Türkiye'de organ bağış oranlarının Avrupa ülkelerine oranla oldukça düşük olduğunu ifade eden Kahveci, "Canlıdan yapılan nakil oranları yüksekken özellikle ölüden (kadavra) nakil oranlarımız Avrupa'nın çok gerisinde." dedi.
Kahveci, sağlıklı kişilerin hukuken kendi rızalarıyla böbrek ve karaciğerini bağışlayabildiğini belirterek, ölüm gerçekleşmesi halinde ise kişinin evli ise öncelikle eşinin ve sırasıyla birinci dereceden başlayarak yakınlarından birinin rızası doğrultusunda, Sağlık Bakanlığı Organ Nakil bekleme listesindeki hastalara kullanılmak üzere böbrek, karaciğer, pankreas, akciğer, kalp, kalp kapakları, kornea, yüz, el, kol ve bacaklarının bağışlanabildiğini anlattı.
Bağış oranlarının artırılabilmesi ve yeterli sayıda organ elde etmek için için hem toplumun hem de hastane çalışanlarının ve özellikle yoğun bakım servislerinde görev yapan sağlık personelinin bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Kahveci, canlı dışında ölüden organ bağışının ancak ve ancak yoğun bakımda beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden elde edilebildiğini aktardı.
"Bin 921 beyin ölümü tespiti yapıldı"
Türkiye'de gerçekleştirilen nakil sayıları ve bağış oranlarına ilişkin bilgi veren Kahveci, "Sağlık Bakanlığının son verilerine göre ocak ayından ekim sonuna kadar toplamda bin 921 beyin ölümü tespiti yapıldı. Bunlardan ancak 521'inin yakınları tarafından organ bağışına izin verildi." diye konuştu.
Vakıf Başkanı Kahveci, "Türkiye'de 2019 Ocak-Ekim tarihleri arasında 7 bin 767 organ ve doku nakli yapıldı. Bu yılın on ayında 71 kalp, 26 akciğer, 3 bin 151 böbrek, bin 475 karaciğer, 2 pankreas, 4 ince bağırsak ve 3 bin 38 kornea nakli gerçekleştirildi. Şu an itibarıyla 22 bin 995 hasta böbrek, 2 bin 298 hasta karaciğer, bin 143 hasta kalp, 93 hasta akciğer, 293 hasta pankreas, 1 hasta ince bağırsak, bin 669 hasta kornea nakli için sıra bekliyor. Toplamda 27 bin 792 hasta nakil için sırada." ifadelerini kullandı.
"Bağışçının öldükten sonra yakınlarının izni gerekmektedir"
Türkiye'de 2238 sayılı Organ Nakli Yasası'na göre ölen bir kişiden bilgilendirilmiş rıza sistemi ile organ bağışı elde edildiğini anımsatan Kahveci, şunları kaydetti:
"Yani kişi hayattayken bağışçı olarak kayıt yaptırmalı veya öldükten sonra yakınlarının izni gerekmektedir. Avrupa'da organ bağışları çok yüksek olmasına rağmen kronik organ yetersizliği nedeniyle bekleme listelerine sürekli yeni hastaların eklenmesi yetkili otoriteleri daha fazla organ temini için tüm mekanizmaları kullanmaya zorlamaktadır.
Son 5 yılda İngiltere ve Fransa'da yasa değişikliği ile varsayılmış rıza sistemine geçilmiş olup organ temininde yüzde 50'den fazla artış sağlanmıştır. Aynı şekilde, Almanya, Hollanda ve İrlanda'da bu şekilde bir yasa değişikliğini parlamento ve kamu düzeyinde tartışmaya ve hazırlıklara başlamıştır. İyi uygulama örneklerini ve uzun yıllardır belli bir bağış eşiğini aşamayan ülkemizde de organ bağışında varsayılmış rıza sisteminin yasal olarak benimsenmesi, organ bağışı ile hayata tutunmayı bekleyen hastalar için umut olacaktır. Bekleyiş bitsin, hayat devam etsin."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
