Özellikle Soğla bölgesinde sahil bandındaki "Göle girmek, avlanmak tehlikeli ve yasaktır" yazılı uyarıcı levhaların artık göl sularının çekilmesi nedeniyle anlamını yitirdiğine dikkati çeken Tan, şöyle konuştu:
"Beyşehir Gölü'nde çocukluğumuzda, çok uzun yıllar önce her yer kumsaldı, plajdı, Antalya sahillerini aratmayan ince kum vardı. Suların çekildiği bu alanlarda yüzülebiliyordu. Burası çok yakın geçmişte de içerisinde balıkların olduğu, su kuşlarının cıvıltılarının yükseldiği bir alandı. Ama şu anki manzaraya baktığımızda tamamı suları çekilmiş bir alan, daha ilerilerde kamış ve sazlıkların olduğu bataklık ve balçık bir alan bulunuyor."
Beyşehir Gölü'nde su seviyesinin özellikle yaz dönemlerinde çok düştüğünü ancak göl sularının kayıplarını kış dönemlerindeki yağışlarla da tam olarak telafi edemediğini vurgulayan Tan, bundan dolayı göl derinliğinin son yıllarda giderek azaldığını kaydetti.
Beyşehir Gölü'nün aynı zamanda bir içme suyu havzası olduğunu anımsatan Tan, gölde kirlilik yönünden de birtakım sıkıntılar yaşadığını dile getirdi.
Türkiye'de kuruyan göllerden örnekler veren Tan, Beyşehir Gölü'nün de yakın gelecekte akıbetinin böyle olmasından endişe ettiklerini ve gerekli önlemlerin alınmasını istediklerini aktardı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
