NEW YORK (AA) – ABD'nin Washington eyaletinde bir Türk anne, etnik ve dini kökeninden dolayı 2 yaşından küçük kızını "genital sakatlama" iftirasına uğradığını ve İçgüvenlik Bakanlığı soruşturması geçirdiklerini belirtti.
ABD'de doğup büyüyen ve San Juan Adası'nda yaşayan Ferah Uri, çocuk bakıcısı tarafından İçgüvenlik Bakanlığına şikayet edilmeleri ile başlayan ailenin yaşadığı dramı Washington Post gazetesine anlattı.
Uri, geçen sene küçük kızına bakıcılık yapan Danielle Lovgren'in bir gün kendisine kızıyla ilgili bir anormallik olduğunu söylemesi üzerine çocuğunu hastane ve pediatri uzmanlarına götürdüğünü ancak endişe edilecek bir şey bulunmadığını aktardı.
Türk anne, kendi bilgi ve rızaları olmadan küçük çocuklarını bir arkadaşına daha gösterdiğini öğrendikleri bakıcının işine son verdiklerini ancak hikayenin burada bitmediğini aktardı.
Uri ailesi, San Juan Bölge Şerifi ofisinden bir dedektifin araması ile bakıcının kendilerini küçük kızı "genital sakatladıkları" suçlamasıyla İçgüvenlik Bakanlığına ihbar ettiğini öğrendi.
-“Benim için dava kapanmadı”
ABD'de federal suç olan "genital sakatlama" üzerine aileyi sorgulayan dedektif, raporunda, bakıcı ve arkadaşının verdiği ifadelerinde her ikisinin de annenin bir Türk-Amerikalı Müslüman olarak geçmişine atıfta bulunduğuna dikkat çekti.
Yerel güvenlik güçleriyle birlikte olayı soruşturan İçgüvenlik Bakanlığı, ailenin sunduğu çocuğun durumunun normal olduğunu belirten 15 sayfalık sağlık raporundan sonra, ihbarı “İnternet araştırmasına dayalı yanlış varsayımlar ve yanlış yönlendirilmiş bir korkudan doğmuştur.” değerlendirmesiyle dosyayı kapattı.
“Benim için dava kapanmadı.” diyen Türk anne ise küçük kızının mahremiyetinin bakıcı tarafından ihlalinin yanı sıra olayın İçgüvenlik Bakanlığında ele alınması ile artık "gözetleme listesine" girdikleri ve havalimanlarında gereksiz sıkıntı yaşayabilecekleri endişesini dile getirdi.
Dava kapandıktan sonra haklarındaki İçgüvenlik raporunu edinen Uri ailesi, burada "savaş suçu", "insanlığa karşı suç", "Türk kökenli" ve "Müslüman anne" gibi ifadelerle anıldığına dikkat çekerek yaşadıkları çileyi İslamofobiden kaynaklı ön yargı sonucu olarak gördüklerinin altını çizdi.
İçgüvenlik raporunda Türk annenin, Türkiye'de kız çocuklarına genital sakatlamanın yaygın bir uygulama olmadığı halde, gizlice kızını genital sakatlama için yurt dışına götürüp götürmediğinin araştırıldığı bilgisi de yer aldı.
-“Elimizde kamuoyu mahkemesinin bizi haklı bulmasının dışında hiçbir şey yok”
Bakıcıya ve kızını izinsiz muayene eden arkadaşına dava açmak için avukatlara danışan aile, ortada herhangi bir "cinsel içerikli" bir ihmal ve taciz olmaması nedeniyle mahkemenin olayı bakıcının "iyi niyet kaynaklı basit bir hatası" olarak görüp davayı ciddiye almayacağı, kendilerine bu olayı unutup hayatlarına devam etmeleri tavsiyesinde bulunulduğunu aktardı.
Türk anne, bu haksız suçlamanın ve yaşadıkları sıkıntının cezasız kalmaması gerektiğini belirtirken, eşi Richard Uri, “İftiranın kurbanı olduk. İftirayı yapanlar korunuyor, elimizde kamuoyu mahkemesinin bizi haklı bulmasının dışında hiçbir şey yok.” dedi.
Dindar bir aile olmadıkları için olayı en başta "dini bağnazlık" olarak görmemeye çalıştıklarını belirten baba Uri, ancak raporların detayına ulaştıkça bütün bu yaşadıkları sıkıntıların "ön yargı ve bağnazlıktan" kaynaklandığı sonucuna vardıklarını söyledi.
Anne Uri ise “California'da doğan beyaz bir kadın olmasaydım, beyaz bir Amerikalı ile evli olmasaydım, aksanlı İngilizce konuşan ve başörtüsü takan bir kadın olsaydım acaba kızımın velayeti yine bende kalır mıydı?” sorusunu yöneltti.
Kaynak: