TBMM (AA) - TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Türkiye, darbe, vesayet dönemini yaşarken parlamenter sistem içerisinde hükümetin parlamento içi dengelere bağımlı olmasının zararlarını çok gördü." dedi.
Şentop, TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen "TBMM'nin Açılı şının 100. Yılında Milli Egemenlik ve Temsil Uluslararası Sempozyumu"nun açılışında yaptığı konuşmada, İstiklal Savaşı bittikten sonra toplanacak Barış Konferansı'na, hem İstanbul Hükümeti hem de Ankara Hükümeti'nin davet edildiğini hatırlattı. Bunun bilinçli, aradaki bir ihtilafı büyütmek, derinleştirmek için yapıldığını ifade eden Şentop, bunun üzerine Tevfik Paşa'nın Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya bu konuda birlikte istişare edilmesi adına bir telgraf çektiğini, 30 Ekim 1922'de Mustafa Kemal Atatürk'ün Meclis'te başkanlık koltuğuna oturarak oturumu yönettiğini söyledi.
O gün Sinop Milletvekili Doktor Rıza Nur Bey'in bir önerge vererek "Bu iki hükümet aslında yoktur, tek hükümet vardır. O da Ankara Hükümeti'dir. Gerçekte olmayan İstanbul Hükümeti'ni kaldıralım." dediğini anımsatan Şentop, bu önerge müzakere edilerek, İstanbul Hükümeti'nin yok sayıldığına dair bir karar alındığını anlattı.
Hukuk reformu, kanunların iktibasıyla ilgili tartışmaların 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren olduğunu aktaran Şentop, "Bazı fikirlerin, çalışmaların gerçekleşebilmesi için onların başka şartlarının da tamamlanması lazım. İşte o şartların tamamlanabilmesi için 20. yüzyılın başlarına gelinmesi gerekiyordu." ifadelerini kullandı.
- "Hükümetlerin oluşumu, parlamento içindeki dengelere çok bağlı"
Türkiye'deki hükümet sistemi tartışmasına da değinen Şentop, 16 Nisan 2017'deki referandumla Türkiye'nin parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçtiğine işaret etti.
Şentop, 1924 Anayasası ile 1960'a kadar devam eden süreçte, sistemin tam anlamıyla parlamenter sistem olduğunun tartışmalı olduğunu belirterek "1950'den sonra belki bu uygulamanın parlamenter sistem olduğunu ifade edebiliriz. Bizim anladığımız klasik manada parlamenter sistem 1961 Anayasası ile Türkiye'ye gelmiştir." dedi.
TBMM Başkanı Şentop şöyle devam etti:
"Parlamenter sistemin en önemli problemi, hükümet, yürütmeyi ayrıca halk seçmiyor, halk sadece parlamentoyu seçiyor. Yürütme, parlamentonun içinden çıkıyor. Seçim yaptığınızda hükümet çıkmıyor normal şartlar altında. Parlamento oluşuyor, sonra parlamento, kendi içinden bir hükümet çıkartıyor. Dolayısıyla hükümetlerin oluşumu, parlamento içindeki dengelere çok bağlı. Eğer bu dengeleri dışarıdan yönetebilen bazı siyaset dışı güçler devreye girebilirse o zaman hükümetleri düşürmek, hükümetler kurdurabilmek mümkün hale geliyor. Bunun en bariz örneği 12 Mart'ta yaşandı. O zamanki Başbakan merhum Demirel, verilen muhtırayla istifa etmek durumunda kalıyor. Tamamen teknokratların oluşturduğu hükümetler kuruluyor. Bu hükümetler, Meclis'ten güven oyu almışlar. Çünkü Meclis üzerinde dışarıdan çok ciddi bir askeri vesayet, baskı var. İki yıl Meclis var, parlamento açık ama dışarıdan darbe muhtırasını veren askerlerin kontrol ettiği, yönettiği, telkin ettiği hükümetlerle yönetiliyor. Benzer şeyi 28 Şubat'ta yaşadık."
Türkiye'nin, darbe, vesayet dönemini yaşarken parlamenter sistem içerisinde, hükümetin parlamento içi dengelere bağımlı olmasının zararlarını çok gördüğünü belirten Şentop, bunun bir süreç olduğunu ifade etti.
- "Cumhurbaşkanımız, il başkanıyken görüşünü almışız"
Türkiye'de 1961'de sembolik yetkileri olan, parlamentonun seçtiği bir cumhurbaşkanı; 1982'de güçlü yetkilerle donatılmış, parlamentonun seçtiği bir cumhurbaşkanı; 2007'de güçlü yetkilerle donatılmış, halkın doğrudan seçtiği bir cumhurbaşkanı modelinin olduğuna işaret eden Şentop, "Bu çizgiyi uzattığımızda, yarı başkanlık veya başkanlık sistemine doğru gidiyor. Başkanlık sistemi tartışmaları, Sayın Cumhurbaşkanımızın aklına gelip de söylemiş olduğu bir şey değil. Kaldı ki o da bunu 2002'de söylüyor." ifadelerini kullandı.
Şentop, 1988'de çıkardıkları Teklif Dergisi'nin, başkanlık sistemiyle ilgili kapağı olduğunu anlatarak "Orada Cumhurbaşkanımız, il başkanıyken görüşünü almışız. Diyor ki 'Başkanlık sistemi, Türkiye için daha iyidir.' 1988'de söylüyor. Bu, bir süreçtir. Bunu sadece 2017 yılında birden ortaya çıkmış, zuhur etmiş bir hadise gibi görürseniz, o zaman dersiniz ki 'Bu yanlıştır, bunu geri döndürelim'." diye konuştu.
"Tartışılan Anayasa" isimli 1982'de basılmış bir kitabı örnek gösteren Şentop, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kitabı hazırlayan, 'Başkanlık, yarı başkanlık' diye bir başlık koymuş. Oraya giriş yazarken diyor ki; 'Son 10 yıldır, Türkiye'de en çok tartışılan konuların başında başkanlık sistemi gelmektedir.' Kitabın baskı tarihi 1982, yazara göre 1972'ye kadar götürüyor bu tartışmayı demek ki. Bunun bir akış içerisinde Türkiye'nin geldiği bir nokta olduğunu düşünürsek, 'Değiştirelim' demek de bir tezdir. Ama bunu bu şekilde bir derinliğiyle kavradığımız takdirde o zaman daha etkili öneriler sunulabilir.
Bu sempozyumun çok faydalı sonuçlar getireceğine inanıyorum. Devletimizin, parlamentomuzun, bilhassa TBMM'nin, aynen Şerif Bey'in ifade ettiği gibi, mine'l-ezel ilel ebed devam edeceğine olan inancımı ifade ediyorum. Yani ezelden ebede kadar devamı yönündeki inancımı ifade ediyorum. O günün zor şartlarında, sadece savaşı yönetmeyen, aynı zamanda bir devlet kuran, büyük Meclis'in başta ilk Meclis Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, onun silah arkadaşları, siyaset arkadaşları, bugüne kadar siyasete, parlamentoya emek vermiş, milletvekilliği, bakanlık yapmış, siyaset görevi içerisinde bulunmuş ve ahirete irtihal etmiş bütün büyüklerimizi rahmetle anıyorum. Hayatta olanlara sağlık, afiyet, uzun ömürler diliyorum."
(Bitti)
Kaynak: