TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ'ın İYİ Parti'den ihracına ilişkin kararı iptal etmesi hakkında, "İYİ Parti içine atılmış bir fitne, fesat, nifak tohumudur." dedi.
Altay, Mecliste düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Basın mensuplarına yönelik fiili hizmet zammı düzenlemesinin gazeteciler açısından büyük bir ayrımcılığa hizmet ettiğini savunan Altay, "İnşallah bir aksilik olmazsa yarın Yüksek Mahkemeye intikal ettireceğiz, başvurumuzu yapacağız. Türkiye'deki bütün ulusal, yerel, uluslararası düzeyde bütün gazetecilere bildirmeyi, duyurmayı da bir görev sayıyoruz." diye konuştu.
Vatandaşların, Bakanlar Kurulu toplantılarından aş, iş, ekmek beklediğini ifade eden Altay, "Beyefendi öfke saçar, kin kusar. CHP ile yatar, CHP ile kalkar. Vatandaş da her Bakanlar Kurulu toplantısından sonra büyük bir hüsranla televizyonu kapatır, günlük hayatına döner." ifadelerini kullandı.
Altay, "2020'nin anayasa ve ekmeğin askıya alındığı bir yıl olarak kapatıldığını" öne sürerek, "Ülkede Anayasa askıda, Anayasa'ya uymayan bir yürütme, yürütmenin vesayetindeki yasama ve yargıyla Türkiye bir karanlığa götürülmeye çalışılıyor. Bunu dedim ya, 'Engin Altay da darbe imasında bulunuyor.' ya da 'Engin Altay terörist.' derler. Buna alıştık." dedi.
Vatansever olduğunu dile getiren Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın saygı görmek için Anayasa'ya uyması ve Anayasa'nın 103. maddesi çerçevesinde ettiği yemine sadık kalması gerektiğini söyledi. Altay, "Öfke saçmayacak, kin kusmayacaksın, ettiğin yemine sadık kalacaksın. Biz de yüzyıllık devlet tecrübemizle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na hak ettiği saygıyı göstereceğiz. Nereden bileceğim senin ceketinin arkasında AK Parti rozeti mi Türk bayrağı mı olduğunu? Hangi rozetle, hangi şapkayla konuştuğunu nereden bileceğim? Kendisiyle ilgili söylenen her şeyi, bir insan darbeye ya da terörle iltisak ve irtibata bağlar mı? Paranoyak olması lazım bunu yapabilmesi için. Bunu ancak bir paranoyak yapar." sözlerini sarf etti.
- "Siyaset için söylüyorsam Allah belamı versin"
CHP'li Altay, cumhurbaşkanlığı yemininin 3 temel özelliği bulunduğunu; Cumhurbaşkanının milletin huzuru, refahı ve mutluluğunu artırmak, devletin şan ve şerefini yüceltmek, milletin kayıtsız şartsız egemenliğini korumak için ant içtiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, yemindeki şartları yerine getirmediğini öne süren Altay, "Mal varlığında tehdit edildin, ben incindim. Buna meydan okumayarak mı sen bu devletin şan ve şerefini yücelteceksin? Ya da sahte diplomalı birini bir kamu bankasına genel müdür yaparak mı bu devletin şan ve şerefini yücelteceksin?" sorularını yöneltti.
Altay "kayyum" atamalarını hatırlatarak, bu şekilde milletin egemenliğinin kayıtsız şartsız nasıl korunacağını ve hak arayan herkesi "terörist" ilan ederek milletin huzurunun nasıl korunabileceğini sordu.
Merkez Bankasının 128 milyar dolarlık rezervinin buharlaştığını, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın da kayıp olduğunu iddia eden Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu duruma göz yumarak milletin refahını sağlayamayacağını söyledi.
İşçilere ücretsiz izin ödeneğinin günlük 47 liraya yükseltilmesini eleştiren Altay, "Çiftçinin traktörünü, ahırındaki ineğini haczederek; emekliye ve memura gerçek enflasyon oranı yerine resmi enflasyon oranında zam vererek milletin refahının nasıl sağlanabileceğini" de sordu.
CHP'li Altay, "28 milyon vatandaşı 5 aileye, 'beşli çete'ye, 20 kişiye, kurban ederek milletin refahını sağlayamazsın Erdoğan. Allah'tan kork, kuldan utan." dedi.
Ankara'daki kar yağışını anımsatan Altay, milletin sırtının açık, karnının aç olduğunu savunarak, "Bunları siyaset yapmak için söylüyorsam Allah belamı versin. Bunlar Türkiye'nin gerçekleri. Bir siyasetçi, muhalefet partisi milletvekili, CHP Grup Başkanvekili olarak bunları gündeme getirmezsem işimi yapmamış olurum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Keçiören'deki evine giderek, milletin halini ve derdini anlamaya çağıran Altay, "Sarayın penceresinde büyü var. Sarayın penceresinden milletin hali görünmüyor." ifadesini kullandı.
Erdoğan'ın, Avrupa Birliği büyükelçilerine hitabında "darbelerin geride kaldığını" söylediğini aktaran Altay, şunları söyledi:
"Boğaziçi Üniversitesinde müzikle gösteri yapan, en temel anayasal hakkını kullanan öğrencilere niye 'terörist' diyorsun? Öğrencilerin hepsi dışarıda. 45 öğrenci ve ailesinden özür dile. İstanbul İl Başkanımızdan, CHP'den özür dile. 'Sözde' lafını siyaset literatürüne sokan sensin. CHP Genel Başkanı'na 2 yıl önce 'Sözde Genel Başkan' diyen Erdoğan, kendisine 'Sözde Cumhurbaşkanı' denilince hopluyor. Kendisi hoplasa bir şey değil, bütün devlet, kamusu, özeli, tüzeli, alayı hopluyor. İstediğiniz kadar hoplayın. Sana sözde demeyiz, özde cumhurbaşkanı ol, yemine sadık kal. Çok samimiyim, yemine sadık kal, ben de 'Sayın Cumhurbaşkanım' diyeyim."
- "Orduyu, sıcak siyasetin polemik malzemesi yapma"
CHP Grup Başkanvekili Altay, Türkiye'de bugün "darbe simsarlığı" yapıldığını da öne sürdü.
Eski bir siyasetçinin sözleri nedeniyle HSK'nin bildiri yayımladığını, Milli Savunma Bakanlığının sıcak siyasete bulaştığını ifade eden Altay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun uzman çavuşların mezuniyet töreninde CHP'ye küfrettiğini öne sürdü.
Engin Altay, "İçişleri Bakanı uzman çavuşların mezuniyet töreninde CHP'ye küfrediyorsa, bunun adı hedef göstermektir, toplumu bölmek, ayrıştırmaktır." dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ilişkin sözlerine tepki göstermesini eleştiren Altay, "Meclisin en büyük partisinin genel başkanına bir çapulcu, bir mafya bozuntusu ağır hakaret ve ölüm tehdidinde bulundu, tek laf etmedin. Cumhurbaşkanı, Genel Başkanımız için 2 yıl önce 'sözde genel başkan' dedi, tek laf etmedin. Şimdi Sayın Genel Başkanımız 'güya Cumhurbaşkanı', halk dilinde de bu vardır, buradan kasıt milli iradeye asla saygısızlık değildir. Cumhurbaşkanının ettiği yemine sadık kalmadığını, tarafsız olmadığını, parti militanı gibi hareket ettiğini öne çıkarma anlayışıdır. Meclis Başkanı hopluyor." ifadesini kullandı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın da bu konuda değerlendirmede bulunduğunu hatırlatan Altay, şöyle devam etti:
"Hulusi Akar, ordu milletin emrindedir, milletin ordusudur. Cumhurbaşkanı, TBMM adına başkomutandır. Orduyu sıcak siyasetin polemik malzemesi yapma. Ordunun itibarını, gururunu düşünüyorduysan, Süleyman Şah'ta bir kurşun atmadan vatan toprağını teslim eden adamsın sen. O zaman ordu incinmedi mi, peygamber ocağına ateş düşmedi mi? TSK'nın yarısını FETÖ'cüleştirmiş bir kadroyla şimdi iş tutmuşsun, bana ordu edebiyatı yapıyorsun." ifadelerine yer verdi.
CHP'li Altay, devletin, "aile devletinden" "eş dost devletine" dönüştüğünü öne sürerek, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya, 25 bin doz Pfizer aşısının, AK Parti'liler ve "aile devletine mensup" olarak nitelendirdiği bazı şahıslara yapılıp yapılmadığını sordu.
Altay, Çin ile aşı konusunda bir kriz yaşanıp yaşanmadığının açıklanmasını da istedi.
- "Çenelerini kapatırlarsa HDP'nin kapatılmasına gerek kalmaz"
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Altay, "MHP'nin, HDP'nin kapatılmasına yönelik çalışma yaptığı" hatırlatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine, "HDP'nin kapatılmasındaki gerekçeleri milletin huzuru, refahı; devletimizin esenliği ise bence Erdoğan ve Sayın Bahçeli çenelerini kapatırlarsa HDP'nin kapatılmasına gerek kalmaz." dedi.
Altay, eski Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak'a ilişkin bir soruyu yanıtlarken, "Biz Berat Albayrak'ı görme meraklısı değiliz. Nereye giderse gitsin, bizi ilgilendirmez. Ama kardeşim bir hesabını vereceksin. Hesabını şimdi vermezsen, yarın verirsin. Bu devletin parası. Beytülmal'a el uzanmıştır, haram, fitne fesat, nifak sokulmuştur, çarçur edilmiştir. Bunu yapan da Cumhurbaşkanının damadıdır. Onu atayan Cumhurbaşkanı da Berat Albayrak kadar sorumlu, ve mesuldür. Müteselsil kefildir." diye konuştu.
Engin Altay, Ümit Özdağ'ın İYİ Parti'den ihraç edilmesi kararının iptal edilmesine ilişkin bir soru üzerine, mahkemenin bu tür davalarda şekil şartları açısından bakabildiğini belirtti.
Altay, "Mahkemenin bu kararı bozması, İYİ Parti içine atılmış bir fitne, fesat, nifak tohumudur. Erdoğan, Türk siyasetine, Türkiye'ye çok zarar verdi; Türk siyaset etiğine de çok zarar verdi. Şimdi talimatlandırdığı yargıçlar üzerinden, bir siyasi partinin içişlerine müdahale edecek kadar koltuğundan endişe duyması, akla şunu getirir, yolcudur Abbas, bağlasan durmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kullandığını söylediği kelimelerden oluşan listeyi gösteren Altay, bunları diline alamayacağını belirterek, temiz siyaset dili için önce Erdoğan'ın temiz bir siyaset dili kullanması gerektiğini ifade etti.
Kaynak: