Vakıf üyesi Yani Dimopolos ve Petro Pazgarlo ile Beşiktaş Kaymakamı Önder Bakan tarafından karşılanan Soylu, vakıf üyeleriyle tanıştıktan sonra bir konuşma yaptı.
Vakıfta bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ve Türkiye'de medeniyetin tüm unsurlarıyla güçlü bir gelecek oluşturmaya çalıştıklarını söyleyen Soylu, "Memleketimiz adına bu bizim büyük bir zenginliğimiz. Burada bir iklim var, bir hayat var ve devam ediyor. Eko sistemin daha büyük çerçevesi var ve hepimiz bunun içinde yaşamaya çalışıyoruz. Hepimiz dünya meselelerinin bir tarafından tutuyoruz. Ortak meseleleri samimiyetle çözmeye çabalıyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Burası herkesin İstanbul'u"
Dünyayı bir sınav dünyası olarak gördüğünü ve buradaki karışıklıkların giderilmesi için herkesin adım atması gerektiğini belirten Soylu, Suriye gibi Türkiye'ye komşu ülkelerde daha önce yaşanan ve yaşanmaya devam eden sorunlarından bahsetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde bazı kesimlerin, Erdoğan'ın başı açık kimsenin gezmesine izin vermeyeceğini söylediğini ancak çeyrek asır geçmesine rağmen Erdoğan'ın kimsenin görüşüne veya mezhebine müdahale etmediğini vurgulayan Soylu, "Burası herkesin İstanbul'u, medeniyetin ve tarihin şehri. Kentin birçok yerinde tarihi, bize bırakılan emanetleri görüyorsunuz. İstanbul güçlü ve kudretli bir şehir.1453'ten beri oluşan felsefe halen devam ediyor. Birlikte yaşama felsefesidir bu." diye konuştu.
Hem İstanbul hem Türkiye'nin büyük sınavlardan geçtiğini ve İstanbul'un herkesi birbirine yaklaştırma gücü olduğunu da aktaran Soylu, "Mesela Gezi olayları, 17-25 Aralık, 6-7 Ekim ve 15 Temmuz darbe girişimleri İstanbul'da yaşandı. Derin bir ayrım ortaya çıkarmadı ama İstanbul için hayat devam etti. İstanbul'da okudum, büyüdüm ve nereden nereye geldiğini net olarak görebiliyorum." dedi.
- İstanbul'daki hizmetler
İktidar döneminde İstanbul'da daha önce görülmemiş hizmetler yapıldığını ve açılan yollar, köprüler ve raylı sistemin İstanbullunun hayatını kolaylaştırdığını belirten Soylu, şöyle devam etti:
"Bu tür metropoller gelişmeye karşı acımasızdır. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli olmasaydı İstanbul ne olacaktı? 170 kilometre metro hattı var ve 600 kilometreye kadar çıkarılacak. Dünyanın en büyük havalimanı süksesini dünyada daha çok yayacağız. Kentin 2071'e kadar yetecek suyu var. Artık suyun yüzde 95'i arıtmayla denize bırakılıyor. Metropoller düzeyinde dünyada örneği yok bunların. Eskiden insanlar maskelerle dolaşıyordu. Bugünse İstanbul dünyanın en temiz metropollerinden biridir. Çöp ve su problemi yaşanmıyor. İstanbul dünyanın en modern şekilde yönetilen şehirlerinden biri haline geldi. Eksik var mı? Tercih ve imkansızlıklardan dolayı olur elbette. Yükselmeye geçtik.
31 Aralık 2016'dan itibaren İstanbul'da tek bir terör eylemi olmamıştır. Diğer ülkelerin önemli kentlerinde ise bu eylemlerin yaşandığı görülmüştür. Teröre karşı büyük mücadeleyi her birinizin huzuru ve birlikteliği için yapıyoruz. Terörle mücadelede Türkiye iradeli bir tutum sergilemezse çok büyük karmaşaya çekeceklerdi. Kendi imkanlarımızı yaratmasak, elimizi açıp mühimmat ve insansız hava aracı istesek bizi bugün perişan ederlerdi. Biz bütün mücadelemizi kendi sınırlarımızı ve kendi ülkemizi korumak için yaptık. Artık kendimiz üretiyoruz ve bugün biz terörle mücadele ediyoruz. Dağlarımızda 12-13 bin terörist vardı, bugün 600 ancak kaldı. Terörü finansal olarak destekleyen belediyelere kayyum verdik. Dağa insan kaynağı göndermelerini engelledik. Terörle mücadele başarısı nedeniyle İstanbul'da 9 milyon olan turist sayısı 13 milyona çıkmıştır bugün. Antalya'da ise 13 milyondan 16 milyon turiste çıktı sayı. Kimse kusura bakmasın terörle mücadelemizde Avrupa ve ABD'nin hiç payı yoktur. Bu milletimizin mücadelesidir. Yunanistan'a bir günde 10 bin kişi geçiyordu, şimdi bu sayı 66 kişiye düşmüştür. Bu göçmenler bırakılsa Avrupa'da hükümet falan kalmaz. 268 bin kişi yakalanmıştır. İran sınırında 2 milyon Afgan bekliyor. Türkiye'nin takındığı tutum çok üst düzeydedir."
- "Kendi coğrafyamızı gül bahçesine çevireceğiz"
Bakan Soylu, iktidarın Türkiye'nin altyapısını güçlendirdiğini ve darbelerle çok defa deprem geçiren ülkenin sarsılmaz hale getirildiğini ifade ederek, eğitim, sağlık, ulaştırma ve insan kaynağı alanlarında altyapının daha da geliştirilmeye çalışıldığını, İstanbul'da yeni kurulan havalimanının yeni İpek Yolu olduğunu, bunların yapılmaması durumunda Türkiye'nin bir fiskeyle bile düşebilecek konumda olacağını ve Türkiye'nin düşmesi için 17-25 Aralık ve 6-7 Ekim olaylarının yetebileceğini dile getirdi.
Türkiye'nin altyapısını tahkim etmemesi durumunda bugün ülkeye karşı yapılan ekonomik saldırıların başarıya ulaşabileceğini de kaydeden Soylu, "Biz kendi coğrafyamızı gül bahçesine çevireceğiz. İddiamız var. İyi bir seviyeye geldik. Dönem dönem sıkıntılar olmaz mı? Olur." dedi.
- "AK Parti yüzde 52 oy aldı"
AK Parti'nin 31 Mart seçimlerinde yüzde 52 oy aldığını ve 17 yıllık iktidar sonunda yüzde 52 oy almanın kolay olmadığını da söyleyen Soylu, "Tercihlerden hoşnut olmayan kesimler de var. Halk mesajını verdi. Halk bize, 'İşinizi iyi yapıyorsunuz ama eksikler de var' dedi. Milattan önceye dönmek isteyen varsa parlamenter sisteme devam etsin. Ben iki sistemde de bakanlık yaptım. Eski sistemde işler 90 kilometre hızla ilerlerken, burada 200 kilometre hızla ilerliyor ve bu sistem daha da oturacak. Bu, Türkiye Cumhuriyeti için milletin ortaya koyduğu bir tercihtir. Yarın çok işe yaradığını herkes görecektir." ifadesini kullandı.
İstanbul'un gücü üzerinden Türkiye'nin istikrarını zedelemeye çalışanlardan ve kentin ideolojik kavgaya alet edilmesinden endişe ettiğini aktaran Soylu, iktidardaki hizmetlerde çok büyük bir payı olan AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Binali Yıldırım'ın bir gösteride ıslıklanmasını ve CHP Adayı Ekrem İmamoğlu'nun mazbatayı alır almaz belediyenin veri tabanını kopyalatma girişimini eleştirdi.
- "Biz İstanbul'da seçim kaybetmedik"
Bakan Soylu, daha sonra Boğaziçi Spor Kulübü'nü ziyaret etti. Burada da bir konuşma yapan Soylu, kaybetmenin bazen kazanmak, kazanmanın da bazen kaybetmek anlamına geldiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Ankara, Adana, Antalya ve Mersin'de seçimi kaybettik. Aldık başımızın üzerine koyduk. Bir dahaki seçime kazanırız. Ama şunu söyleyeyim; biz İstanbul'da seçim kaybetmedik. Sandık nedir, nasıl işler bilirim. Yüze yakın sandıkta Binali Ağabeyin oylarını başka tarafa yazdılar. Sandıkların yüzde 10'unda fark 13 bine düştü. Yüzde 90'ı da açılsın istedik, açmadılar. Niye itiraz etmeyelim? Enayi değiliz. Kimse kusura bakmasın. O zaman millet bize, 'Sen daha seçmeninin hakkını koruyamıyorsun, terörle nasıl mücadele edeceksin?' diye sormaz mı? Burada yeniden er meydanı var. Herkes propagandasını yapıp ortaya koyuyor. Sosyal medya karar verici değildir. O zaman sosyal medyaya göre seçim yapılsın, öyle şey olur mu?"
İstanbul'a iktidardan önce hizmet yapılamadığından da bahseden Soylu, Ekrem İmamoğlu'nun, "Ankara'da çalışması gerektiğine" yönelik sözlerini de eleştirerek, 23 Haziran'a kadar İstanbul'da kalacağını ve bir İstanbul seçmeni olarak da çalışacağını kaydetti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
