Son Dakika Haberler

Bu haberi daha sonra okumak için kaydedebilir ve sağ üst köşedeki butona basarak haberi okuyabilirsiniz!

Prof. Dr. Nurhan Atasoy Sultanahmet'te geçen çocukluk yıllarını anlattı:

"Sultanahmet Meydanı'na gelmek, camilere gelmek çok büyük bir zevkti. Şimdi özellikle Ramazan aylarında Sultanahmet'e gelmiyorum. Ramazanlar böyle yaşanmaz, dostlar birbirine gider, görüşür. Bizim iftar soframız her zaman misafirli olurdu. Ramazanlar eskiden çok daha güzel yaşanırdı" "Büyükbabam yolun ortasında bir taş varsa mutlaka onu alır, kenara koyardı. Sokakta taş toplamayı eğer hakir bir iş olarak görme hissine kapılırsak bizi mutlaka uyarırdı. Ondan, yaptığım hiçbir işten utanmamayı, hiç

Anadolu Ajansı haberine göre;

İSTANBUL (AA) - Sanat tarihçisi ve yazar Prof. Dr. Nurhan Atasoy, çocukluğunun ve gençliğinin Sultanahmet'te geçtiğini belirterek, "Sultanahmet Meydanı'na gelmek, camilere gelmek çok büyük bir zevkti. Şimdi özellikle Ramazan aylarında Sultanahmet'e gelmiyorum. Ramazanlar böyle yaşanmaz, dostlar birbirine gider, görüşür. Bizim iftar soframız her zaman misafirli olurdu. Ramazanlar eskiden çok daha güzel yaşanırdı." dedi.


"Sultanahmet'te Başlayan Yolculuk" adlı söyleşi, Türk Edebiyatı Vakfı'nın Sultanahmet'teki merkez binasında gerçekleştirildi


Atasoy'un Sultanahmet'te geçen çocukluk yıllarını, bilimsel çalışmalarını ve anılarını anlattığı söyleşiye sanatseverler yoğun ilgi gösterdi.


Babasının Tokat'ın Reşadiye ilçesinde eczacılık yaptığı zaman orada dünyaya geldiğini belirten Atasoy, doktor olan büyükbabası Ali Rıza Atasoy'un da 1930'lu yıllarda Reşadiye ve civarındaki zührevi hastalıklarla mücadele ettiğini söyledi.


Atasoy, büyükbabasının "vatana hizmet etmenin güzeli ve çirkini yoktur" nasihatini çok önemsediğine dikkati çekerek, "Büyükbabam yolun ortasında bir taş varsa mutlaka onu alır, kenara koyardı. Sokakta taş toplamayı eğer hakir bir iş olarak görme hissine kapılırsak bizi mutlaka uyarırdı. Ondan, yaptığım hiçbir işten utanmamayı, hiçbir işi küçümsememeyi öğrendim." ifadelerini kullandı.


- "Her gece bir başka camiye teravih namazına giderdik"


Büyükbabasının Sultanahmet'te yaptırdığı apartmanda çocukluk yıllarının geçtiğini aktaran yazar, şunları kaydetti:


"Sultanahmet'in arastasında çarşamba günleri pazar kurulurdu. Büyükbabam gider, haftalık alışveriş yapardı. Küfeciler vardı, küfeyi doldururdu. Patatesler ve soğanlar filizlenmesin diye tavan arasına serilen temiz çarşafın üzerine yayılırdı.


Benim terbiyemde önemli rol oynayan kişi de cici annemdi. Çok titiz bir kadındı, temizlik ve titizlik konulardı bende çok izleri var. Çok dindardı ve beni ramazan ayında teravih namazlarına götürürdü. Her gece bir başka camiye teravih namazına giderdik. Biz tabii çocuktuk, saklambaç oynardık. Bir kişinin de 'ne koşuyorsunuz, oyun oynanır mı burada' demezdi. Sultanahmet Meydanı'na gelmek, camilere gelmek çok büyük bir zevkti. Şimdi özellikle ramazan aylarında Sultanahmet'e gelmiyorum. Ramazanlar böyle yaşanmaz, dostlar birbirine gider, görüşür. Bizim iftar soframız her zaman misafirli olurdu. Ramazanlar eskiden çok daha güzel yaşanırdı."


- "Büyükbabam doğum günlerimde kitap ya da sözlük hediye ederdi"


Atasoy, bilimsel çalışmaların değeri ve önemini büyükbabasından öğrendiğini aktararak, büyükbabasının kendisine doğum gününde kitap ve sözlük hediye ettiğini, bilimsel araştırmalara yönelmesinde katkısı olduğunu dile getirdi.


Çok parlak bir öğrenci olmadığı halde lisedeki tarih hocasından etkilenerek tarihe ilgi duyduğunu ifade eden yazar, sözlerini şöyle sürdürdü:


"İstanbul'un fethi ile ilgili bana 'bir konuşma yapar mısın' dediler. Çalıştım ve bütün okulun önünde İstanbul'un fethini anlatmıştım. Ondan sonra da birden bire bir sanat tarihi merakı başladı. Büyükbabamın yaptırdığı apartmanın her katında ailenin bir grubu yerleşmişti. Çatı katında ise dul bir hanım kiracı olarak otururdu. O çıktığında ben doktoramı yapmıştım, babama söyledim ve orada yerleştim. Yatak odamın penceresinden Sultanahmet'i gördüğüm çok güzel bir manzarası vardı. Orada çok güzel çalışmalar yaptım. Bilimsel toplantılar, doktora ve bilim seminerleri yaptım. Öğrencilerimi oraya çağırıyordum. Doçentlik imtihanına da orada hazırlanmıştım."


- "Her işi başaramadım ancak çalıştığım pek çok müzeye hayrım dokundu"


Atasoy, sanat tarihçilerinden farklı olarak sarayların süslemeleri, mimarisi ve sanat eserlerinin yanı sıra orada yaşanan hayatları, nasıl yaşandığını da araştırdığını vurgulayarak, Dolmabahçe Sarayı'nda yaşayan bir öğretmenle tanıştıktan sonra bu merakını bir nebze giderdiğini ifade etti.


Osmanlı kültürünün Avrupa'daki yansımaları konusunda da çalışmalar yaptığını kaydeden yazar, "Her işi başaramadım ancak çalıştığım pek çok müzeye hayrım dokundu. Topkapı Sarayı'na fevkalade çok hizmetim vardır. Askeri Müze'de çadırların korunması için bir laboratuvar kurdurdum. Nadir eserler için de bir laboratuvar kurulmasında katkım oldu." şeklinde konuştu.







Kaynak:

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (0)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English