TBMM (AA) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bağlı kurumlarının 2022 yılı bütçesi üzerindeki görüşmelerde, milletvekilleri değerlendirmelerde bulundu.
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, kayıt dışılığın giderilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Görüyorsunuz, aşağı yukarı bütçe açığına denk geliyor. Bunu halledebilirsek bu kadar faiz de ödemeyeceğiz. En büyük sıkıntımızdır." dedi.
İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz, ekonominin büyüdüğünü belirterek, "Bunu bize her defasında söylüyorsunuz ve Sanayi Üretim Endeksi alt bileşenlerini gösteriyorsunuz ama ileride karşılaşacağımız sorun şu; işsizlik artacak. Yapmanız gereken şey, ekonominin potansiyel büyüme hızını artıracak yatırımlara yönelmeniz, fiziksel sermayeyi artırmanız. Fakat bütçenin içinde böyle bir şey yok." ifadelerini kullandı.
AK Parti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim, Sosyal Güvenlik Kurumunun suçlandığını dile getirerek, "Fakat Aydın belediyeleri, CHP'li ve İYİ Parti'li belediyeler burada popülist davranarak, mesela Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı ve bağlı şirketleri 27 Nisan 2021 tarihiyle 4 bin 593, memurlar hariç, kadrolar hariç, şirket işçisi çalıştırıyor. Çalıştırıyor mu? 2 bin tanesini çalıştırıyor. Geri kalanı nerede? Yok, bankamatik." diye konuştu.
Erim'in açıklamaları üzerine AK Parti ve CHP milletvekilleri arasında tartışma yaşandı. Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz, görüşmelere ara verdi.
Verilen aranın ardından söz alan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "TÜGEV'deki İstanbul Büyükşehir Belediyesinden 2019'a kadar üçer beşer maaş alanlara bir bakın. Şimdi yine Sağlık Bakanlığına bir bakın, falan tarikatın elinde. İstanbul Adliyesi falan grubun elinde. Türkiye adeta tarikatlara bölünmüş durumda." ifadelerini kullandı.
- "EYT'linin emeklilik hakkını vermediniz"
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü, İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası çıktığını ama "iş cinayetlerinin" bitmediğini belirterek, "Patronlar daha fazla kar etsin diye sadece işçinin teri değil, işçinin oluk oluk kanı akıyor sayın Bakan. Bu sizin düzeninizde oluyor. Siz de seyirci oluyorsunuz." diye konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca etkin teftiş yapılmadığını ileri süren Pekgözegü, "Az sayıda haberli teftişler yapıyorsunuz. Onda da yaptırım uygulamıyorsunuz. Pandemide müfettişler sahaya gönderilmedi. Gönderilenler de iş cinayetlerini teftiş etmek için gönderilmediler. Çarklar dönsün diye işçiler pandemiye teslim edildi. Bunlar taammüden cinayet değil mi?" diye sordu.
- "Üniversiteyi bitiren gençlere 500 TL cep harçlığı" önerisi
İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, Türkiye'de bir işsizler ordusu olduğunu iddia ederek, İşsizlik Fonu'nda biriken paradan, müracaatları halinde iş bulamayan, üniversiteyi bitiren gençlere 500 TL cep harçlığı verilmesini önerdi.
Mültecilerin işsizlik oranına ciddi katkıları olduğunu iddia eden Yaşar, "Bunları kayıt içi istihdama nasıl alırsınız bilmiyorum ama özellikle bugün çalışanların yüzde 38'inin asgari ücretle çalışmasının temel sebeplerinden biri de bu." yorumunu yaptı.
Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'e, Bakanlığın iş sağlığı ve güvenliği konusunda ne yaptığını sorarak, "İş müfettişiniz yok. Bin iş müfettişiyle binlerce iş yerini nasıl denetleyeceksiniz? İsterseniz burada 20 sayfa değil, 150 sayfa anlatın. Bunu denetleyecek bir devlet memuru olmadıktan sonra, işçileri patronların insafına terk ettikten sonra bu ölümleri biz nasıl önleyeceğiz?" eleştirisinde bulundu.
- "1 aylık alın teri, bir ton kömür etmiyor"
CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, "1 aylık alın teri, bir ton kömür etmiyor" diyerek, iktidarın yardım edilmiş yoksullar istediğini, kendilerinin ise yoksulluğu ortadan kaldırmak istediğini söyledi.
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, asgari ücret belirlenirken işçinin ailesinin de hesaba katılması gerektiğini vurgulayarak, buna göre asgari ücretin belirlenmesini istedi.
Asgari ücretli için anlamlı bir adım atılmadığını iddia eden Beko, asgari ücretten vergi alınmaması, işçi-memur ayrımının ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti.
HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu, asgari ücretin 5 bin lira olması gerektiğini belirterek, "Asgari ücretin yükseltilmesiyle alakalı bir tereddüt var." dedi. Asgari ücretin artırılmasından korkulmaması gerektiğini söyleyen Katırcıoğlu, "Sanayinin ve sermayenin maliyetleri artsın ki yeni teknolojilere yatırım yapmak zorunda kalsınlar." dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, ciddi bir kayıt dışılık olduğunu dile getirerek, bunun nedeninin de insanların emekli olabileceklerini düşünmemeleri olduğunu söyledi. Şeker, gençlerin ucuz iş gücü olarak piyasanın emrine sunulduklarını iddia etti.
- HDP'li Gülüm'e "Kürt illeri" ifadesi nedeniyle uyarı
CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, elinde bir kutu içerisinde bebek mamasıyla konuşma yaparak, "Bakın bu bir bebek maması, anne sütünden sonra bebeğin en temel besin maddesi. En küçük boyutu 80 lira olmuş. Kilit altına alınmış, çalınmasın diye alarm takılmış. İşte aslında 19 yıllık iktidarınızın özeti bu; kilit altında çocuk maması, alarm takılan çocuk maması." diye konuştu.
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ise konuşmasında "Kürt illeri hem genel işsizlik oranında hem de kadın işsizlik oranında Türkiye genelinin üstünde." ifadelerini kullandı.
Komisyon Sözcüsü Abdullah Nejat Koçer, konuşmasında "Kürt illeri" ifadesini kullanan Gülüm'ün, Anayasa'ya ve iç tüzüğe aykırı bir konuşma yaptığını belirterek, "Başkanlık Divanı olarak bunu kabul etmiyoruz, böyle bir tanım yoktur. Türkiye'nin 81 ili birbirinden farklı değildir, tüm illerimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin illeridir." dedi.
- "İşçiler için ne olsa ki dahası olsun isteriz"
AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, asgari ücretin vergi dışı bırakılması yönündeki taleplere ilişkin, "Biz, AK Parti olarak asgari ücretten vergiyi yüzde 22'lerden yüzde 2,5'lara kadar zaten indirdik. 'Sıfırlansın' eyvallah olsun. İşçiler için ne olsa ki dahası olsun isteriz." ifadelerini kullandı.
Pekgözegü'nün "Oluk oluk işçi kanı akıyor" eleştirilerine karşılık Aydemir, "'Oluk oluk işçi kanı akıyor' gibi çok abartılı ifadeler kullanıldı. Hiçbir işçi ölmesin istiyoruz. Onların can güvenliği için ne yapılması gerekiyorsa yapılsın diye bakanlığımızdan bizim de talebimiz var. Ancak keşke bunun ardından şunu da söyleseydiniz; yakın zamanda Bingöl'de bir elektrik şirketinde çalışan işçiler, terörist imansızlar tarafından katledildi. Bunların tek derdi, evlerine ekmek götürmek. Eğer bunu da ardından söylerseniz, sözünüzün hükmü olur. Sözünüze hikmet katmış olursunuz. Orada yoksunuz." diye konuştu.
Türkiye'nin tamamının, etnik kimliği ne olursa olsun herkese ait olduğunu vurgulayan Aydemir, "'Kürt illeri' derken Kürt'ü dar bir alana sıkıştırmak, Kürt'e düşmanlık yapmak diye bir niyet var; altını çizerek söylüyorum. Bunları söylememek lazım." dedi.
Kaynak: