Gazetecilik; fedakârlık, sorumluluk ve bilgi birikimi isteyen son derece kritik öneme sahip bir meslek... Türkiye’de her yıl 10 Ocak, gazetecilik mesleğini icra edenleri onurlandırmak için kutlanıyor. Sorunlar ve problemler dile getiriliyor, çözüm için çağrılar yapılıyor…
Türkiye’ye özgü bir gün olan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, Menderes hükümetine 27 Mayıs 1960’da yapılan askeri darbenin ardından farklı bir boyut kazandı… Menderes’in darbe ile iktidardan uzaklaştırılmasından 7 ay sonra yani 4 Ocak 1961’de basın çalışanlarına bazı haklar ve yasal güvence sağlayan ‘212 sayılı kanun’ yürürlüğe girdi… Bu yasa ile kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemeyen Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah gazetelerinin patronları 212 sayılı yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia ederek ortak bir bildiriye imza atarak gazetelerini 3 gün kapatma kararı aldı. “Dokuz patron olayı” olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine gazeteciler, boykot boyunca “Basın” adlı bir gazete yayımlamaya karar verdi. Basın gazetesi 11 Ocak günü yayına başladı ve üç günlük boykot sırasında düzenli olarak yayını sürdürdü. Çalışan Gazeteciler Günü, bu olayın bir sonucu olarak ortaya çıktı.
10 Ocak, “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanmaya başladı ve 1971'de “Çalışan Gazeteciler Günü” halini aldı…
Türkiye’de 10 Ocak’ın haricinde medya sektörü ve gazetecilerin sorunlarına
Dikkat çekilen iki gün daha var… Bunlar 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı ile 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü…
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, yayınlanan mesajlar ve düzenlenen programlarla kutlanacak… Yıllardır zor şartlar altında ve ağırlaşan ekonomik koşullarla mücadele eden medya sektörü ve gazetecilerin sorunları yine kurulacak süslü cümlelerle geçiştirilecek… Oysaki medya sektörü daha ciddi adımların atılmasını bekliyor… Çalışan gazeteciler açısından 10 Ocak kutlanırken, işverenler açısından günümüzde durum nedir. Çalışan ve işverenler arasında bir denge kurulmadığı sürece bundan her iki tarafta ciddi zarar görmektedir. En büyük zararı da tabi ki çalışan gazeteciler görmektedir…
Türkiye’nin ilk medya vakfı olan Anadolu Medya Grup Vakfı Başkanı Ahmet Özer de 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı… ‘7 gün 24 saat mesai başında olan gazeteciler, özverili bir şekilde önemli bir kamu görevini yerine getirmektedir. İrade ile halk arasında köprü görevi üstlenen medya, doğru bilgiye ulaşılması ve toplumsal farkındalığın artırılması noktasında da önemli bir misyon üstlenmiştir. Özellikle Anadolu medyası, devletinin ve milletinin yanında yer alarak, tarihi bir sorumluluğu yerine getirmektedir. Toplumun haber alma hakkını elde etmesi için her koşulda canla başla çalışan, emek veren gazetecilerimizin ve basın yayın kuruluşlarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum” dedi…
“Biz çalışanlarımızı hiç zaman çalışan olarak görmedik ve görmeyiz. Bizim çalışma anlayışımız, hizmet veren çalışanlar o işyerinin sahibi konumundadırlar. Yaptığımız her hizmette onların imzası vardır. Onlar olmadan hizmet olmaz, dolayısıyla tüm kurumlarımızın sahibi başta çalışanlarımızdır. Biz bu anlayışla hizmet üretmekteyiz” diyen Özer, medya kuruluşlarının kangren haline gelen sorunlarının çözümüne yönelik adımlar atılması gerektiğini vurguladı… Özer, Anadolu medyasının sorunlarına şu cümlelerle işaret etti…
“Devletimizin resmi kurumu olan TÜRKSAT, acilen doları bırakıp milli paramız olan TL’ye dönmelidir. Dünya standart fiyatlarının çok üzerinde olan uydu fiyatları acilen düşürülmelidir. Kamu reklamları tamamen İstanbul medyasına verilmekte, Anadolu kanallarına verilmemektedir. Kamu reklamlarının yüzde 25’i Basın İlan Kurumu aracılığı ile izlenme oranları çerçevesinde Anadolu televizyonlarına verilmelidir. Anayasamızın 18. Maddesine göre angarya yasaktır. Ancak 7 ayrı kanuna konulan özel hükümler gereğince, hiçbir karşılık alınmadan televizyonlar zorunlu yayınlar yapmaktadırlar. Bu zorunlu yayınlar ve de ayrıca kamu spotları ücretli hale getirilmelidir. Anadolu kanallarının ve radyoların en büyük sorunlarından biri de, on yıllardan bu tarafa bir türlü çözülemeyen telif hakları meselesidir”
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.