İSTANBUL (AA) - Yapı Kredi Müzesi'nde 15 Eylül'de kapılarını açan ve 7'den 70'e herkese hitap eden "Karagözüm İki Gözüm" sergisinin perde arkası, Yapı Kredi Kültür Sanat'ın YouTube kanalında gerçekleştirilen çevrim içi söyleşide ele alındı.
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık editörlerinden Fisun Yalçınkaya'nın moderatörlüğündeki etkinlikte, serginin küratörü Cengiz Özek, serginin tasarımını yapan Sevim Sancaktar ve Yapı Kredi Kültür Sanat Sergiler Sorumlusu Elif Erdoğan, sergi fikrinin ortaya çıkışından mekanın tasarlanmasına kadar uzanan süreci anlattı.
- "Klasik algının dışında bir sergi ortaya koymayı hedefledik"
Elif Erdoğan, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık altında faaliyet gösteren Yapı Kredi Müzesi Koleksiyonu'nda etnografik ve nümizmatik eserlerin yer aldığına dikkati çekerek, sergide, Geleneksel Türk Gölge Tiyatrosu'nun önemli temsilcilerinden Ragıp Tuğtekin'in orijinal tasvirleri ve etkilendiği sanatçıların yanı sıra günümüz Karagöz sanatçılarının da işlerinin yer aldığını söyledi.
Yapı Kredi Müzesi olarak her seferde farklı işler ortaya koymayı hedeflediklerini belirten Erdoğan, "Karagöz'de karar kıldıktan sonra çok çeşitli araştırmalar yaptık. Karagöz'ün toplumsal anlamda bilinmeyen yüzlerini de anlatabileceğimiz bir sergide bize kim yardımcı olabilir diye düşündük ve Cengiz Özek'in bunu yapabileceğinde karar kıldık. Klasik algının dışında bir sergi ortaya koymayı hedefledik. O yüzden de daha yenilikçi tasarımlar üretme konusunda iyi olduğunu düşündüğümüz Karşılaşmalar ekibiyle bir araya geldik." dedi.
Erdoğan, koleksiyonda yer alan figürlerin hepsini göstermek yerine bir seçki yaptıklarına işaret ederek, sergi ile bugünün sanatçılarının Karagöz'le kurduğu ilişkiyi de sanatseverlere göstermeyi amaçladıklarını ifade etti.
- "İzleyiciler Geleneksel Türk Gölge Tiyatrosu'nun yıllar içindeki değişimini görebilecekler"
Küratör Cengiz Özek de gölge oyunu tasvirlerinin bir sergi salonunda izleyiciyle buluşmasının, gölge oyunuyla ortak bir yönü olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"Her ikisinde de seyirciyle karşı karşıya geliyorsunuz. Sergide, 'Seyirci bir Karagöz'den ne almalı?' ve 'Onunla nasıl bir fikir mücadelesine girmeli?' sorularına cevap aradık. Bu anlamda bu sergiyi düzenlerken seyirciyi düşündük. Sergiye girdiğimizde bir tarihçe bölümüyle karşılaşıyoruz. Karagöz'ün doğuşu ve yayılmasıyla ilgili görüşleri ve notları yan yana dizdik. Seyirci küçük bir alanda çok fazla bilgiye sahip olup ayrılabiliyor. Milattan önceden günümüze kadar uzanan bu anlatı sürecinin bütün ipuçlarını seyircimizle paylaştık. Karagöz'le ilgili yanlış bilinen bazı konulara da değindik. Geleneksel Türk Gölge Tiyatrosunun önemli temsilcilerinden Ragıp Tuğtekin olmasaydı, Karagöz bu denli bilinebilir miydi, sanmıyorum. Ragıp Bey, birçok öğrenciyi yetiştirdi. Karagöz'ün tüm Türkiye'ye yayılmasında etkili olan onun yetiştirdiği öğrenciler oldu."
Özek, Karagöz'ü bugün yaşadığı biçimde yorumlamayı daha değerli bulduğunu dile getirerek, izleyicilerin Geleneksel Türk Gölge Tiyatrosu'nun yıllar içindeki değişimini de görebileceği bir sergiye imza attıklarını söyledi.
Serginin tasarımını yapan Karşılaşmalar ekibinden Sevim Sancaktar ise salgın sürecinde bu kadar geniş çaplı bir serginin tasarımını yapmanın zorluğuna değinerek, şöyle konuştu:
"Çok önemli bir ekip işi ortaya çıktı aslında. Sergilemeyi tasarlamak üzerine düşünürken içeriğin tarihselliği ve bunu bugünün diliyle anlatma konusunda çokça düşündük. Bir müzede sergi hazırlıyorduk. Orada alanlar birbiriyle karşı karşıya gelmeye başladı. Bir yandan koruma dürtüsüyle hareket ediyorduk diğer yandan da statik bir sergilemeden uzak durmaya çabalıyorduk. Mekanın mimarisini tasarlarken figürlerin hareketlerinden yararlandık."
Kaynak: