Yerhov, silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un ölümünün ikinci yılında Bilkent Üniversitesinde düzenlenen konferansta BM, uluslararası gündemdeki konular ve Türkiye-Rusya ilişkileri hakkında konuştu.
Karlov'un Türkiye-Rusya ilişkilerine büyük katkı sunduğundan bahseden Yerhov, büyükelçiyi rahmetle andı.
Yerhov, Türkiye ve Rusya'nın bugün benzersiz bir ilişkiye ve ikili ortaklığa sahip olduğunu vurgulayarak, "Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan ve (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin arasında bu yıl 5 buluşma, 17 telefon görüşmesi gerçekleşti. Bu şüphesiz ki bir rekordur." diye konuştu.
Bunun yanında geçen yıl ikili ticaret hacminin 22 milyar dolar olduğunu anımsatan Yerhov, "Bunun, bu yıl 27 ya da 28 milyar dolar gibi bir seviyeye çıkarak daha iyi olacağını umuyoruz." dedi.
Yerhov, 2018'de 4,7 milyon Rus turistin Türkiye'ye geldiğini aktardı.
İki ülke arasında kaçınılmaz olarak bazı sorunlar da olduğunu belirten Yerhov, "Ancak Türkiye ve Rusya'nın, bu zorlukların ve yanlış anlaşılmaların ortak çaba ile üstesinden gelme isteği ve her iki tarafın çıkarına olan meselelere öncelik vermeleri çok önemli." diye konuştu.
Değişen dünya düzeni ve BM'nin rolü
Yerhov, dünyanın çok ilginç bir dönemden geçtiğine dikkati çekerek, küresel düzeyde askeri, ekonomik ve siyasi dönüşümler yaşandığını söyledi. Bu değişikliklerin bedelinin ağır olduğunu ifade eden Yerhov, BM'nin küresel rolüne değindi.
Dünyada bir tarafta çok merkezli dünya düzeni ilkelerinin güçlenerek büyüdüğünü ve yeni ekonomilerin geliştiğini dile getiren Yerhov, öte yandan bazı Batılı ülkelerin "dünya liderleri" olarak kendi hakimiyetlerini koruma çabası içerisinde olduklarını söyledi.
Yerhov, bu ülkelerin hedefleri doğrultusunda siyasi karalama, ekonomik baskı ve güç kullanma gibi yöntemleri kullandıklarına işaret etti.
Modern küresel düzende saldırgan tutumların arttığını belirten Yerhov, buna Orta Doğu'daki gelişmeleri, iklim değişikliği anlaşmaları ve silahlanma konusunda yaşanan gelişmeleri örnek verdi.
Yerhov, Batılı ülkelerin uluslararası ilişkilerde hukukun üstünlüğü ilkesini "kurala dayalı düzen" şeklinde değiştirmeyi hedeflediklerini savunarak, "Bazı ülkelerin iç meselelerine haksız ithamlarla müdahale edilirken kimi ülkelerin de demokratik seçimlerle başa gelen hükümetlerini devirmek ve zayıflatmak için kampanyalar yürütülüyor." diye konuştu.
Uluslararası kamuoyunun bazı ülkelerin bencilce çıkarları için bedel ödemek zorunda kaldığını söyleyen Yerhov, ortak güvenlik problemlerine yanıt olacak kollektif mekanizmaların sarsıldığına dikkati çekti.
Yerhov, diplomasi, müzakere ve uzlaşı yerine emir ve BM Güvenlik Konseyinin (BMGK) onayı olmadan tek taraflı yaptırımların uygulanmaya başlandığının altını çizerek, "Birçok ülkeyi etkileyen bu adımlar yasal olmamanın yanı sıra aynı zamanda etkin değil." değerlendirmesinde bulundu.
Büyükelçi Yerhov, buna örnek olarak ABD'nin Küba'ya ambargosuna tüm dünyanın karşı çıkmasını ve İran'a yönelik yaptırımların başarısız olmasını verdi.
"Elbette dünya 5'ten büyüktür"
Suriye'de iç savaşın 7 senedir devam ettiğine dikkati çeken Yerhov, Rusya, İran ve Türkiye'nin Astana ve Soçi'de yerel aktörlerle çabalarıyla BMGK'nin 2254 sayılı kararıyla paralel olarak ülkede siyasi uzlaşmanın şartlarını oluşturduklarını söyledi.
Yerhov, "Tüm Suriyelilerin yararına olacak şekilde ve herhangi bir çifte standart uygulamadan sorunlara çözüm bulmak uluslararası çabaların ve BM organlarının önceliği olmalı." şeklinde konuştu.
BM'nin uluslararası anlaşmazlık durumlarında yapıcı rol üstlenmesi gerektiğine işaret eden Yerhov, "Elbette dünya 5'ten büyüktür hatta (dünya) BM üye ülke sayısı 193'ten de büyüktür." ifadesini kullandı.
Yerhov, mevcut küresel düzende BM sisteminin "köhne kaldığını" vurgulayarak, "BM'de reforma ihtiyaç var ve bunun yapılması gerekiyor." dedi.
Büyükelçi Yerhov, bunun tüm üyelerin çabalarıyla, uzlaşma yöntemiyle yapılması gerektiğini kaydetti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
