İSTANBUL (AA) - Kerç Boğazı'nda ambargolu iki geminin LPG aktarımı sırasında meydana gelen yangın ve patlamada 10 kişinin öldüğü, 10 kişinin de kaybolduğu kazaya ilişkin haklarında dava açılan 2'si gemi kaptanı 7 kişinin yargılanmasına başlandı.
Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Eralp Akat ve Ozan Güleç ile tutuksuz sanıklar Ayhan Özbey, Mehmet Erdem Erimez ve Yakup Keskin katıldı.
Tarafların avukatları ile bir kısım müşteki de duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Ozan Güleç, 10 yıllık kaptan olduğunu, Maestro gemisinin kaptanı olarak görev yaptığını anlatarak, olay meydana geldiğinde denizin içinde bir grupla birlikte sürüklenmeye başladıklarını ve kurtarılmayı beklediğini aktardı.
Havanın kararması üzerine üzerindeki ısı koruyucu termal elbiseyi çıkardığını belirten Güleç, "Çünkü bize yakın bir geminin halat attığını gördüm. Halatı alıp tekrar grubun yanına geldiğimde grubun içinde Tamer, Tolga ve ismini hatırlayamadığım iki Hintli personelim daha vardı. Halatı personelime bağlayarak gemiye ulaşmalarını sağladım. Ben de gemiye gidecektim ancak daha farklı bölgelerde yardım sesleri duydum. O seslere doğru yüzmeye başladım." diye konuştu.
Güleç, grubun yanına geldiğinde kurtarmaya gelen geminin kendilerinden uzaklaştığını ifade ederek, "Farklı bölgede biraz daha yakın bir gemi gördüm. O gemiye doğru yanımdaki 3 Hintli personelle yüzmeye başladım. Soğuk denizin etkisiyle vücudumda kan dolaşımını hissetmiyordum." dedi.
Yarı baygın vaziyette yüzmeye çalıştığı sırada yaklaştığı gemidekilerin kendisini kurtardığını anlatan Güleç, diğerlerini kurtarmak için canını ortaya koyduğunu söyledi.
Güleç, sigortalarının olmadığını ifade ederek, "Bana talimatları geminin Tanzanya uyruklu firması gönderiyordu. Denizin ortasında yükleme yapılması şirketin takdirinde olan bir şeydir. Benim bilgim yoktur, kaza olmasaydı yükü aldıktan sonra gelen talimata göre hareket edecektim, önceden planlanmış bir durum yoktu." diye konuştu.
Tutuklu sanık Eralp Akat da, olayın meydana geldiği gemilerden birinde kaptan olarak görev yaptığını belirterek, olay anında kamarada olduğunu ve herhangi bir patlama sesi duymadığını ifade etti.
İkinci kaptanın güvertede yangın çıktı diyerek uyarmasıyla sahil istasyonundan yardım çağrısında bulunması talimatını verdiğini aktaran Akat, şunları söyledi:
"Acil durum olduğunda herkesin ne yapacağı önceden bellidir ve yangına müdahale edilmesi gerekir. Fakat olay olduktan sonra benim gemi personelim kendi inisiyatifleri ile koruyucu ekipmanları kullanmadan kendilerini denize atmışlardır. Bu nedenle ben gemimde yangın ile mücadele edemedim. Aynı zamanda cankurtaran ekipmanlarımı personel yokluğu nedeniyle kullanamadım."
Tutuksuz sanıklar Mehmet Erdem Erimez, Yakup Keskin ve Ayhan Özbey de savunmalarında acentelik yaptıklarını ve gemide herhangi bir tasarruf yetkilerinin olmadığını belirterek beraatlerini istedi.
Duruşmada söz verilen müştekiler de sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Eralp Akat ve Ozan Güleç'in tahliyesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
- İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklardan Yakup Keskin'in yetkili müdür, sanıklar Erkan ve Serkan Düzgören'in de off-shore firmalarına ait Tanzanya bayraklı LPG gemilerinin Candy ile Maestro gemilerinin ortağı olduğu belirtiliyor.
İddianamede, 21 Ocak 2019'da Karadeniz ile Azak Denizi'ni birleştiren Kerç Boğazı'nda emniyetsiz bir şekilde Candy ve Maestro gemilerinin kaçak LPG transferi (limbo) yapmaları sonucunda bir patlama meydana geldiği, çıkan yangın sonucunda her iki gemide bulunan 32 mürettabattan 4 Türk, 6 Hint uyruklu olmak üzere 10 kişinin öldüğü anlatılıyor.
Yanan giysilerini söndürmek için denize atlayan 10 kişinin de ölüm karinesi altında kaybolduklarına yer verilen iddianamede, sanıklar Eralp Akat'ın Candy, Ozan Güleç'in de Maestro gemisinin birinci kaptanı oldukları ifade ediliyor.
İddianamede, gemilerin eski, bakımsız, LPG yüklemesi yapılan hortumların çok kaliteli olması gerektiği halde yıpranmış, yırtık yerlerine bez bağlanmış olmasından dolayı hortumda oluşan yırtılma sebebiyle yangın ve patlamanın meydana geldiği kaydediliyor.
Her iki geminin toplamında bulunan 4.7 ton sıvılaştırılmış doğalgazın tamamen yandığı belirtilen iddianamede, gemilerin OFAC listesinde ambargoda olduğu ve 104 kez liman denetimlerinde teknik yetersizlik nedeniyle ceza yazıldığı belirtiliyor,
İddianamede, verilen cezaların içeriklerinin teknik yetersizlik, yangınla mücadele ekipmanlarının çalışmaması olduğuna vurgu yapılarak, buna rağmen çok tehlikeli olan denizde gemiden gemiye LPG aktarımının yapıldığı anlatılıyor.
Personelin çalışma sertifikalarının bulunmadığı olaydan önce yakalanmamak için GPS cihazlarının kapatıldığı gemide bu nedenle yardımın geç ulaşıldığı vurgulanıyor.
Bu koşullarda yapılan LPG transferi işleminde gemi adamlarının ölümleri ile sonuçlanabilecek büyük bir ihmal içinde olunduğu belirtilen iddianamede, "GPS cihazı kapatılarak olası bir tehlike anında gemi adamlarının ölebilecekleri öngörülmesine rağmen transfer işlemi yapılmıştır." denildi.
- Bilirkişi raporu
İddianamede, alınan bilirkişi raporuna da yer verildi. Bu raporda da sanıklar Ozan Güleç ve Eralp Akat ile gemilerin sahibi şirket müdürlerinin asli kusurlu oldukları, kazada ölen ve kaybolan gemi adamlarının da tali kusurlu oldukları kaydedildi.
Sanıklar Ayhan Özbey, Eralp Akat, Erkan Düzgören, Mehmet Erdem Erimez, Ozan Güleç, Özgür Erkoç ve Yakup Keskin'in "taksirler birden fazla kişiyi öldürme" suçlarından 2 yıldan 15'şer yıla kadar hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor.
Kaynak:
