Son Dakika Haberler

Bu haberi daha sonra okumak için kaydedebilir ve sağ üst köşedeki butona basarak haberi okuyabilirsiniz!

İkindi Sohbetlerinde “Mevlâna’da Gönül Kelâmı” konuşuldu

Konya Büyükşehir Belediyesi ile Konya Fikir, Sanat Kültür Adamları Birliği Derneği ve Selçuk Üniversitesi Mevlâna Araştırmaları Enstitüsünün ortaklaşa düzenlediği Yaşayan Konya Hafızası İkindi Sohbetlerinde bu hafta Necmettin Erbakan Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş tarafından “Mevlâna’da Gönül Kelâmı” konulu bir konferans verildi.

İkindi Sohbetlerinde “Mevlâna’da Gönül Kelâmı” konuşuldu
Altıntaş konuşmasının başında tarihte milletlerin yetiştirdikleri değerlerle anıldıklarını, bu değerleri genç nesillere aktarmanın boynumuzun borcu olduğunu ifade edip “Medeniyetimizin inşasında birçok kişi görev almıştır. Düşünceleri yaşadığımız toplumda büyük önem taşır. Bu önemli şahsiyetlerden biri de Mevlâna Celaleddin Rûmî’dir. İslam düşüncesi; felsefe, tasavvuf ve kelâm ilimleriyle anlaşılır.”

MEVLÂNA’NIN FİKİR DÜNYASINDA BABASININ ETKİSİ
İslâmî ilimleri bir bütün olarak ele alan Mevlâna, Ebu Hanife, Fahreddin Râzî gibi âlimlerden bahseden Altıntaş, aklî ve naklî ilimlerde ön plana çıkan Mevlâna'nın babası Bahaeddin Veled’in Râzî ile olan tartışmaları üzerinde durdu: “Harezmşahlar  döneminde Sultan Muhammed Harezmşah; BahaeddlnVeled ve Fahreddin Razi ile bir araya gelerek ilmî sohbetler yapmışlar. Râzî’nin aklı öne çıkartmasına Veled’in kerameti ön plana çıkartması bazı problemlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.Veled’in Fahreddin Râzî'yi Yunan filozoflarının bir takipçisi olmakla itham etmesi üzerine Veled karşıtlarının sultana saltanatının tehlikede olduğunu belirtmeleri üzerine Veled ailesiyle Belh’den hicrete karar verince 5-6 yaşlarında olan Mevlâna ailesiyle önce Bağdat’a sonra Şam ve Mekke’ye gitmiş, Konya’ya geldiğinde 20 yaşlarında olan Mevlâna İslâmî ilimleri tahsil etmişti.”

MOĞOL TEHLİKESİNİN FİKİR DÜNYASINA ETKİSİ
Kriz döneminde âlimlerin dilinin muğlak olduğunu belirten Altıntaş, Batı’da beliren Haçlı tehlikesi ve Bağdat’ın Moğollar tarafından yağmalanmasının can ve mal güvenliği adası olan Anadolu’ya yönelişi hızlandırdı. Tarihçi İbnü’l-Esîr’in “Keşke annem beni doğurmasaydı bu büyük felaketten evvel ölüp gitseydim.” sözleri Müslümanların Moğol istilâsından  dolayı geleceklerinden ümitlerini keserek  insanda irade özgürlüğünü reddeden cebriye akidesini benimsemişlerdir. Cebriyeci bakış açısı, onların hem tasavvufi ve hem de kelâmî düşüncelerini etkilemiştir. Mevlâna,  Cebriyeci zihniyete karşı, ruhen ve fikren dinamik bir insan tasavvuru inşasıyla işe başlamıştır.

DUYGU PAYLAŞIMI ÖNEMLİDİR
Altıntaş, tarihteki büyük âlimlerin eserlerinin bizim için önemli olduğunu, bu eserlerin topluma aidiyet duygusu kattığını dile getirdi:

“Adamın biri dört kişiye bir dirhem verdi. Adamlardan biri: - Bu parayla engûr alalım, dedi. Diğeri Arap'tı: - Hayır, dedi, ben inep isterim, engûr değil. Üçüncüsü Türk'tü:- Ne engûr, ne inep, bununla üzüm alalım, diye tutturdu. Dördüncü kişi Rum'du, o da itiraz etti: -Bırakın bunları bununla istafil alalım. Derken kavgaya başladılar. Pek çok dil bilen âlim onlara: - Durun, dedi, hepinizin de istediği olacak. Parayı aldı, onlara üzüm getirdi.” Aralarında anlaşamayan bu insanların her biri aslında aynı şeyi istemektedirler. Bu hikâyeden yola çıkarak  “Aynı dili konuşan insanlar değil aynı duyguyu paylaşan insanlar birbirini anlayabilir.” Mevlâna felsefesinde ‘üzüm metaforu” evrensel manevî değerleri temsil ediyor. Mevlâna ,oğlu Sultan Veled ve Şemsi Tebrizî eserlerinde akliyeci görüşe sert eleştiriler yaparlar.

TASAVVUF SIKINTI ANINDA İNSANA FERAHLIK HİSSİ VERİR
Mevlâna, insanın eylemleri konusunda  “Allah hâlık/yaratıcı, insan kâsib” görüşüne bağlı olduğunu ifade eden Altıntaş; “Hz. Mevlâna kuru bir akla dayalı kelâmcı değil ruh ikliminin kelâmcısıdır ve kendisi bu kelâm anlayışına göre hareket etmiştir. Tasavvuf, sıkıntı anında ferahlık hissetmesi olarak ifade edilir.” dedi. Maturidî anlayışta tüm akılların eşit olduğu görüşüne Mevlâna Eş’arî kelâmın İslâm dünyasının sorunlarına çözüm bulamayacağını, kirpi örneğiyle saldırı anında kirpinin kendisini koruma altına aldığını, Müslümanların da tepkisiz kalmaması gerektiği üzerinde duruyor.

GÖNÜL DİLİ İLE OLAYLARA BAKMAK
 İnsanın akıl, kalp ve duygu yönü olan bir varlık olduğunu söyleyen Altıntaş, insanî sorunların çözümünde bu yönler dikkate alınması gerektiğini, kalbi muhatap alan ve keşfedici motivasyonları içeren bir ‘kelâm’ anlayışı olmalıdır. Mevlâna’nın kelâmı “gönül ve mantık” bağının birlikte kurulduğu bir yapıdır. O, İslâm dünyasının kriz içerisinde bulunduğu bir dönemde yaşadı. Bütün bunlara rağmen, ümitsizliğin, kötümserliğin, geleceğine endişe ile bakmanın yersiz olduğunu dile getirdi.

Altıntaşkonuşmasını, gönül kılavuzumuzda fasıl/ ayırma yerine vasl/ birleştirme diline ihtiyacımız olduğunu belirterek tamamladı. Program sonunda Prof. Dr. Ramazan Altıntaş’a Konya Yazma Eserler Bölge Müdürü Bekir Şahin tarafından günün hatırasına hediye takdim edildikten sonra  toplu fotoğraf çekimi yapıldı.

Kaynak:

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (0)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English