Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Meseleye sadece Suriyeliler perspektifinden bakmak eksik olur. Bütün dünyada bir göç dalgası var. Bunların bir kısmı kaçak, düzensiz. Dünyada gittikçe artan bir gelir eşitsizliği var. ABD eksenli dünyayı istikrarsızlaştırma çabası var. Göç dalgalarının sebebi biz değiliz. Dünyada bütün kıtalarda Afrika'dan Güney Amerika'ya Avrupa'dan Asya'ya kadar bütün göç dalgaları bir tsunami haline geldi. Bunun sebepleri istikrarsızlık, gelir eşitsizliği, suya, eğitime, adalete erişimdeki zorluklar. Terör, çatışmalar, enerji yataklarındaki rakabetler.
Dengesizlikler aşırı göç dalgaları ortaya çıkaracaktır. Almanya'da, İngiltere'de, Amerika'da şunu görüyoruz, hükümetlerin en temel problemlerinden bir tanesi göç meselesi. Bize Asya bandından doğu ve güneyimizden olağanüstü bir baskı var. Türkiye'de toplam 5 milyon göçmen var. 1 milyon 23 bin civarında ikametli olanlar var. Öğrenci ve çalışanlar. Türkiye içerisinde uzun zamandan beri bulunuyorlar. Türkiye dengeli bir politikayla bu meseleyi yönetiyor. Türkiye hem kaçak göçle mücadeleyi hem düzenli göçün hangi noktaya evrileceğini bir strateji ile tutmaktadır. Türkiye 8 yıldır Suriyelilerle ilgili stratejik adımlar attı. Bütün dünyanın beceremediği meseyi başarılı bir şekilde yürüttü.
2019 yılında 163 bin kaçak göçmen yakaladık. Kendi ülkelerine gönderdiğimiz, sınırdışı ettiğimiz 2018'de 56 bin kaçak göçmen var. Bu yıl şu ana kadar 43 bin kaçak göçmen gönderildi. Elimizde biletleri alınmış 7 bin kaçak göçmen daha var. Biz bu kaçak göçmen konusunda neler yapıyoru? Sınırlarımızdaki güvenlik önlemlerini artırıyoruz. Sınırlarımızdan kuş uçmayacak sistemi kuruyoruz. Sensör, kamera, gece görüş kameralarını kuruyoruz. Peki nasıl geliyorlar, sınırlarımızın coğrafi yapısı nedeniyle. Bir Türkiye'de para kazanıp ülkelerine dönmek istiyorlar. Bir kısmı da geçiş olarak kullanıp Avrupa'ya geçmek istiyorlar. Bu yıl 144 kaçak göçmen hayatını kaybetti. Aylan bebek vakasını bütün dünya biliyor. Dün bir çocuğun kurtarılması için büyük bir çalışma yapıldı.
Bize karşı eleştiriler var. Aklınız başınıza bugün mü geldi diye. Bu yanlış. Türkiye 2011 yılından beri strateji uyguluyor. Önce kamplara alındılar, kayıt altına alınması için. Bu ülkede benim bilmediğim kayıtlı olmayan kimsenin olmaması lazım. Biz bunları kayda aldık. 57 kategoride bu güncellemeyi yaptık. Ben seni kayıt olduğu ilde kabul ediyorum dedik. Birkaç ili kayıt kapsamından çıkardık. İnsani durum dışında İstanbul'a kayıt kabul etmiyoruz kayıt dedik. İstanbul'da 547 bin Suriyeli geçici koruma kapsamında. Ama başka illerden İstanbul'a bir akın olduğunu görüyoruz. Denetimlerle kendi merkezlerine gönderdik. Hangi ildeyse o ilde güncellemelerini kabul ettik. Güncellemeler bittikten sonra operasyona başladık. Elinde bir saat 10 liraya satıyor Afrika'dan gelmiş. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Önceden izin veriliyordu.
1 milyon 69 bin kaydı olan göçmen var. 547 bini Suriyeli. Problem bunun dışında olanlarla. Başka illere kayıtlı olup da İstanbul'da yaşayan göçmenlerle problemimiz. İstanbul'da 6 bin 122 kişi yakaladık. 2 bin 600'ü Afgan, bin civarı Suriyeli. Bütün bunları yakalıyoruz. Suriyeliler hariç geri gönderme merkezlerine sevk ediyoruz. Suriyeliler geçici koruma kapsamında. 20 Ağustos'a kadar süre verdik. Yasadışı yollarla gelen Suriyeliler var. Biz bunları alıyoruz, ikamet izni vermedik diyip kamplara alıyoruz. Geçici koruma kapsamındaki kimse sınırdışı yapılamaz. Biz bunları ne yapıyoruz? Kayıtsız Suriyelileri yakalayınca kamplara gönderiyoruz. Şu anda kamplarda 100 bin kişi kalıyor. Kontrol altında tutmamız lazım. Gitmiyorum derse gidecek.
Şu anda 100'e yakın ekip çalışma mekanlarını ziyaret edecek. 1 ay ceza kesilmeyecek. Kaçak göçmen çalıştırma konusunda tekrar ziyaret edileceğini ve sonra büyük miktarda cezalarla karşılaşacaklarını iletecekler. Tabelalar var. Kilis'te 531 tabela konusunda adım attık. Yüzde 75 Türkçe, yüzde 25 Arapça olarak değiştirildi. Bizim kuralımız var herkes ona uymak zorunda."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
