Tarım ve Orman Bakanlığının ilgili kurumları, çiftçi örgütleri olan yereldeki Ziraat Odaları ve kolluk kuvvetleri tarafından çiftçilere yönelik olarak verilen tüm eğitim çalışmalarına ve yapılan tüm uyarılara rağmen anız yangınlarının önlenmesine karşı istenen başarının elde edilemediğini vurgulayan Şahin, "Anız yangınlarına karşıyız. Ama maalesef bu kadar takip etmemize rağmen yaz dönemi sonunda hasat bitti mi anızları yakmak için tarlalar maalesef ateşe veriliyor." ifadesini kullandı.
Anız yangınlarının nedenleri arasında çiftçinin yaşadığı mali sıkıntıların da bulunduğunu dile getiren Şahin, hububat üreticisine ilave bir destek verilmesi halinde bu sorunun da üstesinden gelinebileceğini belirtti.
Şahin, anız yangınlarının toprağa verdiği zararlara da işaret ederek, şunları kaydetti:
"Çiftçi, Ağustos'ta harmanını kaldırıyor ama ekim ayında da ekmesi lazım. Bu arada bir eylül ayı var, eylül ayında bu tarlayı ekime hazırlaması gerekiyor. Ne yapacak? Şimdi buğdayımızın sap kısmını, toprakla 10 santimlik kısmını yok edebilmesi için bunu yok edecek makineyi tarlasına sokup çıkarsa veya birkaç sefer fazla sürse bu çiftçinin giderini artıracak. Dolayısıyla kimse görmeden yakıp geçiyor. Bu da toprağımızın mineralini öldürüyor. Anız yakılması, 330 derece ısı yaratıyor, bu ısı da toprakta yaşamını sürdüren canlıları yok ediyor. Onlar olmazsa hayat olmaz zaten. Çiftçimiz o bir aylık sürede tarlasını hazırlayabilmek için yakmak zorunda kalıyor. Bunun ne kadar eğitimini verirsek, ne kadar önüne geçmeye, kolluk güçleriyle nöbet tutmaya çalışsak da bir türlü önüne geçilemiyor. Bunun bir tane yolu var, devletimizden diğer desteklere ilave olarak anızla mücadele konusunda 'anızını yakma kardeşim, sana ben mazota ilaveten şu kadar destek veriyorum' gibi bir destek beklentimiz var. Bu olursa, anız yangınlarının kesinlikle önüne geçileceğine inanıyoruz."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
