Kamuoyu verilerine göre, Başkan Trump’ın COVID-19 salgını idaresinden dolayı beğenenler oranı aylardır düşüş gösteriyor.
Kamu oyu analizinde uzmanlaşmış FiveThirtyEight haber sitesi tarafından toplanan veriler, Trump'ın krizi nasıl ele aldığını onaylayan Amerikalıların oranının Nisan ayının başından bu yana düşüşte olduğunu gösterdi. Son netice, adımlarını beğenmeyen kişilerin sayısının yüzde 10 civarında destek verdiklerinden fazla olduğunu gösterdi.
Yoklama sonucunun arkasında, hükümetin salgının ilk aşamasından bu yana attığı yanlış adımların kapsamlı bir şekilde sorgulanması vardı.
Bu yılın ilk iki ayında, yönetim, başkanın tekrar tekrar iddia ettiği gibi, hastalığın ABD'nin “tamamen kontrol altına olmasını” ve “ortadan kalkacak” gibi kelimelerle umut verici düşünceyi güçlendirerek hastalığın ciddiyetini küçümsüyordu.
İdare böylece ekonomiye ciddi aksamalar getirecek büyük adımlar atmaktan kaçındı. Cumhurbaşkanı'nın söylediği gibi tek “cesur eylem”, son 14 gün içinde Çin'e seyahat eden yabancı uyruklulara seyahat yasağı çıkarma kararıdır.
Ancak uzmanlar, geriye dönük olarak böyle bir yasağın etkisini sorguluyorlar. Çalışmalar, küresel bir merkez üssü haline gelen New York şehiri ve etrafında COVID-19 vakalarının çoğunlukla Avrupa'dan geldiğini buldu.
İdarenin tehdidin ciddiyetini sürekli küçümsemesinden haftalar sonra, koronavirüs ABD'nin her tarafına yayıldı ve ABD, 1.6 milyondan fazla teyit edilmiş vaka ve 100.000'e yaklaşan ölüm sayısı ile COVID-19'un küresel merkez üssü haline geldi.
Bu nedenle yönetimin yanıtı, dikkat eksikliği ve tehdide karşı yavaş tepki göstermesini sorgulayan medya ve uzmanlar tarafından incelenmiştir.
Uzmanlar, önce Çin ve daha sonra yönetime hizmet edenler, ABD ve dünyayı Ocak ayının başından beri tehdit konusunda uyardılar, ama ülkeyi pandemi için daha iyi hazırlayabilecek temel adımlar uzun süre atılmadı.
Hükümet, tıbbi ekipmanların depolanması, sosyal mesafeli yönergelerin başlatılması ve test özelliklerinin genişletilmesi gibi tedbirlerin alınması konusunda geri kalmıştı. Hükümetin tepkisi medya tarafından giderek “koronavirüs başarısızlığı” olarak adlandırılıyor.
Böylece yönetimdeki bazı kişiler, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile Çin'in en saldırgan eleştirmenlerinden biri olarak böyle bir başarısızlık için Çini günah keçisi yapmaya başladılar.
Bu, hastalığın adının herhangi bir ülke veya yerle ilişkilendirilmesine karşı tavsiyede bulunan Dünya Sağlık Örgütünün kılavuzuna rağmen, ABD başkanı da dahil olmak üzere, koronavirüsü “Vuhan virüsü” olarak adlandırmakla başladı.
İlave olarak, Pompeo koronavirüsün bir Çin laboratuvarından sızdığını ireli sürdü ve küresel bir soruşturma talep etti. Bunlar, Çin tarafından redd edildi, ABD'li yetkililer tarafından sorgulandı ve Avustralya ve Avrupa Birliği de dahil olmak üzere ABD müttefikleri tarafından geri itildi.
ABD ve Avustralya istihbarat teşkilatları, destekleyici kanıt eksikliğinden ötürü laboratuvar teorisine karşı oldular. Avrupa Birliği yetkilileri iki ülke arasındaki suçlamanın durdurulması çağrısında bulundu.
Pompeo'nun kendisi bile geçen hafta bir röportajda laboratuvar teorisinin “yanlış olabileceğini” söyleyerek karışık mesajlar göndermişti.
Carnegie Uluslararası Barış Vakfın’dan Suzanne DiMaggio Vanity Fair’e şunları söyledi: “Onun güvenilirliği çok azaldı, yaptığı açıklamaları özellikle müttefiklerimiz arasında şüpheyle karşılanıyor.”
Yetkili, "Yedi uluslar Grubu arasındaki işbirliğini baltalamaktan etkili bir aşı geliştirmek için Avrupa önderliğindeki çabaları sarsmaya kadar, Pekin'i cezalandırma konusundaki acımasız fiksasyonu bizi açıkta ve izole bırakıyor" dedi.
Pompeo’nun Çin hakkındaki suçlaması, ofisinin COVID-19’a verdiği yanıttan dolayı artan bir saldırı altında olduğu için geldi.
ABD Senatörü Bob Menendez (D-NJ), Mart ayında Pompeo'ya “Dışişleri Bakanlığının koronavirüs pandemisine yavaş ve yetersiz yanıtını derhal düzeltmesini” isteyen bir mektup gönderdi.
Menendez, “Bakanlığın güçlü bir yanıt vermemesinin, yurtdışında konuşlanmış olanlar da dahil olmak üzere kendi çalışanlarının sağlığını daha fazla riske attığından ve Amerikan halkının sağlığını ve refahını daha da tehlikeye attığından korkuyorum” dedi. Menendez aynı zamanda Departmanın COVID-19 gibi pandemi planlamasında şeffaflık eksikliğini sorguladı.
Kaynak:
