Fatih Erbakan, "Yüz binlerce insanın da kolu bacağı kopmuş, sakat kalmış. Yüz binlerce çocuk yetim ve öksüz kalmış. Sınırımızın altında dış güçler tarafından bir terör koridoru oluşturulmuş. Halep diye bir şehir yok olmuş. Amerikan ve Rus askerleri, Müslüman toprağına kurtarıcı olarak yerleşmiş. Sürecin sonunda geldiğimiz noktada biz 'Şam'da cuma namazı kılacağız' derken, 4 milyon Suriyeli kardeşimiz burada bizim camilerimizde namaz kılar hale gelmiş." ifadesini kullandı.
"Diyalog ve diplomasi yolu kullanılmalı"
Rejim güçlerinin, Rusya'nın da yardımıyla ülkenin yüzde 85'inde kontrolü yeniden sağladığını belirten Erbakan, "(Katil Esed, Esed gitsin) diyerek yola çıkıp, arkasından böyle bir bataklığa saplanmak gerçekten de son derece acı." değerlendirmesinde bulundu.
Fatih Erbakan, şöyle konuştu:
"Şimdi de başka çareniz yok. Ya aracılar vasıtasıyla, ya İran vasıtasıyla Esed'i de masanın bir yanında tutarak, İran ve Türkiye'nin öncülüğünde şu akan kanın bir an önce durması gerekiyor. Yeter ki bu akan kan dursun, ateşkes sağlansın. Sonra muhalifler, İran, Türkiye bu işe bir çözüm üretsin. Daha sonra Suriye'de seçimlerin yapılması ve normalleşmesi lazım. Diğer yolla hiçbir şey elde edilemedi. Diyalog ve diplomasi yolu kullanılmalı, başka bir çare gelinen noktada yoktur. Mevcut şartlarda çok demokratik bir seçim yapılamasa bile, bu kadınların ve çocukların ölmesinin önüne geçilmeli."
"Hadis ve ehlisünnet karşıtlığı tehlike oluşturuyor"
Erbakan ayrıca, Türkiye'de giderek artan hadis ve ehlisünnet karşıtlığının tehlike oluşturmaya başladığına dikkati çekerek, "Bu planlı bir organizasyon. Buna karşı çok uyanık olmamız lazım. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığımız ve ilahiyat fakültelerimizin ehlisünnet itikadına uygun şekilde İslam'ın topluma aktarılması ve öğretilmesi konusunda hassas olmaları lazım. İktidarın bu konuda tedbir alması gerekir." diye konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
