"Son yaşadığımız Elazığ ve İzmir depremleri tekrar gösterdi ki ülkemizdeki yapı stoğu oluşması muhtemel depremlere karşı yeterli güvenlikte değildir.Özellikle köyden kente dönüşün ve nüfus artışının hızlandığı 80’li yıllarda yapılmış, denetimden uzak, derme çatma konutlar şehirlerimizi boğmuş; tedbir ve sorumluluk almadığımız sürece de boğmaya devam edecektir.
Şehir merkezlerindeki sağlıksız yapılaşma hem şehir yaşamını, hem de vatandaşımızın hizmet alma kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Sağlıklı yapı stoğu ile kentleşmenin sağlanması için oluşturulan 6306 sayılı kanunun uygulanması ile kolayca çözülebilecek birçok sorun ise maalesef çözülememekte ve giderek büyümektedir.
Bu isteksiz ve sorumluluk almaktan uzak durmayı tercih eden yaklaşım sebebi ile belediyelerimiz tarafından yapılan imar planları uygulanamamakta; başta sağlık ve eğitim tesisleri olmak üzere pazar yerleri, park, yollar gibi ihtiyaçlar karşılanamamaktadır. Deprem gibi etkiler karşısında riskli yapıların bulunduğu birçok imar parselinde bir-iki ev sahibinin aile içi çekişmesi, kuru inadı ve en önemlisi açgözlülüğü yüzünden uygulamaya geçilememekte, parsel paydaşları ve mahalle halkı Belediyelerimizin kanun ile sağlanan birçok enstrümanı kullanma konusundaki çekimserliği sebebi ile göz göre göre mağdur edilmektedir. Sonuçta milyonluk konutların yanında hala 40 yıl önceki yaşamı devam ettirmek zorunda kalan insanlarımızın depreme dayanıklı, konforlu konut ve yaşam alanı ile hizmet alım hakkı elinden alınmaktadır.
Yapı güvenliği ile sağlıklı kentleşmenin sağlanması amacı ile çıkarılan 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunun, ilgili kanunu ve uygulama yönetmeliğini bir kez bile okumamış belli odaklarca rantsal dönüşüm kanunu olarak lanse edilmeye çalışılması ve algı oluşturulması ise anlaşılabilir değildir. Kentin ortasında ambulans, itfaiye, belediye hizmet araçlarının giremediği, hizmet götürmenin (Doğalgaz vb) neredeyse imkansız olduğu, sağlıklı olmayan riskli yapıların olduğu çökelti alanları ne ülkemize, ne de güzel Konya’mıza yakışmamaktadır.Geçen yıl ilimizde meydana gelen ve yapının çökmesi ile babaanne ve 2 torununu kaybettiğimiz üzücü olayların tekrar yaşanmaması; sağlıklı, güvenilir konutların oluşturduğu mahallelerin ve kentin oluşturulması için 6306 sayılı kanun ile sağlanan hak ve yaptırımların başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm İlçe Belediyelerince kullanılması bir keyfiyetten öte zorunluluk haline gelmiştir. Bu konuda başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm İlçe Belediyelerini göreve davet ediyorum. Mülk sahiplerini de bu konuda mutlaka üzerlerine düşeni yapmaya çağırıyoruz.
Unutmayalım ki, geç kaldığımız her gün hizmet etmekle yükümlü olduğumuz Konyalı hemşerilerimizin sağlıklı ve güvenilir yapılara ve çevreye kavuşmasının önüne geçiyoruz."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
