“Söz konusu bir insanın yaşamı olduğunda, siyaset dâhil her şey ayaklarımızın altındadır”
Yaşanan acıların, ilkelliklerin, cehaletin yurdumuzda ve dünyanın her yerinde son bulması için kadınlar ve erkeklerin, hep birlikte gerçek anlamda bir dayanışma içinde bulunması gerektiğinin altını çizen Doğan, “Bir annenin, bir genç kızın ya da sadece bir insan olarak, yaşama savaşı veren mazlum bir kadının, köşesinde Allah’a yakarırken, bir başkasından yardım dahi alamadan can vermesi hiçbir siyasete malzeme yapılamaz. Söz konusu bir insanın yaşamı olduğunda, siyaset dahil her şey ayaklarımızın altındadır. Biz AK Partili kadınlar olarak önce insanız, sonra kadınız. Dünyadaki hiçbir kazanım, güç veya makam bir kadının yaşam hakkından daha değerli olamaz. Bugün gerçekten bir dayanışma günü ise, başta HDP Diyarbakır İl başkanlığı önünde yavrularına kavuşma acısıyla gözyaşı döken analarımızın haykırışlarına kulak verilmelidir. Her türlü terör örgütü lanetlenerek, annelerimizin taleplerinin karşılanması için dürüstçe somut adımların atılmalıdır. Gerçekten dayanışma günü ise, sokakta yürüyen tüm kadınların kılık ve kıyafetine bakılmaksızın, yaşam tercihini veya inancını öne çıkarmadan, tüm siyasi partiler tutarlı ve ortak tavır içinde olmalıdır. Bugün kadına şiddet konusunda dayanışma mesajı verilecekse, öncelikli olarak bir grup başkan vekili, partisinden olmayan kadın grup başkan vekiline haddini bildirme hadsizliği gösterdiğinde, bizzat kendi partisinin binlerce kadın üyesi tepki vermelidir.” şeklinde konuştu.
“Şiddetin dini, inancı, kültürü veya milliyeti olmaz”
AK Kadınlar olarak kadına yönelik şiddetin karşısında olacaklarını ve bu konuda her türlü mücadeleyi vermeye devam edeceklerini aktaran Doğan,“Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, yeryüzünde sözde gelişmiş topluluklar kendi ülkelerindeki islamofobya örneklerine, inanç ve yaşam özgürlüklerine ilişkin saldırılara karşı durmalıdır. Ülkemizde 6 milyona yaklaşan her dinden ve Irktan gelmiş mültecilere ve özellikle de Suriyelilere gösterilen insani duruşu görülmeli ve takdir edilmelidir. Bu samimiyeti göstermeksizin, münferit hadiseleri Türkiye’deki iktidarı, lideri veya dolaylı olarak milletimizi rencide etmek, aşağılamak ve siyasal bir fırsata dönüştürmek isteyenlere karşı dün olduğu gibi, bugün de sessiz kalmayacağız. Dünyanın bir düzen içinde gidebilmesi için her meselenin belli bir adalet ve hakkaniyet içinde yürütülmesi gerekmektedir. Şiddetin dini, inancı, kültürü veya milliyeti olmaz. Katliam her yerde katliamdır, kimse savunamaz ve sonuna kadar da katiller ile mücadele şarttır. “Zalimin zulmü varsa, mazlumun da Allah’ı vardır.” Sözüne uygun olarak biz AK Kadınlar, yeryüzünde Allah’ın verdiği canları korumak için her türlü mücadelede yer alacağımızı yineliyoruz, samimi olan her dayanışma çabasına da varız diyoruz. Devlet olarak da, parti olarak da bizler ne kadar sorumluluklarımızın bilincinde olsak da; biliyoruz ki bu ahlaksız, acımasız ve aşağıların aşağısı konumdaki canavarların, zalimlerin ve katillerin bitmez tükenmez saplantıları, bozuk ruh ve karakterleri ve daha pek çok sapkın düşünceleri dünyada yayılarak artmaktadır. Bu acı hadisler karşısında ülkelerin, şehirlerin, mahallelerin veya apartmanların içine münferit olarak yayılmış, adeta birer virüs gibi sızmış bu hastalıklı hücreleri teker teker ayıklayıp bertaraf etmek için tüm tarafları dayanışmaya davet ediyoruz. AK Kadınlar, olarak bizler ilk günkü hassasiyetimiz ve titizlikle, bu konuda tavizsiz duruşumuzu göstermeye devam edeceğiz. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde, her türlü şiddete karşı Turuncu Çizimizi çekiyoruz. Aynı duyarlılığa sahip toplumumuzun tüm bireylerini de turuncu çizgilerini çekmeye davet ediyoruz.” diye konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.