“Uydu tipleri” hakkında da bilgi veren Kuzu, her uydunun özel bir görevi yerine getirmek için tasarlandığını ve fırlatıldığını vurguladı.
Kuzu, “Uzayda tahmin etmek, bilmek önemli” diyerek uzay yolculuğunda çıkabilecek aksaklıkları gidermek adına gerekli hazırlıkların yapılması gerektiğini söyledi:
“Dünya’da ilk uydunun uzaya fırlatılışının 1957 yılında Sputnik-1 ile başladığını ilk GPS fikrinin de bu şekilde doğduğunu; ülkemizde ise 1994 yılında TÜRKSAT 1B’nin başarıyla yörüngeye girdi. Binlerce uydu şuan dünya yörüngesinde dönmektedir. Ve bu uydular sürekli bir etki halinde. Ömrünü tamamlamış uydular uzayda kalmakta ve geriye getiremiyor. Uzayda binlerce parça, çöp halinde ve git gide bu parçalar artıyor. Maalesef ki uzayı kirletiyoruz ve bir tehdit haline gelmektedir. Her bir parça saatte 25 bin kilometre saat hızla yörüngede dolaşıyor.
Türkiye’nin şu anda uzayda TÜRKSAT 3A, TÜRKSAT 4A ve TÜRKSAT 4B haberleşme uyduları ile Göktürk 1, Göktürk 2 ve Rasat yer gözlem uyduları olmak üzere altı uydusu var. Ülkemizde tasarlanan ve üretilen yer gözlem uydularımız Rasat ve Göktürk 2 uyduları yaklaşık 700 kilometre yükseklikte görev yapmaya devam ediyor. Tasarım ve üretim süreçleri devam eden TÜRKSAT 6A uydusu ise ülkemizde geliştirilen ve üretilen ilk haberleşme uydu projesi olma özelliğini taşıyor. Ancak Ülkemizin meteoroloji uydusu, bilimsel ve navigasyon uyduları çok az”
Konferansın sonunda MÜSİAD Konya Şube Başkanı Ömer Faruk Okka, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Lokman Kuzu’ya hediye taktim etti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.