Mahkeme heyetince açıklanan davanın gerekçeli kararında, iddianame, sanık savunması, tanık beyanları, savcılık mütalaası, FETÖ'nün yapılanması ve 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin bilgiler ile mahkemenin sanık hakkındaki hukuki değerlendirmesi yer alıyor.
Sanığın savunmasında hakkındaki suçlamaları inkar ettiği belirtilen gerekçeli kararda, heyetin sanık hakkında kurulan hükümle ilgili değerlendirmesine yer verilerek, iddianame belirtildiği gibi sanığın ''Gülcan Büfe'' adlı yerden örgütün sivil imamı tarafından arandığı ve bunun alınan bilirkişi raporu ile mahkemece de sabit görüldüğü kaydedildi.
Duruşma sırasında dinlenen tanıklar Ö.B ve C.F'nin aynı grup içerisinde yer aldıklarını beyan ettikleri, bağlı bulunduğu şahısları ve açık kimlikleri söylemek suretiyle sanık ile aynı grupta yer aldıklarını yönünde vermiş oldukları beyanlar neticesinde sanığın hiyerarşik bir yapı içerisinde dörtlü grup halinde bir ''abi'' olarak adlandırılan örgüt elemanının altında faaliyet yürüttüğü belirtilen gerekçeli kararda, sanığın örgütün toplantısına katıldığı ve kod adı kullandığı vurgulandı.
Kararda, sanığa verilen cezanın oranıyla ilgili de şu değerlendirme yapıldı:
''Sanığın TSK mensubu olarak devlete ve millete olan bağlığı üst düzey olması gerektiği halde bu bağlılığından ayrılıp Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Anayasal kurumları hedef alan bir örgüte bağlılık göstermesi dikkate alındığında, suç kastının yoğunluğu ortaya çıkmakla hakkında tayin edilen cezanın alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle tayinine karar verilmiştir.
Yine sanık hakkında ceza tayin edilirken örgüte olan bağlılığını ve örgüt içerisindeki konumunun, suçun yarattığı tehlikenin ağırlığı, örgütün TSK yapılanması içerisinde darbeye teşebbüs etmesi hususları birlikte değerlendirilerek sanık için tayin edilen cezadan bu gerekçeler ile alt sınırdan ayrılarak sanığa 8 yıl 9 ay hapis cezası şeklinde hüküm tesis edilmiştir.''
Gerekçeli kararda, sanığa verilen hapis cezasının süresinin dikkate alınarak, tutukluluk halinin de devamına hükmedildiği belirtildi.
Mahkeme heyetinin bu kararıyla, ankesör-sabit kontörlü hatlardan iletişime geçen örgüt mensubu askerlere yönelik açılan davalarda üst sınırdan verilen ilk ceza oldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ'nün TSK yapılanmasına yönelik soruşturmada, örgüt içi haberleşme amacıyla kullanılan ankesör-sabit kontörlü hatlardan iletişim kurduğu tespit edilen eski astsubay Dursun Enli hakkında hazırlanan iddianamede, sanık Enli'nin ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
