İşe gidip gelirken yanlış trene binmemek için farklı bir çözüm yolu bulduğunu anlatan Zengin, "Gelinim '13 numaralı trene bineceksin anne' derdi. Okumuşluğum yok ki... 13 numarayı bilsem binerim. Bir gün iş yerinden küçük çaput aldım ve trenin önündeki demir çubuğa bağladım. Öylece çaput bağladığım trenin gelmesini beklerdim. Eşim de hep kızardı. Sağ olsunlar trenden çaputu hiç kaldırmadılar. Bazen denk gelir çaputlu trene binerdim." ifadelerini kullandı.
Zengin, "Geldiğimde bir ay sonra dönecektim, 48 sene geçti hala gurbete alışamadım." diyerek eşi Mustafa Zengin'in ilk İsveç'e gelenlerden olduğunu, 2 yıl önce de yaşamını yitirdiğini dile getirdi.
İsveç'i sevmediğini söyleyen Zengin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir ay da geçti, 5 ay da geçti, 40 yıl da geçti daha buradayım. 4 kızım, 4 oğlum ve 50 torunum var. Burada üç iş yaptım, çok çalıştım. Yine de Türkiye aklımızdan çıkmıyor. Türkiye sıcak, komşularla ilişkiler güzel. Türkiye'de izindeyken her gün biri yanınıza gelip sizinle konuşuyor. Burada hapisteyim, çocuklar olmasaydı ben bir ay kalıp giderdim. Şimdi gidemiyoruz, burada kaldık ancak cenazemiz gidecek."
"Almanya'nın ünlü firmasından bana teklif geldi"
Esma Zengin'in oğlu İsmail Zengin, kendisinin İsveç'teki gurbetçiler içinde ilk üniversiteye gidenlerden olduğunu söyledi.
Annesiyle 1971'de babasının yanına gidip yerleştiklerini anlatan Zengin, "İlkokulu, liseyi ve üniversiteyi İsveç'te bitirdim. Elektronik üzerine üniversiteyi bitirdiğim için Almanya'nın ünlü firmasından bana teklif geldi. Almanya'ya gidecektim ama annem, 'Ben seni bırakmam, gidersen gavur olursun.' dedi ve göndermedi." ifadelerini kullandı.
Gurbete ilk gelinen yılların sıkıntılarını çok iyi bildiğini, bu yüzden Türkiye'den gelenlerin sorunlarını çözmek için birçok derneğin yönetim kurulunda bulunduğunu söyleyen Zengin, Türkiye'den gelen gurbetçilerin sorunlarını çözmeye çalıştıklarını vurguladı.
AB'ye örnek proje
Zengin, Botkyrka Türk Kültür Derneğinin 20 yıldır başkanlığını yaptığını, 2010'da bölgedeki 30 gurbetçiyle gece güvenlik yürüyüşü başlattıklarını belirtti.
Yaşadıkları bölgede özellikle cuma ve cumartesi geceleri hırsızlık, kamu malına zarar verme, okulların camını kırma gibi birçok suç işlendiğini ifade eden Zengin, şunları kaydetti:
"Biz de dernek olarak 30 arkadaş bir araya gelerek cuma ve cumartesi 20.00-00.00 saatlerinde bütün bölgede 4 saat boyunca, özellikle suç işleme eğiliminde olan gençleri caydırmak için tur atmaya başladık. Bu uygulamayı duyan belediye, polis ve güvenlik birimleri bize destek vermeye başladı ve 8 yıldır bu uygulamayı sürdürüyoruz.
Bizim uyguladığımız bekçilik üzerine güvenlik modeli, Avrupa Birliği'nin, ABD'nin, Hollanda ve Türkiye'nin de dikkatini çekti. AB'den yetkililer gelip uygulamamız hakkında örnek proje olarak bilgi aldı. Amerika'dan bir televizyon kanalı çekim yaptı. İstanbul'da Eyüp Belediyesinin konuğu olduk, Hollanda'da bir belediye bizi davet ederek çalışmamız hakkında bilgi aldı."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
