Kekeç'in tabutuna omuz verdiklerini, helalleştiklerini, dualarla toprağa verdiklerini bildiren Altun, şu ifadeleri kullandı:
"Gerçek bir hakikat savunucusu, dimdik duran bir mücadele insanı, eğilip bükülmeyen namuslu bir fikir adamı ayrıldı aramızdan. Duruşuyla, fikirleriyle, eserleriyle hepimizi bir şekilde etkilemiş, çıktığımız bu çetin yolculukta yol arkadaşımız olmuştu. Haktan, hakikatten şaşmamış, doğru bildiğini her yerde söylemekten çekinmemiş, kocaman yüreğinde kimseye kin beslememiş modern zaman yiğidiydi Ahmet Ağabey."
Altun, ülkenin en zor zamanlarında fikirleriyle vesayetçi zihniyetlere karşı sonuna kadar savaşan Kekeç'in yargılandığını, işsiz kaldığını, hastalandığını ama buna rağmen savunduklarından bir milim geri adım atmadığını vurguladı.
Fahrettin Altun, şunları kaydetti:
"12 Eylül'den 28 Şubat darbesine kadar hep baskı gördü kalemi ama doğru bildiğinden ve çizgisinden hiç şaşmadı. Gün geldi yazması yasaklandı ama müstear isimle yine kalemini konuşturdu. Bu fikir sancısı ile tamamladı fani dünyadaki ömrünü. Hep doğruyu söyledi, doğruyu yazdı. Romanları, öyküleri hep bir mücadelenin taşlarını döşüyordu. Hayatını da eserleri gibi doğru bildiğini savunmaya, hakikatin tarafında durmaya ve bunun için bedel ödemeye adadı. Gerçek bir hiciv üstadıydı. Hakiki bir hayat sürdü. Emeğe saygısı büyüktü. Hak yemez, yedirmezdi. Anadolu gibiydi. Milletin ferasetini temsil edenlerdendi. Fikri muarızlarının bile hakkını teslim ettiği dosdoğru bir kalemdi Ahmet Kekeç. Aramızdan aynı doğruluk üzere ayrıldı. Biz ondan razıyız. Allah da razı olsun. Seni unutmayacağız Ahmet Ağabey. Eserlerin hepimize mirastır. Savunduğun hakikati savunmaktan hiçbir zaman geri durmayacağız. Mekanın cennet olsun."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
