptığı açıklamaların içinde yer alan "vitrin mankeni" sözünü eleştiren Öztrak, "Oysa bu Cumhuriyet, kadınlara yönelik ayrımcılığı daha baştan reddederek kurulmuştur." ifadelerini kullandı.
Faik Öztrak, son 12 yılda, 3 bin 485 kadının cinayete kurban gittiğini, şüpheli kadın ölümlerinin ise bu rakama dahil olmadığını dile getirdi.
Hiçbir kadının vitrin süsü olmadığını, kadın ile erkeğin eşit olduğunu ve siyaset yapmanın, kadın-erkek herkesin hakkı olduğunu belirten Öztrak, "Biz şimdi Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan, AK Parti Genel Başkanı'nın, cuma namazı çıkışında gönlünü kırdığı bu ülkenin tüm kadınlarından, samimi bir özür dilemesini, helallik istemesini bekliyoruz." diye konuştu.
- "Enflasyonun yüzde 14,6'da kaldığına inanmak çok zor"
Yokluk ve hayat pahalılığının olağan hale geldiğini öne süren Öztrak, şöyle devam etti:
"Bugün 2020 enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK'in makyajlı rakamlarına göre, aralık ayında aylık enflasyon yüzde 1,25, yıllık enflasyon yüzde 14,6 olmuş. Türk Lirası'nın kur sepeti karşısında yüzde 24 değer kaybettiği, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bilançosunun yüzde 27 büyüdüğü, para arzının yüzde 37 genişlediği bir yılda, enflasyonun yüzde 14,6'da kaldığına inanmak çok zor. Bağımsız ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu, aralık enflasyonunun yüzde 4,1, 2020 enflasyonun ise yüzde 36,7 olduğunu açıkladı. TÜİK enflasyonuyla, ekonomistlerin hesapladığı enflasyon arasında dağlar var. Şimdi çıkmışlar memura ve memur emeklisine vere vere yüzde 7,36 zam vereceklermiş. İşçi ve esnaf emeklilerine verdikleri zam ise sadece yüzde 8,36. Buradan açıkça söylüyorum, bu kul hakkı yemenin daniskasıdır."
Öztrak, memur ve emeklinin maaşına "komik zamlar" verildiğini değerlendirerek şöyle konuştu:
"Enflasyon rakamlarını makyajlayarak, milletin çoluğunun çocuğunun rızkına, maaşına el uzatan bir iktidar iki cihanda da iflah olmaz. Gerçek enflasyonun yüzde 14,6'dan çok daha yüksek olduğunu vatandaşlarımız zaten iliklerine kadar hissediyor. Kış aylarındayız. Son bir yılda, kışın mutfakta en çok tüketilen karnabaharın fiyatı yüzde 101, ıspanağın fiyatı yüzde 84, yumurtanın fiyatı yüzde 82, portakalın fiyatı yüzde 71, pırasanın fiyatı yüzde 64 artmış ama memura, emekliye gelince yüzde 7, yüzde 8 zam. İnsaf nerede kaldı."
Faik Öztrak, son bir yılda toptan ve perakende ticaretle uğraşan esnafın bankalara kredi borcunun yüzde 40 artarak 400 milyar TL'yi, otel, restoran, turizmle ilgili tesislerin bankalara borcunun yüzde 50 artarak 140 milyar TL'yi bulduğuna dikkati çekti.
Vatandaşların, bireysel ihtiyaçlarını karşılamak için bankalardan aldığı borçların yüzde 44 artarak 820 milyar liraya ulaştığına işaret eden Öztrak, "Pandemide borcu borçla çevirip taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışmışlar." dedi.
Dışişleri Bakanlığının, kamu bankalarının yönetim kurullarının, AK Partili müteahhit vekillerin arpalığına çevrildiğini ileri süren Öztrak, "Ziraat Bankasında Yönetim Kurulu üyelerine ait 3 milyon liralık harcamayı Sayıştay'dan saklamaya bile cüret etmişler." ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne atanmasına ilişkin de açıklamada bulunan Öztrak, şunları kaydetti:
"Ülkemizin göz bebeği bilim yuvası Boğaziçi Üniversitesi ayakta, 1980 askeri vesayet rejiminden sonra ilk kez, bu defa da sarayın vesayet rejiminde, Boğaziçi Üniversitesine dışarıdan bir rektör atandı. Atanan kim? AK Partili bir milletvekili aday adayı. Atanan kişi hakkında, sahte Twitter hesapları açıp, trol gibi davranmasını mı dersiniz, intihal yani akademik hırsızlık yapmasını mı dersiniz, akademisyenlikle bağdaşmayacak pek çok iddia ve itham var."
Parti Sözcüsü Öztrak, Türkiye'nin Küresel Akademik Özgürlük endeksinde 144 ülke içinde 135'inci sırada yer aldığını, dünyanın en iyi 100 üniversitesi listesine Türk üniversitelerinin bulunmadığını kaydetti.
- "Aşıda geç kalmanın ekonomik maliyeti var"
Koronavirüs aşının geldiğini ancak farklı ülkelerden aşı temin edilmediğini belirten Öztrak, dünyada 50 ülkenin vatandaşlarını aşılamaya başladığını, aşısız geçen her gün insani kayıpların daha da arttığını ifade etti.
Öztrak, "Bu arada mutasyona uğramış virüslerin uğradığı 33 ülkeden biri de Türkiye oldu. Aşıda geç kalmanın ekonomik maliyeti var. İhracatta, turizmde, rakiplerimiz aşılamada bizden önde koşarsa, elimizdeki pazarları korumak giderek zorlaşır." diye konuştu.
Yarının, salgın sonrası yeni dünyanın, Türkiye'nin yeni normallerde hangi rolleri oynayacağının, üretim teknolojilerinin, otomasyon ve istihdam politikalarının konuşulması gerektiğini vurgulayan Öztrak, "Yüzümüzü yarına dönmeliyiz. Bu ülkenin suni gündemlerle kaybedecek bir dakikası bile yok. Zaman ve fırsatlar, bu yeni dönemde coşkun bir nehir gibi akıp geçiyor. Türkiye olarak acilen stratejimizi belirlememiz gerekiyor. Adaleti ve demokrasiyi ayağa kaldırmamız, üretim ekonomisini yükseltmemiz, refahı hakça paylaşmamız, ekonomik, mali ve çevresel sürdürülebilirliği sağlayarak hızlı büyümeyi kalıcı kılmamız gerekiyor. Biz bunu yapabiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Genel Başkanımız bu konularda son derece hassastır"
Açıklamalarının ardından Öztrak'a, Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesiyle ilgili babası Sıddık Gültekin'in, CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin ve Hizan CHP İlçe Başkanının davayı geri çekmesi hususunda kendisiyle görüştüğünü iddia eden açıklamasının MYK'da görüşülüp görüşülmediği soruldu. Öztrak, MYK'da bu konunun gündemine gelmediğini belirterek şunları söyledi:
"Genel Başkanımız bu konularda son derece hassastır. Milletvekilimiz de bu konularda çok net açıklamalarda bulunmuştur. Yarın da kendisi mahkemeye başvuracaktır. HTS ve ses kayıtlarını isteyecek, sonra da suç duyurusunda bulunacaktır. Bununla ilgili detaylı açıklamaları da yarın kendisi yapacaktır. Hizan İlçe Başkanının görevden alınması benim bilebildiğim kadarıyla bu konuyla ilgili değil ama Hizan İlçe Başkanının da bu konuyla ilgili hiçbir dahli olmadığını, onun da HTS kayıtlarını isteyeceğini ve gerekli mahkemelerde, gerekli girişimde bulunacağı söyleniyor."
- "Askeri ve sivil her türlü darbeye karşıyız"
Bir gazetecinin, "Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan bir röportajı var. Röportajda 'Menderes erken seçim deseydi, 27 Mayıs darbesi olmazdı.' sözleri, darbe iması olarak algılandı. Partinizin bu konudaki görüşü nedir?" sorusu üzerine Öztrak, "Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak askeri ve sivil her türlü darbeye karşıyız. Altını çizerek bir daha söylüyorum. Bu ülkede milli iradeye yapılacak olan askeri veya sivil her türlü darbeye karşıyız. Bunun imasını dahi kabul etmemiz mümkün değildir. 21 yüzyıldayız." yanıtını verdi.
Sosyal medyadan dün yapılan, Milli Piyango'dan Varlık Fonu'na aktarılan "75 milyon Türk lirasının SMA hastası çocuklar için kullanılsın" çağrısını CHP'nin nasıl yorumladığının sorulması üzerine Öztrak, çocukların hayatının her şeyden önemli olduğunu, çocukların yaşamı söz konusuysa bunun mutlaka siyaset üstü kalması gereken bir konu olduğunu, ailelerin evlatlarının hayatlarını kurtarmak için seslerini ülkeye duyurmak istediğini söyledi. Öztrak, şunları kaydetti:
"Ailelerin bir kısmı 'Parasını ben bulacağım, yeter ki izin versin, ilaç gelsin.' diye mahkemeye başvurmuş. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararını vermiş. Mahkeme kararında 'İlacın uygulandığı bebeklerde olumlu gelişmeler gözlemlendi.' diyor ama Bakanlık, Mahkeme kararını uygulamamakta ısrar ediyor. Sağlık Bakanlığı acılı ailelerin sesini kesmeye çalışacağına, yavrusunu yaşatmaya çalışan insanların çığlığına kulak verirse o zaman görevini yapmış olur. 'Hasta çocuklar deney tahtası olmasın.' diyorlar. Tamam deney tahtası olmasın da bu çocukları kaybediyoruz. Ayrıca mahkeme kararlarına bile yansıyan ilacın olumlu sonuçlarının alınabildiğine dair birtakım görüşler de var."
Öztrak'a, CHP'li Fikri Sağlar'ın bir televizyon kanalında başörtüsü ve türban konusunda kullandığı ifadeleri sonrasında verdiği bir röportajda, "Kemal Bey bu olayı vesile ederek benden tamamen kurtulmak istiyor." sözleri hatırlatılarak, Sağlar'ın partiden ihracının söz konusu olup olmadığı soruldu. Faik Öztrak, "Hiçbir partili, Genel Başkanımızın özel gündemini oluşturmaz. Genel Başkanımız partimizin genel politikalarını belirler. Partimizin tüzüğüne göre de Genel Başkanımızın belirlediği politikalar tüm üyeleri bağlar. Bu tüzük de kendini bağlı hissetmeyenler de bunun gereğini yapmakta tabii ki özgürdürler." dedi.
Kaynak: